Uyuşturucunun başkenti Lice'de ölüm
Bütün hazırlıklar bitmişti 1993 yılında ve 1994'le birlikte ölüm mangaları çalışmaya başlamıştı!
Dünyanın önde gelen uyuşturucu kaçakçılarından Behçet Cantürk ve şoförü 14 Ocak 1994'te polis yelekli kişilerce kaçırıldı ve öldürüldü. Cesetleri Sapanca'da boş bir araziye atıldı. Liceli Fevzi ve Salih Aslan 28 Mart 1994'te gene polis yelekli kişilerce alındı, cesetleri TEM Yolu Sakarya dolaylarında bulundu. Yüksekovalı Savaş Buldan, Hacı Karay ve Liceli Adnan Yıldırım polis yeleklilerle karşılaştıklarında tarih 3 Haziran 1994'tü. Cesetleri Bolu'nun bir köyünde bulundu! Aynı yıl içinde Liceli Sefa Erciyes, Avukat Yusuf Ekinci, Cantürk'ün avukatı Medet Serhat ve şoförü İsmail Karaalioğlu, Avukat Faik Candan da aynı polis yeleklilerce öldürüldü. Bunca katledilen insanın "Başbakan Tansu Çiller'in elinde olduğunu belirttiği listede olduğu öne sürülüyordu!(Faili Meçhul Cinayetler Tarihi S 221)
PKK'ya arka çıkan, yardım eden, uyuşturucudan kazandığı paraların bir bölümünü bu ırkçı terör örgütüne veren ve listede yer alanlar birer ikişer öldürüldü. Resmi mermilerle yok edilen Lice'de yaşayanlar, ne olup bittiğini anlayamamıştı. Listede yer alan Kürt iş adamları kaçakçılık dünyasında Lice Lobisi olarak anılıyordu. Lice yakınlarındaki bir trafo merkezi PKK eşkıyasının saldırısına uğradı. Trafo merkezi tahrip edildi ve binada görevli iki kişi kaçırıldı. Aynı saatlerde ilçe merkezindeki bir ilkokul, kimliği belirsiz kişilerce yakıldı. Ardından ilçedeki güvenlik güçleri çevreye ateş açtı; bazı evlerle iş yerleri hasar gördü. Aynı günün akşamı güvenlik güçleri gene silaha davrandı, rastgele taramaya başladı çevreyi. Olayda iki kişi yaralandı. İlçede gerginlik giderek artıyordu.
Derken 22 Ekim sabahı, Lice yakınlarındaki bir benzinlikte bir polis aracı saldırıya uğradı. İlçeye gönderilen takviye birliklere de ateş açılınca, Diyarbakır'dan komandolar Lice'ye geldi. Öğle saatlerine doğru Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, gözünden vurularak öldürüldü. Resmi açıklamalara göre PKK öldürmüştü generali. Bahtiyar Aydın Paşa'nın öldürülmesinden sonra olaylar iyice büyüdü, ilçe merkezinden kara dumanlar yükselmeye başladı. Lice yanıyordu!! Dünyayla bağlantısı kesilen Lice, 23 Ekim akşamı yanmış, yıkılmış bir hayalet şehre dönmüştü. Olaylarda 30 kişi öldü, 100 kişi yaralandı, 401 konut ve 242 işyeri yanmıştı. (Yalçın-Yurdakul Reis; Gladyo'nun Türk Tetikçisi)
Bu fırtınayı başlatan Tansu Hanım'dı birçok kaynağa göre. İstanbul Holiday Inn Oteli'nde 4 Kasım 1993'te ilginç bir şey söylemişti: "PKK'nın haraç aldığı iş adamları ve sanatçıların isimlerini biliyoruz, hesap soracağız!" Bu konuşmayı herkes kulak ardı ettiyse de, Çiller'in ne kadar ciddi olduğu iki ay sonra anlaşıldı. Öldürülenlerin büyük bir çoğunluğu Liceli'ydi.
Bu arada 1993 yılında Erdal İnönü siyaseti bıraktığını açıkladı; anlaşılan bu yargısız infaz kararlarına daha fazla dayanamamıştı...
Böylece Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemi 90'lı yıllar, Mehmet Ağar sonra da Meral Akşener'in İçişleri Bakanlığı dönemlerinde devam etti; kurunun yanında yaş da alev alıp cayır cayır yandı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.