Anketlerde manipülasyon iddiası
Sanırım bir yerel seçim kampanyasıydı. Erdoğan’la birlikte 60 küsur il dolaşacaktık. Hangi şehir olduğunu hatırlamıyorum. Seçim otobüsüyle miting meydanına giderken, Erdoğan seçmenin nabzını tutmak konusunda son derece ilgi çekici bir yöntem öğretti bize:
“Seçmenin nabzını tutmak için sadece meydanlara bakmak yetmez. Neticede oraya teşkilatların çalışmalarıyla bir kitle geliyor. Asıl balkonlara ve yol kenarlarına bakacaksınız. Eğer yol boyunca insanlar balkonlara çıkıp yol kenarlarına gelip sizi karşılıyorsa, sevgi gösterisinde bulunuyorsa orada size bir teveccüh var demektir.”
O günden sonra her mitinge gidişimizde, balkonlara çıkan, yol kenarlarına bekleyen, el sallayan ve sevgi gösterilerinde bulunan insanlara dikkat ettim. Bunların sayısı çok olduğunda o şehirde AK Parti’nin birinci parti olacağını düşünürdük.
ERDOĞAN ANKETLERDE NEDEN MANİPÜLASYON VAR DEDİ?
Ancak Erdoğan’ın sadece miting meydanı, yol kenarı ve balkonlara bakarak bir kanaat oluşturmadığını da biliyorum. Diyebilirim ki, Erdoğan kadar anket yaptıran ve buralardan elde ettiği verileri iyi kullanan başka siyasetçi olmamıştır.
Sadece seçim dönemlerinde değil, çok önemli politik kararlar öncesi de bu anketleri düzenli olarak yaptırırdı. Her zaman birkaç araştırma şirketiyle birlikte çalışırdı. Tek bir şirketin sepetine tüm yumurtalarını koyduğunu görmedim.
Anketler konusunda bu kadar titiz ve ilgili olan Erdoğan’ın, geçtiğimiz günlerde anketlere güven olmadığını ifade eden açıklamasını duyduğumda şaşırdım.
Şöyle dedi Erdoğan:
“Anketlerde ciddi manipülasyon var. Bu seçimde çalışmaları farklı bir yöntemle sürdürüyoruz. Anketlerde tutarsızlık var, meydanlar benim için en büyük anket şu anda, bu şekilde yola devam ediyorum. En büyük anket 31 Mart. 31 Mart’ta şaşmayacak bir anket var.”
Anketlerde kimin manipülasyon yaptığı konusu muğlak kaldı. Erdoğan’a verilen anketlerde mi, yoksa piyasada bağımsız olarak yayınlanan anketlerde mi bu yapıldı bilmiyorum.
Ancak ortada dolaşan iddialardan biri Erdoğan’a verilen anketlerde bir oynama yapıldığı yönünde. Bu çok büyük bir iddia.
Bizim şöyle bir çalışma anlayışımız vardı: Lidere verilen bilgi namus gibidir. Bilginin doğruluğu birkaç kere kontrol etmeden verilmez. Lideri yanıltacak bilgi vermek, fikir namusunu zedeler. O nedenle bu iddianın doğruluğuna inanmak istemem. Zira bu durumda “tuz koktu” demek gerekir.
SEÇMEN DAVRANIŞLARINDA VE ANALİZLERDE KARIŞIKLIK VAR
Ancak Erdoğan’ın böyle bir açıklama yapmasından anladığımız, anketlerin güvenilirliği konusunda ciddi tartışmaları beraberinde getirir. Oysaki bu alanda çalışan çok sayıda güvenilir araştırma şirketi var. 24 Haziran seçiminde bu şirketlerin bir kısmında ciddi yanılgılar oldu. Ancak sonucu çok yakından bilenler de oldu.
Sanırım yeni ittifak biçimleri, seçmenin önceden tercihlerini yaparken daha karmaşık bir süreçten geçmesine neden oluyor artık. Parti, aday, vaatlerin haricinde şimdi ittifak seçeneği de bir etken olarak devreye girdi. Araştırma şirketleri hem anket sorularında, hem de gelen verilerin analizinde ciddi zorluklar yaşıyor.
Son dönemlerde telefon, internet ve sosyal medya üzerinden anket yapanlar da çoğaldı. Yüz yüze anket yapılmasını her zaman önceleyen Erdoğan, o zamanlar telefonla yapılan anketlere hiç bakmazdı. Şimdi bırakın telefonu, sosyal medya üzerinden yapılan anketlerin de AK Parti içinde konuşulduğu söyleniyor. Buna ne kadar itibar ediliyor bilmiyorum.
Dijital oluşumlara çok önem veren biri olarak, bu mecrada yapılan anketler için henüz tam olarak doğru kurgu, doğru algoritma oluşturulduğunu düşünmüyorum. En ciddi çalışmayı ve yatırımı yapan bir yer biliyorum. İsimlerinin açıklanmasını istemiyor. Ancak onlar da tam isabet edecekleri bir sisteme henüz ulaşmadıklarını söylüyorlar.
HİÇ BU KADAR KAFA KARIŞIKLIĞI OLMAMIŞTI
Piyasada siyasi araştırmalar yapan tüm araştırma şirketlerinin sahipleriyle konuştum bugünlerde. Tabii ki kimse manipülasyon yapan şirketin kendileri olduğunu söylemiyor. Bu şirketlerin büyük çoğunluğu pazar araştırması, kurumlar için özel araştırmalar da yapıyor. Yani ekmeklerini sadece seçim araştırması yaparak elde etmiyorlar. Bu yüzden araştırma şirketlerinin kendi güvenilirliğine zarar gelmesinden endişe ediyorlar.
Bunca zamandır seçim takip ederim, hiç bu seçim kadar gidişatın önceden kestirilemediği bir seçim olmadı sanırım.
Anketler arasında 7-8 puanlık farklar var. Kararsızlar ve sandığa gitmeme oranları konusunda farklı oranlar çıkıyor. Seçmenin talepleri ve oy verme davranışı tam kestirilemiyor. Hepsi kafamızı iyice karıştırdı.
Bu seçim cidden zor ve farklı bir seçim. Sandığa gitmeye bir ay kalmasına rağmen hâlâ bir seçim heyecanının oluşmaması da ayrıca dikkat çekici.
O yüzden Erdoğan’ın dediğine geleceğiz sonunda, “En büyük anket 31 Mart. 31 Mart’ta şaşmayacak bir anket var.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.