Meğer Kılıçdaroğlu’nun danıştıkları varmış
CHP iki koldan algı operasyonu yürütüyor. Biri anketler, diğeri de IMF üzerinden. İkisi de yalanlarla dolu.
Her gün bir anket yalanı yayılıyor. CHP goygoycusu Sözcü gazetesi ile FOX TV’nin meslek ahlâkını unutan Fatih Portakal’ı başrollerde.
CHP İstanbul adayı İmamoğlu, Karadenizli sakallı vatandaşa sarılıyor. Portakal, “işte sevgi budur” diye veriyor haberi. İmamoğlu’nun nasıl da sevgiyle dolu olduğunu vurguluyor da vurguluyor… Hâlbuki o sarılmadan sonra vatandaş İmamoğlu’na, “arkanda CHP varken boşuna oy isteme, gel sen AK Parti’ye geç” diyor.
İmamoğlu’nu sempatik bulmuş ama “senin gibi bir adayın yeri CHP değil, AK Parti olmalı” diyor.
Tam AK Partili seçmen kararlılığı…
Bunu niye vurgulamıyorsun?
Evet, 31 Mart için müthiş bir algı operasyonu var ve seçmen maniple ediliyor.
Algı operasyonlarının en önemli silahı manipülasyondur. Manipülasyon; insanları belli hesaplar, gayeler için etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmaktır. En çok kullanılan vasıta da yalanlardır.
Yalanların orkestra şefi de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu.
Kılıçdaroğlu, birkaç gün önce bir grup gazeteciyle konuştu. Şunu söylüyor:
“Seçim kampanyasında ağırlık Ankara, İstanbul, Bursa, Antalya, Adana ve Mersin olacak. Bu saydığım illerin tamamını alacağız. Anket sonuçları bunu doğruluyor. Sahadan gelen bilgiler, bu kentlerin kanaat önderlerinden, sivil toplum örgütü temsilcilerinden, eski siyasetçilerinden gelen bilgiler andığım beş metropol ili de kazanacağımız yönünde.”
Kılıçdaroğlu’nun iddiasının dayanakları ne?
En başta yalanlarla dolu manipülasyon amaçlı anketler. Anketçilerin yüzde kaçı daha önceki seçimleri doğru bilmiş?
Kılıçdaroğlu’nun başka dayanakları ne? Şimdiye kadar hiç duymamıştım; “kentlerin kanaat önderleri ve eski siyasetçiler…”
Mesela bir-iki isim verse. Kimmiş bu sözüne güvenilen, objektif, insaflı, dürüst kanaat önderleri ve eski siyasetçiler?
Madem Kılıçdaroğlu’nun böyle esastan görüşüne, fikrine itibar ettiği insanlar var da, neden aday belirlerken onlara danışmamış?
İllerde, ilçelerde teşkilatlar ayakta, peş peşe istifalar oluyor. Bu protestolar, İstanbul’dan Ankara’ya “hak, hukuk, adalet” diye yürüyen parti yöneticileri, Kılıçdaroğlu’nun yalanını yüzüne vurmuş olmuyor mu?
Bir de IMF üzerinden yapılan manipülasyon var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak defalarca yalanlanmasına rağmen ısrarla “sonunda IMF kapısına dayanacaklar” yalanı sorumsuzca tekrarlanıyor.
Bunu yapanlardan biri de dedesi, babası İçişleri Bakanlığı yapmış CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak.
Tekirdağ'da aynen şunları söyledi: “Bu ülkenin ekonomisi 1 Nisan'dan sonra Uluslararası Para Fonu'na emanet edilecektir. Bunlar, IMF ile görüşüyorlar. Bakıyoruz bugün gazetelerde çıkmaya başladı. IMF heyeti Ankara'daymış."
İddiaların doğrudan IMF tarafından yalanlanmasına rağmen, bu nasıl bir akıl tutulması?
Hazine müsteşarlığı yapmış biri, ekonomiye ne fayda sağlamış oluyor?
Ama yadırgamıyoruz. Ocak 2014’te FETÖ’nün MİT tırlarını durdurma ihanetinden sonra Türkiye nasıl dışarıya jurnallenmiş ise şimdi de böyle jurnalleniyor.
CHP’de öyle bir kriz beklentisi var ki, IMF’in kapısına gidilse “demedik mi ekonomi battı, işte görüyorsunuz” diye zil takıp oynayacaklar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.