Morison'a şok soru?

Demirel’in, Adli Tıp’ın 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şüpheli ölümüne ilişkin resmi raporunu ve yargı makamlarının çalışmalarını beklemeden kesin kanaat bildirmesi, “Ön alma çabası” olarak değerlendirildi. Özal’ın bir suikasta kurban gittiğine ihtimal vermediğini söyleyen ve kamuoyundaki yaygın şüpheler için “safsata” kelimesini kullanan Demirel’e “Bu telaşının sebebi ne?” sorusu yöneltildi.

SABIRSIZ MORRİSON’A AYAR ÇEKTİ!

Akit’e konuşan eski bakanlar, Demirel’in henüz durum netleşmeden sarf ettiği sözleri doğru bulmadıklarını dile getirdiler. Özal’a yakınlığıyla bilinen eski Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler, kesin deliller ortaya çıkmadan, raporun ayrıntıları netleşmeden yapılan açıklamayı Demirel’in kendi yorumu olarak gördüğünü ve buna katılmadığını söyledi.

GÜL, MECLİS VE SAVCILARA ‘DEMİRAĞ’ ÇAĞRISI

Özal’ın vücudunda tespit edilen zehir bulguları ile 88’de ANAP kongresindeki suikast girişimi arasında bir bağlantı olduğu ve her iki olayın da tek merkezden planlandığı iddialarını hatırlatan Dinçerler, şüphelerin giderilmesi ve bütün gerçeklerin tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarılabilmesi için birtakım önerilerde bulundu. 1988’de Özal’ın yaralanmasıyla sonuçlanan suikastın araştırılması için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Devlet Denetleme Kurulu’nu (DDK) görevlendirmesi gerektiğini dile getiren Dinçerler, “88’de faili belli, hükmü belli, yeri belli bir suikast var. Tetiği çeken Kartal Demirağ şu an hayatta. İnşallah Gül, bu somut olay için DDK’yı görevlendirir” dedi. Yine doğrudan Özal’ı hedef alan saldırının perde arkasının aralanması için Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını isteyen Dinçerler, savcılar ve hukuk sisteminin de kendiliğinden harekete geçerek, 88 suikastını yaptıranların yurt içi ve yurt dışı bağlantılarını soruşturmasının önemine vurgu yaptı.

Erol Metin / Yeni Akit