Felaket tellallarına kulak vermeyin!
Bir alt başlık daha atalım; ANCAK GEÇMİŞİ BİLENLER GELECEĞİN SENTEZİNİ ÜRETEBİLİRLER...
Bu noktada soralım; bugün ortalığa dökülüp “felaket senaryoları” üretenler acaba geçmişi ne kadar biliyor ve doğru bir “sentez” üretebiliyorlar mı?
Sevgili dostlar, 1946-2011 arasında Türk ekonomisine dair önemli notlara birlikte göz atalım...
1- Türkiye 1946-1948 arasında ilk yabancı doğrudan yatırım ile tanıştı. 1946 devalüasyonu sonrası ilk doğrudan yatırım ülkeye girdi ve yabancı sermayeyle üretim için ilk adım atıldı.
2- Türkiye 1954-1958 arasında en ciddi ekonomik krizlerinden birini yaşadı. Bu krize rağmen üretim denemeleri durmadı ve ilk çamaşır makinesi 1959'da, ilk buzdolabı 1960'ta üretildi.
3- 6 Ağustos 1958'de yapılan devalüasyonla doların değeri 2.80'den 9.02 liraya yükseltildi.
4- 1954-1958 krizi ve son dalga olan 1958 devalüasyonu siyasi olarak 1960 darbesinin yolunu açtı.
5- Türkiye kriz sonrası ABD ve IMF onayıyla 300 milyon dolarlık bir borçlanma planladı. Planladı ama paranın tamamını asla alamadı.
6- 1960 darbesi 1950-1960 arasındaki 10 yıllık dönemi sona erdirdi. Sonuç kötüydü ama detaylar farklıydı. Türkiye 10 yılda 47 fabrika açtı ve üretime geçti. Bunlar olurken özellikle 1954 sonrası "küresel güçler" Türkiye için "krizi hazırlamaya" başlamışlardı.
7- 1954-1958 arasında ortaya çıkan kriz, ekonomiden çok siyasi dinamikleri etkiledi. 1958 sonrası Rusya ile ekonomik yakınlaşma başladı ama başlatanların yaşamasına ve devam etmesine izin verilmedi.
8- 1965 genel seçim yılıydı ve Türkiye 1965 yılında % 9, 1966'da % 12 ve 1967 yılında % 4.2 oranında büyüdü.
9- 1968'de % 3.8 olan enflasyon, 1969'da % 7.8'e ve 1970 muhtırası sonrası % 16.5'e yükseldi.
10- Askeri "düzeltme" sonrası Türkiye yine "krize doğru" kayarken, IMF başta olmak üzere "küresel güçler" Türkiye'de ipleri ele almaya başladılar. 1950-1954 ve 1965-1970 arasında "bağımsızlaşma" denemesi yapan Türkiye her ayağa kalkma çabasında ekonomik olarak çökertildi.
11- Sanayi üretimi 1965-1970 arasında % 55'ten fazla arttı ama 1970 sonrası tablo çok farklı olmaya başladı. 1968-1971 arasındaki "kriz" daha şiddetli olarak 1977-1980 arasında Türkiye'yi yine vurdu.
12- IMF 1966'dan başlayarak Türkiye'yi "devalüasyon" diye sıkıştırmaya başladı ve istediğini aldı.
13- Türkiye, 1950-1970 arasında düzensiz de olsa zaman zaman Amerika'dan hızlı büyüdü. ABD ekonomisi 1960-1969 arasında ortalama yüzde 4.5 büyüdü.
14- 1970'ler Türkiye için daha kötü günlere sahne oldu. 1977'den sonra "kara dönem" başladı. Döviz sıkıntısı ve yokluklar "normalimiz" olurken 1977'de çok tanıdığımız bir olay oldu ve hükümet "yeni bir paket" açıkladı. Türkiye, 1978 yılında ancak % 1.4 oranında büyürken, 1979 yılında % 0.7 daraldı.
15- 1954-1958 arası yaşanan kriz ve 1958 devalüasyonu Türkiye'de ana tabloyu darbeyle değiştirirken, 1977-1980 arası da aynı sonucu üretti. 1977'den 1980 darbesi olana kadar yaşanan dönemde ekonomik bozulma ve artan terör Türkiye'yi bir kez daha askeri darbeye götürdü.
16- 1980 sonrası 1978'de zorla uygulatılamayan DÜNYA BANKASI raporu masaya kondu. 1982 sonrası "tüketim" ana politika olurken "borçlanma" da tüketimi karşılamak için artmaya başladı.
17- 1982-1994 arasında ülke defalarca ekonomik sallantı yaşadı. Özellikle 1982 sonrası kurulan ekonomik düzen, en büyük çöküntüsünü 1994'te yaşadı.
18- 1994 ve 2001 artık ekonomik değil SİSTEM krizleriydi! Ekonomi "iflas" noktasına gelirken Türkiye, tarihinin en büyük iç ve dış borçlanmalarını yapmak zorunda kaldı.
19- 2007-2009 arasında Dünya ekonomik olarak sallanırken, Sayın Cumhurbaşkanımızın tarihe (Başbakan olarak) geçen tespiti damga vurdu; “Teğet geçecek”! Gerçekten de teğet geçti ve Türkiye 2013 yılında gördüğü “tarihi en noktalarına” kadar yoluna devam etti.
20- 2013 Mayıs ayında son 200 yılın en düşük faizini gördük ve hazine gösterge faizi “4,61’i test etti”. Arkasından Türkiye’ye yönelik Gezi olayları ile başlayan saldırı 2016 Temmuz ayında Darbe ve işgal girişimine dönüştü!
Sevgili dostlar, TÜRKİYE YUKARIDA KISACA ÖZETLEDİĞİM BÜTÜN BADİRELERİ ATLATARAK BUGÜNLERE GELDİ VE BİR DÜNYA GÜCÜ OLMA YOLUNDA İLERLİYOR! BU NOKTADA “BATTIK, BİTTİK” DİYENLERE SORUYORUM; SADECE AMİGO MUSUNUZ HEM DE KÖTÜ NİYETLİ YOKSA GEÇMİŞİN SENTEZİ İLE Mİ KONUŞUYORSUNUZ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.