Seçim kampanyaları nasıl değişmeli?
Hani derler ya, ‘lafı ağzımdan aldın’ diye. Tam öyle bir durum oldu. Bir grup arkadaşla seçim kampanyalarındaki çevre ve ses kirliliği üzerine konuşuyorduk önceki gün. Bayrakların, flamaların, afişlerin, pankartların yarattığı çirkin görüntünün artık değişmesi gerektiğini, tartışıyorduk hep beraber. Aralarında tek yazar ben olduğum için de “sen bu konuyu yazmalısın” diyerek de ihaleyi bana verdiler!
Bugün yazımı yazmak için masaya oturduğumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genişletilmiş il başkanları toplantısındaki konuşma notları önüme düştü. Bir de ne göreyim, Erdoğan bu konuya girmiş:
“Eski tarz kampanya yöntemleri, artık şehirlerimizi kirleten, milletimizin de tepkisine yol açan bir hale geldi. AK Parti olarak 31 Mart 2019 seçim döneminden başlayarak gürültü ve görüntü kirliliği oluşturan propaganda yöntemlerini tamamen terk ediyoruz. Çevreye ve insana saygılı bir seçim kampanyası yürütme kararı aldık. Sadece parti teşkilatlarının ve seçim koordinasyon merkezlerinin olduğu yerde bayraklarımız, afişlerimiz asılabilir. Bunun dışında bu tür görüntü kirliliğine müsaade edilmeyecek.”
Doğrusu hem sevindim hem üzüldüm.
Sevindim, çünkü çok doğru bir karar ve artık bu propaganda yöntemlerinin seçmen üzerine bir etkisi kalmadı. Hem çevreye, hem estetiğe, hem de sağlığa zararlı bir kampanya şekli olmaya başlamıştı.
Üzüldüm, çünkü bu yazıyı dün yazsaydım, ‘benim yazım üzerine AK Parti böyle bir karar aldı’ diye sağa sola caka satabilirdim! Malum, “ben dedim oldu, ben yazarsam olur” diyen çok köşe yazarı var etrafta. Benim neyim eksik dostlar?! Neyse fırsatı kaçırdık!
Bu kararı destelemek ve biraz daha geliştirmek için yazıyorum artık.
DİĞER SİYASİ PARTİLER DE KAMPANYALARINI DEĞİŞTİRSİN
Caddelerde her yanı kaplayan plastik parti flamaları, duvarlara asılmış afişler, üst geçitleri, sokak aralarını kaplayan pankartlar, kulakları patlatırcasına sesi açılmış seçim araçları, ana caddelere, meydanlara, toplu ulaşım merkezlerine yakın yerlere kurulmuş kampanya çadırları…
Klasik seçim kampanyalarında sürekli rastladığımız göze, kulağa, çevreye uyumsuz manzaralar bunlar.
Bunların neden olduğu görsel, işitsel ve estetik kirlilikten herkes şikayetçiydi. Ancak siyasi partiler rakiplerinden geri kalmamak ve görünür olmak için aynı şeyleri yapıyorlardı.
Şimdi seçimin en iddialı ve en büyük partisi AK Parti bu tür kampanya yapmayacağına göre, rekabet ortamı kalmamış demektir.
Diğer siyasi partilerin de çevre, insan ve estetikle uyumlu kampanyalara dönmesini bekliyoruz.
Böylece tüm Türkiye’de ses, çevre ve estetik kirliliğinden kurtulmuş olacağız.
CENTİLMENLİK ANLAŞMASI İMZALANSIN
Seçim meydanları kurulduğunda partilerin birbirilerine karşı polemikleri de başlar. Bu polemikler bazı zamanlar, zekânın ve siyasi inceliğin ürünü hoş şeyler olsa da, son zamanlarda ayarı kaçmış hakarete, alaya almaya, kötü örnek olabilecek sözlü sataşmalara neden oluyor.
Bunun her parti tabanı için kötü örnek olduğunu unutmayalım.
Şimdi bunu önlemek için partiler kendi aralarında bir centilmenlik anlaşması yapsa ne güzel olur. Siyasi nezakete dikkat etmek, gençlere kötü örnek olacak polemiklerden kaçınmak, alay etmemek, argo kullanmamak konularında söz verseler, kötü mü olur?
ADAYLAR DÜZEYLİ TV TARTIŞMALARI YAPSIN
1994 yerel seçimlerini hatırlayanlar bilir, Erdoğan ve Gökçek’in katıldığı tv tartışmaları herkesi ekran başına kilitlerdi. Özellikle adayların bir araya geldiği tartışma programları çok faydalıydı. Böylece seçmen aynı ekranda tüm adayların konuşmalarını dinler, projelerini öğrenir ve bir kıyas yapma imkânı bulurdu.
Artık bu tartışmalar yapılmaz oldu. Bu seçimde bunu tekrar başlatsa siyasi partiler diyorum. Başkan adayları karşılıklı ekrana çıksa, projelerini, fikrilerini anlatsa ve şehri nasıl yöneteceklerini tartışsalar çok güzel olur. Tabi bu tartışmaların centilmenlik içinde olması şartıyla.
AK PARTİ ÖNCÜLÜK ETMELİ
Çevre ve insana saygılı kampanya yapma kararı alan AK Parti’nin, diğer partilere örnek olmasını ümit ediyoruz. Saydığım diğer konularda da tabi yine AK Parti’nin öncülük etmesi gerekir. Neticede en büyük ve en iddialı parti.
Hem centilmenlik anlaşması hem ekranlarda başkanların seviyeli tartışma programlarına çıkması, ancak AK Parti’nin bunu kabul etmesi sayesinde olabilir.
Belki bu dediklerim olur da, ben de bazı ‘yazarlar’ gibi “ben yazdım oldu” diye biraz olsun caka satabilirim! Yoksa komplekse kapılacağız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.