Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan

Yeni yıla şiirle başlamak belki hepimize iyi gelir

Yeni yıla şiirle başlamak belki hepimize iyi gelir

Biliyorum, yeni yıl kutlamaları İslam toplumlarında pek hoş karşılanan bir durum değil. Hatta kimi çevreler bu olayı dini bir çerçeveye yerleştirerek adeta putperestlik adeti olarak değerlendirmektedirler.

Kuşkusuz eski zamanlarda, Müslüman toplumlarda böyle adetler yoktu. Ancak kabul etmek gerekiyor ki, yaşadığımız modern zamanlar insanların hayata bakışlarını, kutlama ve eğlence biçimlerini de değiştirmiş bulunuyor. Elbette insan fıtratına uymayan ve hakikat algısını perdeleyen bir takım yaşama biçimlerine teslim olmak zorunda değiliz.

Ama yeni bir yıla başlarken, hayatımıza ‘yaşama sevinci’ katmasını umduğumuz yeni umutlara yelken açmanın hayat tarzlarımızı tehdit eden bir yanı olduğunu düşünmek de sanırım biraz abartılı bir yaklaşım olur.

***

Ayrıca bir gerçeğin altını dikkatle çizmek gerekiyor ki, yeni yılın Hıristiyanlıkla bir ilgisi yoktur. Hıristiyanlık adeti olan Noel’dir. Türkiye’de farklı dinlere mensup kesimler hariç, Noel kutlaması yapan toplum kesimleri bulunmamaktadır.

Ancak biliyoruz ki eski zamanlarda olmamasına rağmen, bugün Türk toplumunda doğum ve evlilik yıldönümleri de kutlanmaktadır. Bunlar insanların sevinçlerini, mutluluklarını paylaştığı güzel anlardır. Dolayısıyla insanların güzel anlarını paylaştığı bu yeni adetleri, İslam kültüründen zoraki yollarla elde edilen kutsal metinlerle yasakçı bir iklim oluşturmak ne dinin ruhuyla, ne de çağın ruhuyla izah edilebilecek bir durum değildir.

Maalesef bizim toplumumuzda zamanla dini algılamada oluşan taassup, sanki İslam’ın gelenekleri, adetleri reddeden bir din olduğu şeklinde bir anlayış hakim olmuştur. Oysa İslam bir rahmet dinidir, en bariz özelliği de hayatı yasaklarla değil, müjdelerle tarif etmesidir.

Ayrıca unutmayalım ki İslam’ın ruhunu, yaşadığımız dünyanın diline tercüme etmeden modern zamanlarda dindarlık bilincini yaşatmak ve hayata hakim kılmak mümkün değildir. Dolayısıyla, gelenekleri, görenekleri reddeden, İslam’ı adeta yasaklar manzumesi olarak takdim eden “Ham softa-kaba yobaz” tiplerin diliyle yeni nesillere İslam’ı anlatmak hiç mümkün değildir.

Unutmayalım, güzel bakan güzel görür. Yaşadığımız dünyayı cehenneme çeviren zalimlere, diktatörlere, dünyayı ateşe vermeye çalışan bunamış ihtiyarlara rağmen, yeni yıla pozitif duygularla ve umutlarla merhaba demek istiyoruz. Daha güzel yarınlar adına, yeni yıl hepimize güzellikler getirsin...

***

Eminim ki üstat Sezai Karakoç’un ‘İnci dakikaları’ şiiriyle 2018’ karşılamak hepimize iyi gelecek.

/Sen bana yeni yılsın her dakika 
Her dakika bir yaşıma daha giriyorum 
Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni 
Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın 
Ben bin parçaya bölündüm her parçasında 
Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın 
Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın 
Erkek ağlar mı diyeceksin 
Hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı 
Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum 
Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında 
Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden 
Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey 
Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya 
Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde 
Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya 
Sen benim ağlamamı erkekliğime 
Uyanan ölmeyen yenilenen 
Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan 
Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say 
Bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu 
Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say 
Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam 
Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım 
Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım 
Şehrin ölümünü yanlış anlama 
Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar 
Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar/

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ocaktan Arşivi