Liberaller AK Parti'yi neden sıkıştırıyor?
Bütünleşmek benzeşmekten iyidir
Yıllar önce yazdığım bir makalenin başlığı ‘Çeliği Öldürmek’ idi. Burada tek bir metalin güçlü olmadığını, demirin saf halinde bir çekiçle parçalanabileceğini ama karbon gibi başka elementlerle birleşerek gücün ve sağlamlığın sembolü olan çeliğe dönüşeceğini ve ülkemizdeki orta sağ siyasal oluşumun içinden dindar ve milliyetçilerin ayrıştırılarak yalnız bırakılan liberallerin eskisi kadar güçlü olamayacağını söylüyordum. Üstelik bu ayrışmanın bilinçli bir politikanın ürünü olabileceğini düşünüyordum. Nitekim, bu ayrışmadan sonra, orta sağ eski gücüne hiçbir zaman ulaşamadı.
Bundan önceki yazımda uluslararası bütünleşmenin benzeyenler arasında değil birbirini tamamlayanlar arasında olması gerektiğine işaret ediyordum. Aynı şey iç politikada da geçerlidir ve birbirini tamamlayan eğilimlerin bir araya gelmesi güçlü bir siyasal yapının oluşmasını sağlar.
Halkın eğilimi de bu yöndedir. Bugünkü iktidar sadece dindarları değil liberalleri de kapsamakta ve son zamanlarda milliyetçi söylemleriyle alanını daha da genişletmektedir. Bu durum güçlü bir siyasi yapının oluşması sonucu doğurur ama onu parçalayacak unsurlar da bu yapının içinde mevcuttur. Taraflardan her biri diğerine üstünlük sağlamaya hatta onu tasfiyeye çalışır. Ya da kendi düşüncelerinin belirleyici olmasını diğerlerinin bu düşüncelerin gerçekleşmesine hizmet etmesini ister. Artık çelik ayrışmaya başlamıştır ve tek bir metalden ibaret hale gelecek, etkinliğini kaybedecektir.
Bu bütünleşme sadece eğilimler açısından değil kültürel ve etnik açıdan da sağlanmalıdır. Nitekim geçmişteki orta sağ partiler toplumun hiçbir kesimini dışlamıyordu.
Bugün AKP etrafında bir bütünleşme sağlanırken onu ayrıştırma eğilimlerinin ortaya çıktığı görülüyor. Liberal kanat kendi ideolojisi dışında herhangi bir eğilimin filizlenmesini istemiyor. Ordu ile siyasetçi arasındaki uzlaşmayı verilmemesi gereken bir taviz sayıyor, hem ekonomi hem de dış politikanın kendi tercihleri yönünde belirlenmesini istiyor. Milliyetçi söylemleri yadırgıyor. Buna karşılık ülkedeki dindarlar liberal eğilimin toplumun değer yargılarında büyük değişiklilere neden olmasından ve dindarların da bu yaşam tarzını benimsemesinden şikayetçi. Bir yandan bütünleştirerek çelikleşme diğer yandan ayrıştırarak etkisizleştirme yan yana yaşıyor.
CHP’nin din karşıtı olmadığını ifade eden açılımı, etnik ve kültürel farklılıklar karşısında da aynı tavrı benimseyeceğini söylemesi bazıları açısından benzeşme olarak algılanıyor. Oysa sorunun ne olduğu konusunda benzer tespitte bulunmak ama farklı çözüm yolları önermek muhalefet ve iktidar olmak için yeterlidir ve bunu köklü bir farklılığa dönüştürmek gerekmez. Mesela partilerden biri küreselci ekonomik politikayı tercih ederken diğerinin ulusalcı bir çizgiyi savunması yeterlidir. Ama biri dindar diğeri laik, biri etnik farlılıkları kabul etmeyen diğeri bunu savunan parti olursa istikrar sağlanamaz. Değiştirilemeyecek şeyler temel alınarak siyasi yapılar oluşturmak, mesela Türk-Kürt, Sünni-Alevi ve benzeri farklılıklar üzerine inşa edilen partiler sadece çözümsüz sorunlar yaratır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.