Türkiye'nin nüfusunun en az 450 milyon kişi olduğunu biliyor muydunuz?
Pardon, 455...
Bendeniz ilkokula başladığımda bize "27 milyon" diye öğretmişlerdi, İstanbul 1 milyonu azıcık geçiyor, Ankara da milyona yaklaşıyordu...
Demek ki altmış yılda epey mesafe kat etmişiz!
Artık hangi danışmanı yanıltıyorsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan da "81 milyondan" söz ediyor...
Bu kadar tevazuya gerek yok, 450 milyon kişiyiz.
Çünkü, Anıtkabir'i açıldığından bu yana (yani 65 yılda) tam 450 milyon kişi ziyaret etmiş!
Böyle dediler.
Vallahi böyle dediler.
Herkes de soluğu Anıtkabir'de almıyor ya, hiç gitmeyenler de vardır. Öyle ya, bunun içinde dincisi var, Kürtçüsü var, sinamekisi var, üşengeci var, çok gezeni ama Ankara'ya hayatında hiç ayak basmamışı var...
Ortalama iki kişiden biri gitse, Türkiye'nin nüfusu 900 milyona ulaşır.
65 yılda 900 milyon genç yaratmışız her yaştan.

***
Her yıl 5 ila 9 milyon vatandaş koşuyormuş...
Eh, 5 kere 65, 325... 9 kere 65, 585...
Hesap öyle de böyle de oturmadı ama demek ki ortalamasını almışlar.
Bu hesabı nasıl yaptınız?
Her giden defter mi imzalıyor da çetelesini tutuyorsunuz?
Nöbetçi geleni gideni kelle hesabı mı sayıyor?
Bendeniz iki kere gittim, hiçbir yazılı kanıt bırakmadan çıktım. Bilseydim iki çentik de ben atardım.
Eh, ne yapalım, bendeniz "gizli Atatürkçü"yüm! Yaygarasını etmiyorum.
"Göz kararı" mı bu rakama vardınız?
Abdülaziz'in saray aşçısının İmparatoriçe Eugenie'ye pilav tarifi gibi, el kararı pirinç, göz kararı su, el kararı yağ, göz kararı tuz...
Yahu bu iş biraz sizin "cumhuriyet mitingi" katılım sayısına benzemedi mi?
Hani beş yüz bin kişiyi beş milyon yapmıştınız da, sonradan "nereye gitti seçimde bu beş milyon" diye şaşmıştınız...
"450 milyon kere ziyaret edilmiş" de demiyorsunuz. Öyle deseniz, "eh, 81 milyonda 9 milyon, aşağı yukarı onda bir eder, makul sayılır" deyip geçeceğiz.
450 milyon "kişi" diyorsunuz. Her biri ayrı ayrı...
Tam 28 ülkenin toplam nüfusu ediyormuş.
28 ülkenin tekmil vatandaşı akın akın Ankara'ya mı koşmuş yoksa?
Demek ki hepsinin bahtı kara... Çünkü Ankara Ankara, seni görmek ister her bahtı kara.
***
Biz size "atmayın" demiyoruz.
"Destekli" atın ve de ufak atın diyoruz.
Ki, civcivler de yiyebilsinler.
Sizin oralarda çoktur civciv. Çoğu da emekli.