Kemal Öztürk

Kemal Öztürk

Hemen popüler olmak isteyen var mı?

Hemen popüler olmak isteyen var mı?

Bir insanı, bir fikri ve bir ideali, en hızlı popülizm tüketebilir. Bir intihar aracı olarak seçilebilecek en kullanışlı ve sempatik araçtır aynı zamanda.

Eskiden Türk filmlerinde gecekonduların, kasımpatı konmuş penceresinde, zengin olma hayalleri kuran gençler vardı.

Şimdi evsiz olanlar bile, bir gün mutlaka popüler olacağına, şöhreti yakalayacağına ve zengin olacağına artık çok inanıyor. Sosyal medya, popülizmi öylesine büyük bir umut haline getirdi.

MİLYONER OLAN GENÇLERİN HİKAYESİ

Her gün hayallerini gerçekleştiren bir genç adam ve bir genç kızın hikayesini duyuyoruz. Güney Koreli 9 yaşındaki Evan, sadece Youtube’da oyun videoları yayınlayarak yılda 3.2 milyon dolar kazanıyor. İsveçli Felix Arvid Ulf ise, yılda 30 milyon dolar kazanıyor. Henüz yirmili yaşlarını bitirmedi. Babam, ‘burnu sümüklü’ derdi bu çocuğu görse.

Bu gençlerin hikayeleri düzenli olarak haberleştiriliyor aslında. Ve yeni Youtuber’lar doğmasını teşvik ediyorlar. On binlerce insan da, onlar gibi şöhret olmak ve para kazanmak için adeta kendini öldürüyor. Bu yüzden sadece bir dakikada Youtube’da izlenen video sayısı 4.1 milyona ulaştı.

Daha çok dikkat çekmek, daha çok izlenmek, daha çok ‘tık’ almak için yapılmayan şaklabanlık, çılgınlık ve delilik yok. Zira bunun sonunda para kazanacaklar ve şöhret olacaklar. Eroin kullanıcısı gibi, alınan dozlar yeteli olmuyor ve sonunda yüksek dozla, yani en sansasyonel şeyler yaparak hayatlarına son veriyorlar.

POPÜLER KÜLTÜRÜN DOĞURDUĞU VE ÖLDÜRDÜĞÜ İNSANLAR

Sosyal medya kullanıcılarının ne yaparlarsa yapsınlar, belirli bir süre sonra popülerliği bitiyor. Ne hazindir ki, insanın ünlü olma, şöhret olma ve bilinir olma süreleri her geçen gün daha da kısalıyor.

Eskiden televizyon kanallarında, diziler, yarışma programları ve reality şovlar aracılığı ile bir iki yıllığına şöhret olan insanlar vardı. Sonra yeni programlar başlayınca, eski şöhretlerin nasıl da unutulduğuna şaşardı herkes.

Şimdi bir haftalığına, hatta bir günlüğüne şöhret olan, bir anda tüm ülkenin, hatta dünyanın tanıdığı insanlar var. Lakin bu insanları, ertesi günü hatırlamıyor kimse. Bunun neden olduğu psikolojik travmayı düşünebiliyor musunuz?

Popüler kültür, kendi kahramanlarını yaratmayı, şöhret yapmayı, üzerinden para kazanmayı, sonra öldürüp, unutturmayı çok iyi başarıyor. Bir, iki yıl bu şöhreti ve popülerliği sürdürebilen çok az insan olmuştur.

İNSANI POPÜLER YAPMA MERKEZLERİ

Bir zamanlar insanları popüler yapma yöntemleri ve merkezleri vardı. Bunlar içinde en güzel hikayeler, Unkapanı Plakçılar Çarşısı’nda anlatılırdı. Sanırım en güzel Yeşilçam filmleri de şöhret olmak isteyen, şarkıcı ve artist adaylarının bu hikayelerden doğmuştur.

Bir de medyada böyle merkezler vardı. Büyük gazeteleri, televizyonları kontrol eden bazı gazeteciler, bir kişiyi ünlü yapmak isterlerse, bunu kolayca yapardı. Köşe yazarlığı yapan biri, popüler aktör üretme konusunda çok uzmandı. Şimdi 150 yıl yaşamak için satılan bir ilacın kampanyasını parlatmakla meşgul.

Demem o ki, popüler olmak için, öyle gazete, tv, radyo gibi konvansiyonel medya araçlarına hiç gerek yok. Artık konvansiyonel medyadan daha güçlü ve daha etkili araçları var. Hepsi de bedava.

POPÜLER OLARAK İNTİHAR EDEN HOCALAR

İnstagram’dan tutun Youtube’a, Twitter’den tutun Snapchat’e kadar, artık popüler olmak isteyen herkesin hizmetinde deli imkanlar var. Bir günde popüler olmak için önlerindeki tek engel, sahip oldukları ahlak, vicdan, ilke, prensip gibi ‘önemsiz’ değerler. Onları aştınız mı, popülerlik kolayca geliyor.

Dram da burada başlıyor zaten. Nice aydınların, hocaların, siyasetçilerin, sanatçıların, bilim adamlarının, din adamlarının bu popülerlik hastalığı nedeniyle, gözlerimizin önünde helak olduğunu görüyoruz. Sanırım görmeye de devam edeceğiz.

Derinliği, hikmeti, duyguyu, nezaketi, dürüstlüğü en hızlı öldüren şey popülerliktir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Öztürk Arşivi