“İsrail baharı”
Arap Baharı’nın tüm Ortadoğu’da büyük bir dalga olarak yükseldiği günlerdi. Anadolu Ajansı olarak Arapça yayınına başlamıştık. Bunun tanıtımı için Ortadoğu’ya tura çıkmıştık. Yanımda Arapça servisinin kurucu editörü, Turan Kışlakçı vardı. Yıl 2012’ydi.
Fas’tan yola çıkmıştık. Tunus, Mısır, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Lübnan’ı kapsayan bir turdu bu. Gittiğimiz her yerde medya, siyasetçi ve kanaat önderleriyle buluşuyor, Ajansı ve Arapça servisini tanıtıyorduk. Sokaklarda gördüğümüz manzara karşısında şaşkınlığa düşmüştük.
Durum şöyleydi:
ARAP ÜLKELERİNDE GÖRÜLEN İNANILMAZ MANZARA
Bu ülkelerin limanlarında Türk gemileri, televizyonlarında Türk dizileri, inşaatlarında Türk müteahhitleri, evlerinde R. Tayyip Erdoğan posterleri, arabalarında Türk bayrağı vardı. Türkiyeli olduğumuzu öğrenen herkesin ilgi odağı oluyorduk. Herkeste müthiş bir sevgi ve dostluk vardı.
Lübnan son durağımızdı. Ofisimizin haber toplantısında masaya Ortadoğu haritasını açtık. Şöyle dedim:
“Suriye’de iç savaşın bittiğini düşünelim. Gaziantep’ten Suriye’ye arabayla giren bir kişi, tüm coğrafyayı rahatça dolaşıp, Fas’tan Atlantik okyanusuna kadar rahatça gidebilir. Tüm ülkelerin iktidarında, fikir olarak İhvan’ı, ekonomi ve siyasi olarak da Türkiye’yi görecektir.
Bu bana gurur verici gibi gelse de, aslında korkulacak bir tablo olarak geldi aynı zamanda. Zira bu tablo Batının bölgedeki tüm çıkarlarının bitmesi demektir. Tüm bu coğrafyada sıkışan ve yalnız kalan tek ülke İsrail’dir ayrıca. Böyle bırakmazlar.”
HER ŞEYİ DEĞİŞTİREN BASIN TOPLANTISI
Aynı yılın Kasım ayında, Başbakan Erdoğan Kahire ziyaretinde bulundu. AA Kahire ofisi de bu ziyaret esnasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıldı.
Erdoğan ve Mursi, Ezher Üniversitesi’nin büyük salonunda ortak bir basın toplantısı düzenlediler.
Kısa süre önce İsrail Gazze’yi bombalamıştı. Bu nedenle her iki lider ortak bir vurgu yaptılar:
“İsrail bilmelidir ki; bölge ülkeleri eski bölge ülkeleri değil, liderleri de eski liderler değil. Bunun sonucunun cezasını çekmek durumundadır.’’
17 Kasım 2012’de yapılan bu açıklama, Arap Baharı’nın bölge için, İsrail için, Amerika için ve Batı için ne anlama geldiğini en net ve tartışmasız bir biçimde açıklamıştı.
Bana göre Batılı devletler, İsrail ve eski Arap rejimleri, Arap Baharı’nı kışa çevirmeye o gün karar verdiler.
GİZLİ BİR TOPLANTI NOTU VE SONRASINDA YAŞANANLAR
Aralık ayında AA Kahire Ofisi Şefi özel bir mesaj gönderdi bana. Birleşik Arap Emirlikleri’nde İsrail ve batılı ülkelerin önemli isimleri, karanlıklar prensi Dahlan, eski rejim istihbarat şefleri, iş adamları ve siyasilerin katıldığı gizli bir toplantı düzenledi. Hedef Arap Baharını durdurmaktı. Hedef alınan ülkeler arasında Türkiye de vardı. Bilgiyi getiren kişi, toplantıya katılan bir Arap işadamıydı ve ismini açıklamıyordu.
Sonrasında yaşananları hepimiz biliyoruz. Suriye’nin düşmesine izin verilmedi ve Arap Baharı Şam kapısında durduruldu. Ardından Mısır’da darbe oldu ve tüm ülkelerde iktidarlar düşürüldü.
Türkiye ise Gezi olayları, MİT Müsteşarı’na operasyon, 17/25 Aralık yargı müdahalesi ve son olarak 15 Temmuz darbesiyle devrilmek istendi ama başarılı olamadılar.
FİLİSTİNDEN BİR ÇIĞLIK: İSRAİL BAHARI YAŞANIYOR
Geçtiğimiz hafta, Filistin Dostluk Grubu üyesi bir grup milletvekili Filistin’e gitti. Çeşitli temaslarda bulundu. Ziyaret ettikleri isimlerden biri Cenin Valisi İbrahim Ramazan’dı. Dostluk Grubu Başkanı Hasan Turan’a şunu söyledi:
“Arap Baharını kışa çevirdiler. Dünya Filistin’i unuttu. Şimdi İsrail baharı başladı.”
Hasan Turan, içinde fırtınalar eserken beni arayıp, bu konuşmayı aktardığında, birden tüm süreç gözümün önünden geçti.
Arap Baharı’nda bölgenin en güçlü, en kudretli, en huzurlu ülkesi Türkiye iken, kışa dönen iklimde, şimdi en rahat, en kuvvetli ve huzurlu ülke İsrail oluverdi.
O kadar rahat ki, Suudi Arabistan başta tüm Arap ülkelerinin hükümetleriyle siyasi ilişkiler kurmuş, hatta Suudlu din adamlarından, “İsrail’le savaşmak haramdır” diye fetva bile almışlardı. Bu da yetmedi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin desteklediği televizyonlarda Arap gazeteciler, din adamları, vadedilmiş toprakların İsrail’in hakkı olduğunu, Filistin diye bir yerin olmadığını bile söylediler.
NETANYAHU’NUN UNUTULMAZ SÖZÜ
Amerika ve Suud’u arkasına alan İsrail gerçekten bahar yaşıyor. Ancak Netanyahu’nun bir sözü dikkat çekicidir:
“Arap ülkeleriyle iş birliğimiz hiç bu kadar büyük olmamıştı… Barışın genişletilmesinin önündeki en büyük engel, bugün çevremizdeki ülkelerin liderleri değil. Bu engel, Arap sokağındaki kamuoyundan kaynaklanıyor. “
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.