Kudüs’te ABD’ye değil, Müslümanlara kızın!
Müslümanların namusunu Filistinliler kurtarıyor.
Kudüs için onlar gibi direnen ve canını veren başka bir Müslüman millet yoktur.
İslam dünyasının son yüz yılda en çok sürgün edilmiş, en çok yurtsuz kalmış, can vermiş milleti Filistinliler olmasına rağmen, yine de en güçlü direnci gösteren onlardır.
Dün ve bugün ABD’nin Kudüs’e Büyükelçiliği’ni taşımasına onlarca genç canlarını vererek direnmeye çalıştı. Dünyadaki diğer İslam ülkeleri ise açıklama, kınama, endişeyle karşılama ve retorikle kaldı sadece.
Kudüs için can verenler ve dünyaya ses verenler yine Filistinliler oldu. Ellerindeki en kıymetli şeyi, canlarını feda etmekten başka da yapacakları bir şey yoktu.
ÖLMEK KOLAY, KUDÜS’E GİTMEK ZOR
O gençleri Ramallah’ta, Doğu Kudüs’te, Gazze’de, El Halil’de gördüm, konuştum. Ölmek onlar için çok kolaydı. Zor olan ise Gazze’den, Ramallah’tan Kudüs’e geçmek, orada namaz kılmaktı onlar için. 30 yaşındaki Yasin, hiç Ramallah’tan çıkamamıştı. Ramallah dediğiniz yer, Fatih’ten küçük bir yerleşim yeridir.
Gazze’de doğup, Gazze’de ölen çok yaşlı olduğunu söylediler. Hiçbiri Kudüs’ü göremediği gibi, Gazze dışına da çıkamamış. Gazze dediğiniz yer de Gebze kadar bile yok. 1.5 Milyon Filistinli orada esir tutuluyor.
Bombardıman esnasında Gazze’de ve İsrail askerlerinin Mescidi Aksa baskınları esnasında Kudüs’te oldum. Bir milletin ölümden hiç korkmadan, doğal bir refleksmiş gibi hemen nasıl direnişe geçtiğini gözlerimle gördüm.
Kaç gündür süren gösterilerde birçok genç şehit oldu. Dün bu sayı çok arttı. Bir tek gün dahi gösterilere katılan Filistinli sayısı azalmadı. Canlarını feda etmeye hazır binlerce Filistinli akın akın yürüdü, saf saf dizildi. Çıplak ellerdeki taşla, işgalci İsrail askerinin mermilerine karşı koymaya çalıştı.
Dedim ya, Müslümanların namusunu Filistinliler kurtarıyor.
Peki ya geri kalanımız?
KUDÜS İSRAİL’İN GÜCÜNDEN DEĞİL, BİZİM YÜZÜMÜZDEN ESİR
Kudüs’ün işgali Müslümanların beceriksiz ve utanç veren tutumları yüzünden olmuştur. Yoksa İsrail ve İngilizlerin büyük gücünden dolayı kaybetmedik o şehri.
Bugün de Kudüs, İslam dünyasının basiretsiz, beceriksiz, yozlaşmış ve ahlaki değeri kalmamış iktidarları yüzünden esir olmaya devam ediyor.
Ne İsrail’in askerleri ne de ABD’nin uçak gemileri birleşmiş Müslüman ülkeler karşısında durabilir aslında. Ancak kokuşmuş rejimlere sahip devletler yüzünden Müslüman ülkeler birlik olamıyor, Filistin için direnemiyor, Kudüs’ü kurtaramıyor.
Kudüs’te ABD büyükelçiliği binasını gösteren her tabela, direnişin sembolü Hanzala’nın kalbine çakılmış bir kazık gibiydi. Hiçbir devlet ses çıkarmadı.
Adım adım böğrümüze saplanan bu kazıkların acısı, ABD ve İsrail ile ittifak yapan, Kudüs’ün işgaline göz yuman sözde Müslüman ülkelerin ihanetinden daha acı değildir.
Suud’un öncülük ettiği, BAE’nin tetikçilik yaptığı ve iradesiz, yoz rejimlerin köleler gibi onları takip ettiği bir grup devlet, gözümüzün önünde, Kudüs’ün topyekun işgalini teşvik etti.
Filistinliler ne kadar Müslüman ülkelerin namusunu kurtarıyorsa, İsrail ile işbirliği yapanlar da o kadar İslam aleminin namusunu kirletiyor.
ASIL KIZMAMIZ GEREKEN İSLAM ÜLKELERİ
Ne ABD’ye ne de İsrail’e kızıyorum artık. Onlar dinlerinin, çıkarlarının, inançlarının, ideallerinin gereğini yapıyor.
Asıl İslam dünyasına kızıyorum. Asıl sorun bizim içimizde. Türkiye gibi canı yanarak Kudüs için feryat eden kaç ülke var etrafta bir bakın. Kaç ülke bu meseleyi dert edindi kendine?
Bırakın dert edinmeyi, bir de işgalcilerle iş birliği yapan ülkeler olduğu sürece Kudüs’ün kurutulması mümkün değildir.
Acı gerçeği kabul edelim:
Kudüs, İsrail’in güçlü olmasından dolayı değil, İslam dünyasının beceriksiz, basiretsiz, yozlaşmış rejimleri yüzünden esirdir.
Kızacaksak doğru yere kızalım.
Son sözüm şudur:
Müslüman devletler birleşemiyorsa, Müslüman milletler birleşmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.