Dummkopf
Bugünlerde hemen her yerde Kudüs okuyacaksınız, nasıl aldık, nasıl verdik, falan filan.
Fakat bu yazıların hiçbiri "eleştirel" olmayacaktır.
"Kahramanca çarpıştık ama ne yapalım, böyle oldu" gibilerden...
Kudüs'ü kaybetmemizin, daha doğrusu bütün Suriye cephemizin "göçmesinin" ve İngiliz ordusunun taa Mısır'dan kalkıp taa Adana'ya gelebilmesinin başlıca sorumlusu, General Erich von Falkenhayn.
Bu adam bir dönem Alman Genelkurmay Başkanı'ydı.
İçler acısı duruma bakın ki, Osmanlı ordusunun genelkurmay başkanı da bir Alman'dı, General Bronsart von Schellendorf (bunu biliyor muydunuz Enverciler?)
Falkenhayn denilen herif hıyarın tekiydi. Hiçbir tarihçi bunu bu şekilde söylemez.
Kısa saçlı, bıyığı yerinde, yakışıklı bir "Alaman paşası"... Fakat beyin yok!
Bu adam savaşı bitirmek için 1916 yılında batı cephesinde, Verdun'de büyük bir saldırı düzenledi.
Fakat amacı bir muharebe kazanmak değil, Fransız ordusunun "kanını akıtmak", ağır kayıp verdirerek teslime zorlamaktı. Verdun'e saldırmanın hiçbir "stratejik" faydası yoktu.
Fransızlar direndiler. Aylarca süren çarpışmalarda Fransız ordusu ağır kayıp verdi ama Almanlar da verdiler.
Ve de Falkenhayn görevinden alındı.
Ceza olarak, Filistin cephesine, yani bizim başımıza verildi!
Alman çöplüğüydü ya burası...
Falkenhayn bizim komutanlardan büyük tepki gördü. "Alın başımızdan bunu" denildi. Enver, Alman dostlarını kızdırmamak için buna bir türlü cesaret edemedi. Mustafa Kemal istifayı bastı.
Ve de Falkenhayn, batı cephesinde çuvalladığı gibi doğu cephesinde de çuvalladı.
İngiliz ordusu bastırdı, ortada ne Gazze kaldı, ne Kudüs, ne Şam, ne de Halep.
"Artık bu kadarına da pes" diyen Almanlar Falkenhayn'ı geri çektiler. Yerine o meşhur Liman von Sanders geldi.
Zaten Falkenhayn'ın Verdun fiyaskosu üzerine Almanya'da fiilen iki başka generalin, Hindenburg ile Ludendorff'un "askeri diktatörlüğü" kurulmuştu. İmparatoru bile takmıyorlardı.
Bu iki babayiğit ne halt etti, bilir misiniz? Alman ordusu sapasağlam ayaktayken "biz bu savaşı kazanamayız" dediler ve faturasını da sivil politikacılara ödettiler. Mütarekeyi politikacılara imzalattılar. İkisinde de teslim olduğunu belgeleyecek yürek yoktu, kestaneleri ateşten başkasına çektirdiler.
Savaştan sonra Falkenhayn fazla yaşamadı, 1922'de öldü. Ludendorff, Hitler'in yeni palazlanmakta olan Nazi Partisi'ne yazıldı. Hindenburg da günün birinde iktidarı Hitler'e teslim etmek üzere cumhurbaşkanı olacak ve "Almanya'nın görüp gördüğü en öküz başkan" olarak tarihe geçecekti...
İşte Enver'in sevgili Almanlar'ı!
Almanya'ya boyun eğen, bedelini böyle öder.
Başını dik tutan kazanır.
Size tarih anlattım ama Türkçe anlattım. Kusura bakmayınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.