​Peygamberimiz (s.a.) ashâbına, “Yollarda, sokaklarda oturmaktan sakının” buyuruyor. Ashâbı “Buna ihtiyacımız var, orada birbirimizle buluşup konuşuyoruz” deyince “Orada oturmakta ısrar ediyorsanız yola hakkını verin” buyuruyor.

Ashâbı soruyor:

-Yolun (sokağın) hakkı nedir?

-Gözü haramdan korumak, kimseye rahatsızlık vermemek, verilen selamı almak, iyi davranışları teşvik etmek ve kötülerini engellemektir.

Efendimiz (s.a.) bakma, görme konusundaki kuralı Hz. Ali’ye şöyle açıklıyor:

“Bir bakışa diğerini ekleme (yasak olana tabii olarak ilk bakıştan, gözün onu ilk gömesinden sonra gözünü ondan çevir ve bir daha bakma). Birincisi tabii ve kasıtsız olduğu için seni sorumlu kılmaz, ama ikinci bakış aleyhine olur.”

Müslüman gözle işlenen günahlardan uzak kalabilmek için tedbirler almalı, kaçınılması zor durumlara düşmekten sakınmalıdır.

Bu konuya örnek olarak eski zamanlarda plajlardan, havuzlardan değil de hamamlardan söz edilmiş ve hamama girmenin caiz olabilmesi için şu şartların oluşması öngörülmüştür:

Tedavi veya vücudun kirini atmak niyeti.

Tenha zamanlarını tercih etmek.

Açılması haram olan yerlerini (avretini), altını göstermeyen bir peştamal ile örtmek.

Gözü harama ilişmesin diye yere veya duvara bakmak.

Açılanları uygun bir dil ile uyarmak ve örtünmelerini hatırlatmak.

Dellâk (keseci) kullanıyorsa avret yerlerini görme ve dokunmalarına imkan vermemek

Anlaşma veya örf ve âdete göre belirlenmiş bir ücret ile girmek.

Suyu ihtiyacı kadar kullanmak.

Yalnız girmeye gücü yetmiyorsa dinlerini koruyan bir topluluk ile girmek.

Sıcak hamam ortamında Cehennemi hatırlamak.

Bunları yapamıyorsa tesettüre riayet etmek ve gözünü korumaya gayret etmek.