33 Yıllık Cinayet Dosyasını Açtık

33 Yıllık Cinayet Dosyasını Açtık
Habervaktim, üstü örtülen 33 yıllık kayınpeder cinayeti dosyasını açıyor. “Yalancı şahitlikten” ceza alan görgü tanıklarının ifadeleri Sarıgül’ü zor durumda bırakacak. Sarıgül’ün de ilginç ifadeleri var..

Habervaktim, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün kayınpederi Abdurrahman Köksaloğlu’nun yeniden yargılamaya konu olan 33 yıllık cinayet dosyasını açıyor. Aynı zamanda CHP İstanbul Milletvekili olan işadamı Abdurrahman Köksaloğlu, 15 Temmuz 1980 tarihinde Şişli’deki işyerinde öldürülmüştü.

O dönem 25 yaşında olan Osman Tüfekçi, cinayeti işlediği iddiasıyla önce idama mahkum edilmiş, itiraz üzerine bu cezası hapis cezasına çevrilmiş ve 10 yıl cezaevinde tutulmuştu. Davanın yeniden görülmesi talebinde bulunan ve geçtiğimiz gün ifadesi alınan Osman Tüfekçi’nin ağabeyi Mustafa Tüfekçi, Köksaloğlu cinayetinde damadı Mustafa Sarıgül ve halen Şişli Belediyesi’nde yardımcısı olan Bayram Özata’nın parmağı olduğunu iddia etmişti. Tüfekçi, görgü tanıklarının işaret ettiği ve Sarıgül ile Özata’nın tanıdığı olan asıl failin yurtdışına kaçtığını kaydetmişti.

TİYATRO GİBİ YARGILAMA YAPILMIŞ

80 darbesi öncesi ve sonrasındaki süreçte polisin yürüttüğü soruşturma ve sıkıyönetim askeri mahkemesinin verdiği karar çelişkilerle dolu. Hukuk alenen katledilmiş. Mustafa Sarıgül, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü’nden gözaltına alınan Osman Tüfekçi’nin fotoğrafını alıp, öldürülen kayınpederi Abdurrahman Köksaloğlu’nun yanında çalışan Bayram Özata’ya veriyor. 25 yaşında, 180. boyunda, 90 kilo ağırlığında olan Tüfekçi’nin resmini, şüpheliyi ‘18-20 yaşlarında, 160 boylarında, parlak yüzlü’ şeklinde tarif eden görgü tanıklarına gösteren Özata, “katil budur deyin” diye baskı yapıyor. Polis de görgü tanıklarını ikna için Sarıyer Spor’da lisanslı futbolcu olan ve bir turnuva sırasında gözaltına alınan Osman Tüfekçi’yi bir çiftlikte yakaladıklarını, diğer şahitler tarafından teşhis edildiğini, 25 yaşındaki Tüfekçi’nin boyunun uzadığını savunuyor. Görgü tanıkları kumpası itiraf ediyor ve “yalancı şahitlik” suçundan ceza alıyor. Ancak buna rağmen Osman Tüfekçi’ye idam cezası verilerek dosya kapatılıyor.

SARIGÜL: RESMİ ÖZATA’YA VERDİM

Sıkıyönetim mahkemesinde ‘şahit’ sıfatıyla dinlenen Mustafa Sarıgül, “Emniyetle işbirliği yaptıklarını” belirtiyor. Sarıgül, emniyet yetkililerinin şüpheli Tüfekçi’nin resmini kendisine teslim etmesi için ise şu gerekçeyi dillendiriyor: “Bu resmi yakınlarımıza ve çekinen, daha doğrusu olayı gören başka var mı, başka şahitlerin tespiti bakımından resmi onlara göstermek suretiyle yardımcı olunması amacı ile resmi bana verdiler. Ben de resmi Bayram Özata’ya verdim.”

h111.jpg
 

TANIK: ÖZATA BENİ İKNAYA ÇALIŞTI

Bayram Özata, ‘sırdaşı’ Sarıgül’den aldığı Osman Tüfekçi’nin fotoğrafını olaya şahit olanlara götürüp gösteriyor. Görgü tanığı Kazım Uzun, sonrasını, Tüfekçi’nin idamını kaldıran üst mahkeme için 10 Temmuz 1986’da verdiği ifadede şöyle ifşa ediyor: “Abdurrahman Köksaloğlu’nun öldürülmesi olayı ile ilgili olarak Emniyet Siyasi Şube ve ilgili mahkemede ifademi verdim. İfademde çelişkiler olduğu için yalan beyanda bulunmaktan dolayı bu konuda tutuklandım. 4 ay cezaevinde yattım.

İfadelerimde detaylı bir şekilde belirttiğim gibi fail olduğunu tahmin ettiğim şahsı olayı müteakip gördüm. 1.50-1.60 boylarında idi. Parlak yüzlü bir kişiydi. Olaydan sonra görü tanığı olarak ifademi verdim. Siyasi Şubeden polisler teşhis işlemleri bakımından sık sık beni şubeye celbediyorlardı. İşimden alıkonuluyordum. Dolayısıyla taciz duruma düşmüştüm. Hadiseden yaklaşık bir buçuk ay kadar sonra maktülün yakını olduğunu söyleyen Bayram Özata bana bu suçtan ceza evinde yatan Osman Tüfekçi’nin vesikalık fotoğrafını getirdi. Katil bu kişidir, birçok eylemleri vardır’ dedi. Kendisine benzetmede bulunamadığımı söyledim. Beni iknaya çalıştı. Aradan bir buçuk ay kadar bir zaman daha geçti. Siyasi şubeye çağırdılar. Fotoğraf albümünü gösterdiler. Teşhiste bulunamadım. Osman Tüfekçi’yi birkaç kişi arasına koyarak gösterdiler. Yine teşhis edemedim. Bunun üzerine yalnız olarak bana gösterdiler. Kendilerine faile benzetemediğimi söyledim. O tarihteki görevliler, ‘diğer görgü tanıkları bunu teşhis ediyor, senin de etmen gerekli’ dediler. Her ne kadar baskı görmedim ise de diğer tanıklar teşhis ettiğine göre benim de teşhis etmemde sakınca olmayacağı kanaatine vararak fail budur diye beyanda bulundum. Tutanak tanzim edildi. Bilahare mahkemede faile benzetemediğimi söyledim. Hatta bu konuda mahkeme başkanlığına dilekçe verdim. Yalan beyanda bulunduğum kanaat getirerek tutuklandım. İşin doğrusu sizlere anlattığım gibidir. Polisler beni devamlı olarak işimden alıkoyup teşhis işlemi için götürüyorlardı. Yılgınlığa düşerek nasıl olsa diğer şahitler de teşhis etmiş diye Osman Tüfekçi’nin fail olduğunu söyledim. Ben fiziki yönden kesinlikle bu kişinin faile benzemediğini söyledimse de polisler bana sanığı çiftlikte yakaladıklarını, aradan geçen süre içerisinde gelişmiş ve boyunun uzamış olabileceğini söylediler. Bunun da etkisinde kaldım. Açıkça belirteyim ki fail ile Osman Tüfekçi’nin fiziki yönden uzaktan ve yakından ilgisi yoktur.”

 

h1-002.jpg

h2-003.jpg

h3-001.jpg

h4.jpg

ZORLA TEŞHİS ETTİRMİŞLER

Ayrıca diğer görgü tanıkları da mahkemedeki ifadelerinde, öldürülen Abdurrahman Köksaloğlu’nun yakınlarının baskısı nedeniyle Osman Tüfekçi’yi suçladıklarını itiraf ediyor. Aslan Işık da Kazım Uzun gibi “yalancı şahitlikten” tutuklanıyor. Yine olayın gözcüsü olduğu öne sürülen ve kendisi de bir cinayete kurban giden Mustafa Fidan verdiği ifadede, Osman Tüfekçi’nin olayla ilgisinin bulunmadığını belirtirken, Sarıgül ile Bayram Özata’nın tanıdığı bir isim olan ve yurtdışına kaçan Osman Dönmez’i işaret ederek, “Olayın failinin Osman Dönmez olduğunu biliyorum. Osman Dönmez’i olaydan sonra olayda kullandığı silahı ne yaptığını bilmiyorum” diyor.

Erol Metin / Habervaktim

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum