Siyasette oyun sonu: Barzani örneği
iyaset, satranca benzer. Oyun açılışı, oyun ortası ve oyun sonu diye aşamaları vardır satrancın. Siyaset de aynıdır.
Kural şudur: Üç aşamayı da başarılı yapmazsanız, sonunda oyunu kaybedersiniz.
Bir kişinin siyaset sahnesine çıkma şekli, siyasette kalmak için yaptıkları ve siyasete veda etme biçimi, bir kişinin tarihe nasıl kaydolacağını belirler (siyasette oyun sonu teorisi için geniş bilgi 03.09.2015 tarihli yazım).
Bunun en son şaşırtıcı örneği Barzani olmuştur. Siyaset sahnesine girişi, yaptıkları ile Kürtlerin efsane lideri olmuşken, son referandum hamlesiyle, tüm kariyerini zedeleyen, halkına zarar veren ve siyasetten çekilmek zorunda kalan bir lider olarak tarihe geçecek sanırım. Hepsini oyun sonu hamlesi belirlemiş olacak.
KÜRTLERİN ALDATILMA TARİHİNDE YENİ SAYFA
Barzani’nin veda konuşmasında dramatik bir cümle vardır bana göre: “Amerika neden sesini çıkarmadı?” Böylece referandumun arkasındaki gücü ve aldatan tarafı görmüş olduk.
Kürtlerin aldatılma tarihi diye bir makale yazmıştım geçen sene (12.01.2016). Orada, Rusya, İngiltere, İran, ABD tarafından Kürtlerin tarih içinde nasıl aldatıldığını anlatmıştım. Bazı Kürt okurlarım bana tepki göstermişti.
Barzani’nin siyasete veda ederken kullandığı cümle, bu aldatılma tarihine yeni bir sayfa eklendiğini gösteriyor.
“Amerika neden ses çıkarmıyor?
Ne hazin bir durumdur ki, Babası Molla Mustafa Barzani de, ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’e gönderdiği mektuplarda, neden ortada bırakıldığını ve neden terk edildiğini dramatik bir üslupla sorar.
Babasından yıllar sonra, Mesut Barzani siyasi hayatına mal olacak hatayı, yine Amerika’ya, İsrail’e güvenerek yaptı anladığımız kadarıyla.
KÜRTLERİN EN BÜYÜK ZAAFI: DEVLET
Kürtler, Osmanlı’nın zayıflamasından (1806) bu yana, “Kürt devleti” hülyasını sömüren birçok devlet tarafından defalarca kandırılmıştır. Bu hülya, Kürtlerin en büyük zaafıdır.
ABD, Irak’ta Barzani’yi, Suriye’de de YPG/PKK’yı aynı hayalle kandırıyor. Barzani siyaseten intihar etti. Yakında PYD/PKK da öyle olacak. ABD bölge ülkelerinden istediği her ne ise, onu aldığında, tarih boyunca tüm büyük devletlerin yaptığı gibi, Kürtleri yine terk edecek ve aldatmış olacaktır.
Üzülerek söylemeliyim ki, bizim coğrafyamızda Kürtler, büyük devletler tarafından en çok kullanılan, en çok aldatılan etnik grup olarak tarihe geçmişlerdir. İran, Irak, Suriye, Türkiye ile hesabı olan her devletin ilk kullandığı, irtibat kurduğu azınlık, Kürtler olmuştur.
İkinci sırada ise etnik olarak değil de, ideolojik körlüğe sahip örgütler, topluluklar kullanılmıştır. Dev-Sol, DHKP-C, TİKKO gibi sol örgütler, İslam dinini ideolojik bir sapmayla algılayan FETÖ, IŞİD, El Kaide, Haşdi Şabi, Eş Şebap, Boko Haram gibi örgütler, başka devletlerin kullandığı, işleri bitince de çöpe atacağı örgütlerdendir.
Maalesef coğrafyamız, herkesin herkesi kullanmak ve aldatmak için uğraştığı, zor bir coğrafyadır. Dikkatli olmayan, hırslarına kapılan, ideolojik körlüğe düşen ve ‘ben de o devleti kullanırım’ diye egosunun esiri olan her şahıs, her örgüt bu coğrafyanın tarih çöplüğünde bolca bulunur.
KDP İLE İLİŞKİLER DÜZELTİLMELİ
Mesut Barzani büyük hata yapmasına rağmen, Türkiye, Irak’ta yine de en büyük ittifakı Barzani’nin partisi KDP ile kurabilir. Talabani’nin partisi KYB, Goran, Komela gibi partilerin dokusu Türkiye ile uyuşmaz. İran, bu üç partiyi de derinlemesine kontrol altına almış durumda. O yüzden, bunu dengeleyecek tek parti KDP’dir.
Mesut Barzani istifa ettiğine göre, yerine geleceği söylenen Neçirvan Barzani de Türkiye dostu olduğuna göre, ilişkileri yeniden ısıtmak gerek. Türkiye’nin ekonomik, askeri, siyasi menfaatleri bunu gerektirir.
Lakin bu sefer duygusal olmamak, öyle tüm yumurtaları aynı sepete koymamak lazım. Kendi devletimizden başka güvenecek bir devletin, örgütün ya da grubun bulunmadığını da, son beş yılda yediğimiz kazıklar sonrasında anlamış olmamız gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.