Artan terör olayları ‘Her yerde kar var’ şarkısını aratmıyor. Acaba bu eylemler bilinemez ve önlenemez mi?

Eğer terör bir avuç insanın kendi aralarında anlaşarak yaptıkları bir eylemse onu önceden kestirmek imkansızdır. Sayıları azdır, ilişkileri sınırlıdır ve herhangi bir sebeple kan dökmeye hazırlardır. Eğer dünyada bir günah keçisi varsa sebep bulmak son derece kolaydır. Soğuk Savaş döneminde tüm olumsuzlukların sorumlusu SSCB olarak bilinirdi. O yok oldu ama dert bitmedi. Şimdi El Kaide benzeri örgütler ansızın ortaya çıkıyor, eylem yapıyorlar. Bir yanda büyük şeytan ABD, diğer yanda onunla mücadele eden terör örgütlerini seyrediyoruz.

Terör örgütlerini devletlerin kullandığı bir araç olarak kabul edersek onların politik hedeflerini kestirerek kullanacakları eylemcilerin ideolojisinin ne olacağını ve hangi hedeflere saldıracaklarını aşağı yukarı tahmin edebiliriz.

Ancak önce doğru bir siyasal model kurmak gerekir. Eğer modeliniz ekonomik ilişkileri belirleyici sayıyorsa ABD’nin Çin ve Hindistan’a karşı olmadığını kabul edersiniz. Her iki ülkenin ekonomik gelişmesi küresel sermayenin desteği ve bu ülkeye yaptığı ihracat tarafından desteklenmektedir. Bu durumda bu iki ülkenin hızla geliştiği ve ABD’nin hegemonyasını sona erdirecekleri ve yeni güç merkezinin Batıdan Doğuya kaydığı tezi ile bu durum çelişir.

Eğer ABD’nin dünya üzerindeki hegemonyasından vazgeçmeyeceğini ve kendisine rakip olabilecek güçleri engelleyeceğini kabul ederseniz çok farklı bir tabloyla karşılaşırız. Acaba merkezin Batıdan Doğuya kaymasına yol veren güç Batının içinde mi ve bunlar mı Çin ve Hindistan’ın önünü açıyorlar?

Hindistan’da gerçekleştirilen terör eyleminin asıl hedefi Pakistan’la bu ülkenin karşı karşıya gelmesi ve sonuç olarak her ikisinin birden güç kaybetmesi midir?

Bu durum Batı içinde bir farklılaşmanın olduğu, taraflardan birinin güç merkezinin Doğuya kaymasına destek verirken diğerinin bunu engellemeye çalıştığı anlamına gelir. Bu durumda Çin’in Afrika’daki etkisini sınırlayacak bir eylemin beklenmesi gerekir.

Şu anda politik hedeflere ulaşmakta kullanılan araç İslamcı terör örgütleridir. Bu nedenle Hindistan ve Pakistan arasında dini sebeplerle çatışma çıkmasını amaçlayan başka eylemler de beklenir. Çin’e karşı Doğu Türkistan’da eylemler gerçekleştirilebilir.

Şüphesiz bu analizler ve tahminler ancak konusunda uzman kuruluşlar tarafından yapılabilir. Bizim amacımız ne olacağını söylemek değil terör eylemlerinin siyasi hedefleri olduğunu ve siyasi analizlere dayanmadan sadece ideolojik eğilimlerine bakarak eylemlerin değerlendirilemeyeceğini ifade etmektir.

Benzer analizler ülkemizdeki olaylarda da yapılmalıdır. Susurluk ya da Ergenekon konusunda eylemcilerin yaptıkları sansasyon düzeyinde ele almakla yetinilmemeli kişileri aşan siyasi hedeflerin ne olduğunu aranmalıdır. Geçmişte bu analizler yapılmadığı için yüzbinlerce insan sorgulandı, birçoğu cezalandırıldı ama olayları yöneten ve yönlendirenler hedeflerine ulaştı.