Arınç'tan 'muhtıra' açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Genel Merkezi'nden ayrılırken, gazetecilerin sorularını cevapladı. Arınç, pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in teröre karşı açıkladığı ''Ulusal Mutabakat'' metniyle ilgili ''muhtıra'' değerlendirmesinin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
''Pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklama yaparken arkadaşlar, o sabah sayın Meclis Başkanı'nın kamuoyuna açıkladığı bir mutabakat metninden bahsettiler ve bu konuda benim görüşümü istediler. Ben ne söylediysem zaten canlı yayında yayınlandı onu tekrar etmeyeceğim ama bu konu üzerinde cehalet kokan bazı açıklamalar yapıldı. Bazı yanlış anlamalar ortaya konuldu. Bu sebeple herhalde bugün bu konuda bir açıklama yapmama ihtiyaç oldu. O günkü konuşmama tekrar dikkat ettim. Sizler de herhalde hem canlı yayından hem de Ajans metninden bunları dikkatle okumuşsunuzdur. Ben Türkçeyi 25-30 kelimeyle konuşan bir insan değilim. Benim konuşmamı beğenenler bana der ki 'bu adam 5-10 bin kelimeyle konuşuyor' Aslolan da budur. Türkçe o kadar zengin bir dildir ki bazen eş anlamlı kelimeler vardır. Bazen de bugüne kadar pek çok konuşulmamış ama Türkçe'nin içinde yer almış kelimeler vardır.''
Muhtırayı duyunca tüyleri diken diken oldu
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı değerlendirmede TBMM Başkanı Çiçek'in, ''mutabakat açıklaması'' şeklinde ortaya koyduğu konuya, 'bildiri', 'açıklama', 'mutabakat metni' ve bir kez de 'muhtıra' ifadelerini kullandığını hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Türkiye'de muhtıra denildiği zaman AK Parti iktidarı öncesinde askerlerin hükümete karşı verdiği o yazılı metin akla geliyor. Rus bilgini Pavlov, şartlı refleks isimli düşüncesinde ne kadar haklı olduğunu göstermek istese, Türkiye'de bu yaşadığımız olayı örnek gösterirdi. Çünkü benim o kadar kelime içinde bir defa 'muhtıra' kelimesini kullanmam adeta birilerine geçmişte yaşananları hatırlattı ve hemen bunun muhtıra olarak askeri anlamını ortaya koyacak açıklamalar yaptı. Adeta şu oldu... Şartlanmışlık o kadar kötü birşey ki benim muhtıra sözünü söylemem birilerini esas duruşa geçirdi. Türkiye'de bir kısım siyasetçiler, bir kısım gazeteciler, sizleri tenzih ediyorum. Sizler bu konuları bilecek kadar akıllı insanlarsınız. 'Muhtırayı duyunca tüyleri diken diken oldu. Duyunca esas duruşa geçtiler ve sağa bakarak selam vermeye başladılar.''
Muhtıranın sivil anlamı da 'hatırlatmak' demektir
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ben sivil anlamında bir muhtıradan başka kelimeleri de yanına koymak suretiyle bahsediyorum. Bu kelime zenginliğini akla getirmek varken niçin bunun AK Parti dönemi öncesinde yaşanan 12 Mart gibi, bir başka zamandaki gibi Genelkurmay Başkanı'nın veya kuvvet komutanlarının 'ayağını denk al hükümet, istifa et' şeklindeki açıklamaları akla geliyor. Türkiye artık demokratikleşti. Bunun bir de sivil anlamının olması gerekmez mi? Muhtıranın sivil anlamı da 'hatırlatmak' demektir. Nasıl bildiri Türkçeyse, nasıl açıklama Türkçeyse, nasıl mutabakat metni Türkçeyle muhtıra da hatırlatmak anlamında Türkçedir ama zihinlere öylesine yerleşmiş ki askeri anlamda verilen muhtıralar veya siyasi anlamda verilen muhtıralar, bizimkiler hazırola geçmek durumunda kendilerini mecbur hissettiler. Bu bir cehalettir. Bu cehaleti deşifre etmek istiyorum.''
Zarfa koymaya, zarfın üzerine de adres yazmaya ihtiyaç var
TBMM Başkanı Çiçek'in sivil bir şahsiyet olduğuna da dikkati çeken Başbakan Yardımcısı Arınç, açıklamasına şöyle devam etti:
''Millet iradesinin tecelli ettiği Parlamento'nun Başkanı'dır. Ona 'muhtıra' kelimesini kullanmanın elbette bir siyasi anlamı olmadığını kendileri bilir. Çünkü o da zengin bir Türkçeyle konuşur. Meclis Başkanı bizim yabancımız değil; partimizin kurucusu. Her hükümette kabinede görev almış bir arkadaşımız ve hak ederek TBMM Başkanlığı görevini de yapıyor. Şahsi yakınlıklarımızın ötesinde, düşünce, fikir, irade açıklaması bakımından birbirimizden çok farklı olduğumuzu kimse söyleyemez. Ancak sayın Meclis Başkanı şunu yapmış: Bir mutabakat açıklaması yapmış. Ben şuna benzettim. Bir mektup yazılmış ama bu mektup kime gönderilecek. Bunun için bir zarfa koymaya ihtiyaç var; zarfın üzerine de adres yazmaya ihtiyaç var.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.