ABD’yi konuşmak ama nasıl?
Kaçış yok!
ABD'yi daha çok konuşacağız.
Mecburuz.
Ama nasıl?
Tv yorumcularında yaygın bir kanaat var. Neymiş? ABD ne yaptığını bilmiyormuş; Washington'da her kafadan bir ses çıkıyormuş; Beyaz Saray ve Pentagon kontrolü elinden kaçırmışmış...
Net söyleyeyim: Bu bakış açısına kendimizi fazla kaptırırsak...
Yani bir hastalığın semptomlarını andıran bu "belirti"lere odaklanıp altta tıkır tıkır işleyen mekanizmaları gözden kaçırırsak çok vahim bir hataya düşeriz.
Derdimi güncel bir örnekle açayım...
PYD/YPG'ye verilen silahlar konusunda son bir buçuk ayda ABD yönetimindeki her departmandan ayrı ses çıktı. Bu doğru!
Pentagon ile Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı arasında bile farklı yaklaşımlar ortaya çıktı.
Ya da bize öyle yansıtıldı!
Sonuçta ne oldu?
Şu son bir iki gün içinde bile TIR'lar dolusu silah Irak'tan Kuzey Suriye'ye aktarıldı.
Hepsini geçtim...
91'de çizilmiş Kuzey Irak ve Suriye stratejisinin kararlılıkla sürdürüldüğünü artık anlamazdan gelme hakkımız olabilir mi?
Dahası...
1988'de İsrail tarafından ortaya konan Odet Yinon planına göz attığımda, orada tarif edilen gelecek haritalarından bugün bir milim bile geri adım atılmadığını; hedeflerin hep aynı kaldığını görüyorum.
O halde...
Bizi asıl ilgilendirmesi gereken ABD'nin vitrini değil, beynidir.
Bizimle savaşan o!
Orada temelden bir değişim gerçekleşinceye kadar, işimiz var!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.