Suudi Arabistan’ın vatandaşı olmak denilen rezillik
Olayları yaşamaktan öteye yapılması gereken şey, yaşananlardan ders almak değil midir? Son birkaç hafta içinde o kadar yoğun yaşadık ki, bunları bir anda geçmişin unutulanları arasına atmamalıyız...
Vatandaşlık
Suudi Arabistan'ın kendi vatandaşlarına reva gördüklerini düşününce, insanların bir ülkenin vatandaşı olmaktan öteye güvenceler aradıkları kolayca görülebilir. Vatandaşlık gerçekten uluslararası âlemde kişiye güvenceler ve bazen de imtiyazlar verir. Birey arkasında bir devletin bulunduğunu bildiği zaman, yaşama da daha farklı açıdan bakar.
Kaşıkçı olayı
Ancak Cemal Kaşıkçı olayıyla da gördük ki, bir devletin vatandaşı olmak kişiye yetmiyor. O devlette demokrasi olmasa bile insan haklarına ya da yaşamak hakkına saygılı olunması bekleniyor. Hele o devletin bir konsolosluğunda vatandaşın parmaklarının kesilip sonra kafasının da kopartılması, asla kabul edilebilir bir şey değildir.
Trump utanmalı
Eğer ABD Başkanı Donald Trump, Suudilerden kopartacağı dolarlar uğruna bu kepazeliği görmezden gelirse ve haddini bilmez Veliaht Prens'le kanka ilişkisini sürdürürse, ABD de, Suudilerle birlikte yerin dibine batacaktır. İran'a saplantılı şekilde düşmanlık seslendiren ve İran'a karşı Suudileri süren Trump, aynaya baktığında yüzünün kızardığını herhalde görecektir.
Ders alalım
Bu olaydan alacağımız ders ortadadır. Bir Türk vatandaşı inancı, düşüncesi, eğilimi ne olursa olsun, insanca muameleye hak kazanmış demektir. Bu durumun göz ardı edildiği 1980'li yıllarda Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları değerlendirelim. O işkencelere maruz kalan insanların sonra kendilerini PKK içinde bulduklarını hiç unutmayalım.
İyi ilişkiler
Yaşadıklarımızdan alabileceğimiz bir diğer ders de, Türkiye'nin tüm devletlerle ilişkilerini sağlıklı bir çizgide sürdürmesinin sayısız faydalar sağlayacağıdır. Amerika ile ilişkilerdeki hafif düzelme bile, ekonomiye olumlu yansımıştır. Avrupa ülkeleri ve özellikle Almanya ile yapıcı diyalog da, çeşitli olumlu yansımalara gebedir.
Kısacası biz biz olalım, düşüncelerimizi de, tepkilerimizi de, öfke ile değil aklın rüzgârında seslendirelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.