Al sana ihanet!
Dün, “yurtsever” bir CHP’li aradı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun son zamanlarda işi iyice “sömürüye” döktüğünü anlattı.
Nasıl bir sömürü?
Bir “Soros muhibbi” olarak bazı (“ulusal”) değerler konusunda “liberal” (yani “geniş”) bir tutum takınması gerekirken, birden “Atatürk ve Türkiye sevdalısı” kesilmiş... Böyle bir sömürü...
Bunu açmasını söyledim.
Şöyle dedi: “Kemal Bey aslında Atatürkçü filan değildir. Türkiye yanlısı da değildir. Konumu icabı Atatürkçü görünmek zorundadır.”
Bunu da açmasını söyledim.
Güneş gazetesinin dünkü manşetini örnek gösterdi... Bu manşet her şeyi özetliyormuş.
Hak verdim.
Gerçekten de Güneş gazetesi her şeyi özetliyordu; “Atatürk ve Türkiye yanlısı” bir görüntü çizen Kılıçdaroğlu’nun esas yüzünü ortaya koyuyordu.
Hatırlayalım:
Kılıçdaroğlu, tarihçi Kadir Mısıroğlu’na geçmiş olsun ziyaretine giden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş’ı istifaya davet etmişti.
Bu ziyaret “Atatürk’e hakaret”miş... Aynı zamanda “Tarihimize ve şehitlerimize ihanet”miş.
Bakalım öyle miymiş?
Bakalım Kılıçdaroğlu, “Atatürk”, “Türkiye” ve “şehitlerimiz” konusunda pozisyon alma hakkına, hatta “ehliyetine” sahip miymiş?
Birazdan sıralayacağım bilgileri Güneş gazetesinin manşetinden derledim.
Kılıçdaroğlu, Diyanet İşleri Başkanı’nı istifaya davet ediyor ama arşivler Atatürk’ü aşağılayan, Türkiye’ye karşı düşmanın safında savaşacağını açıkça ilan eden CHP’lilerin skandal açıklamalarıyla dolu.
Kılıçdaroğlu, bırakın Cumhuriyet değerleriyle alay eden CHP’lilere ses çıkarmayı, bilakis onları baş tacı yaptı ve hepsine birer milletvekilliği armağan etti.
İşte o ihanet arşivi:
Sera Kadıgil, “Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim, ‘şehitler ölmez vatan bölünmez’den tiksindiğim kadar” paylaşımı ve ezana hakaret eden açıklamalarıyla adını duyurdu. “Bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım” sözleriyle safını net bir şekilde ortaya koydu. Kılıçdaroğlu tarafından önce parti meclisine alındı, ardından milletvekili yapıldı.
Eren Erdem, 2011 yılında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı, İran safında olurum” dedi. 2014 yılında CHP’den milletvekili seçildi, Kılıçdaroğlu’nun prensleri arasına girdi.
İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, “Mustafa Kemal’in askeri” olmayı içine sindiremedi. CHP’lilerin Atatürk’e sadakatlerini göstermek için kullandıkları “askeriyiz” ifadesinin yanlış olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu’nun partide en güvendiği isimlerden biri olarak görevine devam ediyor.
Mustafa Kemal’e “kefere” diyen Mehmet Bekaroğlu, Kılıçdaroğlu’nun davetiyle CHP’ye katıldı. Yine Kılıçdaroğlu’nun kontenjanından parti yönetimine girdi, genel başkan yardımcılığına kadar yükseldi. CHP milletvekili olarak görevine devam ediyor.
Aylin Nazlıaka, “Necati Yılmaz, odasındaki Atatürk posterini indirdi” açıklamasıyla, CHP Genel Merkezi'nde yaşanan skandalı ifşa etti. Kılıçdaroğlu, Nazlıaka'yı partiden atarken, Yılmaz'a dokunmadı.
Kılıçdaroğlu’nun milletvekili yaptığı isimlerden, hemşerisi Hüseyin Aygün, Atatürk’ü soykırım yapmakla suçladı. “Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardır” dediği halde, Kılıçdaroğlu ağzını bile açmadı.
Güneş gazetesinin haberi böyle...
Bir ekleme de ben yapayım:
Kadir Mısıroğlu, “Sarıklı Mücahitler”i yazmış değerli bir tarihçidir ve asla “Türkiye karşıtı” değildir... Ama Kemal Kılıçdaroğlu, çift taraflı ajan olan Parvus Efendi’yi “değerlerimiz” arasında sıralayacak kadar şaşırmış bir “Türkiye sevdalısı”dır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.