Dengeleri değiştiren milliyetçi dalga
Tartışmasız bu seçimin en şaşırtan sonucu, milliyetçi oylardaki yükseliştir. Sosyoloji, siyaset bilimi ve toplumdaki değişimle ilgilenen herkesin dikkat kesilmesi gereken konu da budur.
Türkiye çok kuvvetli bir milliyetçi dalgayla karşı karşıyadır.
Sanırım seçimde ‘dip dalga’ bekleyenlerin şaşırdığı şey de bu oldu. Tespit edilemeyen bir dip dalganın gelip AK Parti’yi ve Erdoğan’ı vuracağı iddia ediliyordu. Ancak milliyetçi bir dip dalga gelip birçok şeyi değiştirdi. Ve bu milliyetçi dalga hiçbir şekilde, hiçbir araştırma şirketi tarafından da tespit edilemedi.
Peki sebebi nedir bu milliyetçi dalganın?
MHP SÜRPRİZİNİN SEBEBİ NEDİR?
Seçim gecesi sanırım ekranlara çıkan herkesin “nasıl olur anlamadım” tepkisiyle yorumlayamadığı en önemli konu, Milliyetçi Hareket Partisi’nin aldığı oy oldu. Partisi bölünmüş, neredeyse miting yapmamış ve tüm anketlerde oyları düşmüş gözüken MHP % 11 oy aldı tek başına. Dünyada bölündüğü ve kampanya yapmadığı halde oylarını arttıran tek parti sanırım MHP oldu.
Bu oyu nasıl aldı MHP?
Seçimden sonra en önemli konulardan biri, partiler arasında oy kaymalarını tespit etmektir. Araştırma şirketleri bu konuyla ilgili çalışmaları hemen başlattılar bile.
Ancak ilk tespit edilen şey, 1 Kasım seçimine göre 7 puan gibi büyük oy kaybı yaşayan AK Parti oylarının büyük kısmının MHP’ye kaydığı yönündedir. Bunun ne oranda olduğu ve hangi bölgelerde bu kaymanın yaşandığı araştırmalarda ortaya çıkacaktır.
Benim kanaatim, bu yükselişte bir diğer önemli etken, özellikle gençler arasında hızla yayınlan milliyetçilik dalgasıdır.
AK PARTİ MHP GEÇİŞKENLİĞİ
Seçimden önce sürekli olarak vurguladığım bir şey vardı: Seçmen, Cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a, Meclis’te başka partiye verebilir demiştim. İşte gerçekleşen şey budur. AK Parti seçmeni Erdoğan’a destek vermiş ama bir uyarı mesajı niteliğinde oyunu başka partiye vermiştir. Yine de insaflı davranarak, ittifakın bir parçası olan ve tüm anketlerde AK Parti seçmenlerinin ikici patisi konumuna gelen, MHP’yi tercih etmiştir.
Erdoğan kendi partisinden 10 puan fazla oy aldı. MHP bu oyun kendisinin olduğunu söylüyor. Acaba AK Parti’nin 1 Kasın oyları (%49,5) Erdoğan’da varlığını sürdürürken, AK Parti’de 7 puanlık bir kayba uğraşmış olabilir mi? Yani MHP ve diğer partilerden 3 puan gelmiş, ancak geri kalan 1 Kasım seçimindeki AK Parti’nin kendi oyları mı? Tam olarak araştırma yapılmadan bilemiyoruz.
DÜNYADAKİ MİLLİYETÇİ DALGA TÜRKİYE’YE ULAŞTI
Uzun süreden beri Avrupa’yı kasıp kavuran milliyetçi dalgadan bahsediyoruz. Aslında buna milliyetçi dalgadan ziyade ırkçı, yabancı düşmanı, İslamifobik, ötekileştirici dalga dememiz lazım. Avusturya’da cami kapattıran, İtalya’da göçmen teknelerini ölüme terk eden, Fransa, Almanya, Hollanda’da yabancı ve Müslüman azınlığa karşı şiddete dönüşen dalga dememiz daha doğru.
Bu dalganın ABD dahil tüm batı ülkelerini tesir altına aldığı görülüyor. Sanırım korkmamız gereken boyutta ve hızda. Kısa süre sonra Bulgaristan’dan Hollanda kıyılarına kadar tüm Avrupa’da ırkçı, yabancı düşmanı, çok kültürlüğe karşı iktidarları göreceğiz. Tıpkı İkinci Dünya Savaşı’ndan önce olduğu gibi.
TÜRKİYE’DEKİ MİLLİYETÇİLİK TEHLİKELİ BOYUTTA MI?
Bu seçimde AK Parti, MHP ve İYİ Parti’nin milliyetçilik dalgasının etkisiyle yükseldiğini hepimiz görüyoruz. Bu üç partinin oylarının toplamı % 64 gibi bir oy ediyor. Özellikle gençler arasında milliyetçiliğin çok güçlü ve hızlı biçimde yayıldığını söyleyebiliriz. İşte bu üç partiyi beseleyen, özellikle MHP’yi büyüten şeylerden biri de bu akımdır.
Ancak şunu söylemeliyiz ki, Türkiye’deki milliyetçilik akımı, karakteristik olarak Avrupa’ya benzemiyor. Aşırı ırkçı değil, yabancı düşmanlığı yoğun değil, çok kültürlülüğe karşı değil ve şiddet eğilimli hiç değil.
MHP-AK Parti ittifakında Kürt oylarının hala AK Parti’ye gelmesinin en önemli sebebi, milliyetçi tonunun kararında tutulmasıdır. Erdoğan ve Bahçeli, tüm konuşmalarında son derece dikkatli olmuş, Kürtleri ve diğer etnik unsurları küstürmemiştir.
Türkiye daha soft bir milliyetçilik, milli/yerli kavramlarıyla kendisini tarif eden bir akımın etkisindedir destek daha doğru olacak. Bunun da çok tehlikeli olduğunu söylemek doğru olmaz. Ancak yine de özgürlükler, çok renklilik, çok kültürlülük ve farklılıkların korunması açısından dikkatli olmak gerek.
BAHÇELİ’NİN GAZETELERE VERDİĞİ İLAN
MHP lideri Devlet Bahçeli adıyla ve fotoğrafıyla dün gazetelere bir ilan verildi. Benim de adımın olduğu, onlarca gazeteci, yazar, akademisyen, kamuoyu araştırmacısı seçim öncesinde MHP’nin “parçalanması” için yoğun çaba harcadığı iddia edildi ve kınandı. Şahsen benim böyle bir amacım, hedefim asla olmadı. Suçlamayı reddediyorum.
Seçimlerden hemen sonra, böyle bir ilanla kişilerin hedef gösterilmesi, ne toplumsal barışa, ne huzura, ne de sükunete katkı sağlar. İnsanların can güvenliğini, işini, aşını tehlikeye sokacak bir ilandır bu. Çok yadırgadım ve yakıştıramadım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.