Binali Yıldırım’a sorular
Binali Yıldırım’la Ankara yıllarımızda yakın diyalog halindeydik. Bu yüzden önceki gün İstanbul’da buluştuğumuzda, gazeteci-siyasetçi ilişkisine dönmemiz biraz zaman aldı. “Ne konuşacağız yav” dedi gülerek.
Önce iyi bir kaynattık. Sonra ben teybimi açıp, sormam gereken her şeyi sordum. Malum, kamu hizmeti yapıyoruz ve ekmeğimizi gazetecilikten kazanıyoruz. Hakkını verelim.
BİNALİ YILDIRIM MORALSİZ VE ENERJİSİZ Mİ?
Binali Bey’in enerjisiz ve moralsiz olduğu gözlemleniyordu. Enerjisini tüketen, moralsizlik yaratan konuların hepsini ertelediğini, geride bıraktığını ve sandığa odaklandığını söylüyor. Bence de bu sorunu üzerinden atmış. Beylikdüzü ilçe başkanlığındaki konuşması da, ona gösterilen ilgi de oldukça enerjikti.
Son düzlükte sahada artık kendisini daha çok hissettirdiğini ve farkı açtığını düşünüyor. O da anketlere inanmıyor artık. Bu yüzden araştırmaları değil de, sahadan aldığı izlenimi dikkate alıyor.
Şahsen Binali Yıldırım gibi bir marka ismin, Ekrem İmamoğlu gibi hiç tanınmayan biri karşısında daha büyük farklar atmasını bekliyordum. Ancak beklediğim kadar olmadı henüz. Binali Bey genel seçim atmosferindeki sorunların, yerele yansıyan yükünü taşıyor sanırım.
YA VATANDAŞ BU SEÇİMDE BİR DERS VERMEYE KALKARSA?
‘Sahada karşılaştığınız eleştirilerin ilk üçünü sıralar mısınız?’ dediğimde, Ekonomi, İşsizlik ve EYT (erken emeklilerin sorunu) olarak sıralıyor. Yani yerel seçimden ziyade, AK Parti’nin genel sorunlarıyla karşılaşıyor. Aradaki farkın açılmasına engel olan da bu.
Bu nedenle vatandaşın bu seçimde AK Parti’ye ders vereceği iddialarını soruyorum:
“Bunun bir şayia olarak yayıldığını düşünüyorum. Vatandaş yerel seçimde ders verirse, kazancı ne olacak? Hizmetler daha mı iyi olacak? Seçimin karakteri icabı iktidara ders verecekse, genel seçimlerde vermesi gerekir. Yerelin geleceği bu şehirde yaşayan herkesi ilgilendirir. Yerel kalkınma, İstanbul’un her yönüyle güçlenmesi, İstanbul markasının çok daha bilinir hale gelmesi… tartışacağımız konular bunlar olmalı.”
Yerel yönetim olarak en çok gelen eleştirileri ise, trafik, otopark, dikey mimari, yeşil alan, belediye bürokrasisindeki sorunlar olarak tasnif ediyor. Bu konularda projeleri hazır, yapacaklarını biliyor ve daha rahat.
BEKA TARTIŞMALARINI DOĞRU BULUYOR MUSUNUZ?
Binali Bey adaylığının başından beri, genel siyaset havasının, yerel seçime yansıtılmamasını ifade ediyor. Bunu bildiğimden, beka tartışmasına nasıl baktığını soruyorum.
“Başından beri ittifaklar arası tartışmalar, seçimi yerelden genele çekiyor. Bunu doğru bulmuyorum. Bu yüzden ısrarla İstanbul’da yerelde kalmaya özen gösteriyorum. Biz devlet başkanı seçmiyoruz, şehri yönetecek kişiyi seçiyoruz. İstanbul’da genel siyasetin, kutuplaşma siyasetinin gölgesinde kalırsak yazık olur, İstanbul adına üzülürüm. Böyle olmaması için de azami gayret gösteriyorum.
Beka dediğimiz şey bayrak, toprak, millet, devlettir. Bu kavramlar, üzerinde tartışma yapılacak şeyler değil.
İttifakların oluşma şekli bu tartışmayı gündeme getiriyor. Terörle yan yana gözüken bir partinin, bir ittifakla işbirliği yapması ister istemez bu tartışmayı gündemde tutuyor.
Bu beka tartışmasının yerelde gündemde olmaması lazım. İstanbul’u ve İstanbulluların sorunlarını tartışmamız gerekir. Benim gönlüm razı değil buna.”
Doğrusu Binali Beyin stratejisini daha doğru buluyorum. Ancak ittifak liderlerinin gündemi öyle değil.
DİKEY MİMARİ ÇİRKİNLİĞİ VE PLAN DEĞİŞİKLİKLERİ NE OLACAK?
İstanbul’da yaşayan herkesin en çok şikâyet ettiği konulardan biri olan dikey mimari ve onun yarattığı çirkinlik ne olacak?
“Onları yıkacak halimiz yok tabii. En azından onları dengeleyecek şekilde bundan sonra daha dikkatli olacağız. Plan tadilatı tekliflerine kapalı olacağız. Siparişe göre planlar benim meclisimden geçmez.”
Yani şu andaki çirkin dikey mimariyi görmeye devam edeceğiz ama en azında bundan sonra bu çirkin yapılara izin vermeyeceğini kayda geçirmiş oldu Binali Bey.
Tükenmek üzere olan yeşil alanlar ve üzerine konut yapılan deprem toplanma alanları da gündeme geldi tabii.
DEPREM TOPLANMA ALANLARINA NE OLDU?
“Deprem alanlarının konut ve iş yeri olarak kullanıldığı iddiaları var tabii ama şu anda yeterli bilgi sahibi değilim. İşin gerçeği İstanbul’un hem yeşil alana, hem de deprem toplanma alanlarına ihtiyacı var.
Biz Kuzey ormanlarını, Marmara Denizi’yle buluşturacak yeşil vadiler kuracağız. Özellikle dere yataklarına. Yeşil alan aynı zamanda deprem toplanma alanı demektir. Bu sorunu bu şekilde çözeceğiz.”
Sanırım Binali Beyin gözlerinin parladığı soru, ulaşım ve trafik oldu. Kendi alanına girince, hemen haritaları açtı, proje taslaklarını çıkardı.
Trafik sorununu raylı sistemle çözmeyi planlıyor. % 18 olan raylı sistem payı % 48’e çıkacak. Karayolu payı azalacak. Deniz ulaşımına yoğun yatırım düşünülmüyor. Trafikteki payı az zira. Ulaştırma Bakanlığı döneminde icraatlarıyla tarihe geçen Binali Yıldırım’ın, İstanbul’un ulaşım sorununu çözemeyeceğini düşünmek hata olur tabii.
İSTANBUL’A VİZE UYGULANIR MI?
Şehrin nüfus yoğunluğu nedeniyle tartışılan vize uygulamasını ben de dile getirmiştim daha önce. Ancak Binali Bey buna karşı. ‘O zaman göçü nasıl önleyeceksiniz?’ dediğimde ise, İstanbul’un artık göç almadığını, bilakis göç verdiğini söylüyor. Geçen yıl şehrin nüfusu 60 bin azalmış.
Daha önce çok seçim çalışması gören biri olarak, Binali Bey’in çalışmalarını gözlemlediğimde ilk dikkatimi çeken şey, selfi çektirmek isteyen insan sayısının anormal derece arttığı oldu. Hatta bu nedenle izdihamlar yaşanıyor.
Parti teşkilatlarıyla konuştuğumda ise il genel meclisi üyeliklerinin seçiminde bir rahatsızlık olduğunu gördüm. Yerel seçimde önemli küskünlük nedenlerinden biridir.
HEYECAN DÜŞÜKLÜĞÜ KISMEN AZALIYOR
Heyecan düşüklüğü her yerde dikkat çekiyor. Sanırım millet gibi, parti teşkilatları da seçim yorgunu. Yine de son iki haftaya girdiğimizden olsa gerek, sahada kımıldanma var.
Binali Yıldırım’ın seçimi önde tamamlayacağına inanıyorum. Ancak 2014 seçimine oranla oyları düşerse, aradaki puan farkı az olursa bir tartışmayı da beraberinde getirir.
Sonuçlar açıklandığında tartışmalardan biri de Ekrem İmamoğlu’nun siyasetteki yeri üzerine olacaktır. Siz bu satırları okurken ben de İmamoğlu’na bu soruyu soruyor olacağım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.