MHP'den "seçim yatırımı" mitingleri
Kılıç, MHP'nin ''Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat'' adı altında düzenlemeyi planladığı mitingleri değerlendirdi.
MHP'nin, Türkiye genelinde mitingler yapmaya yönelik yaklaşımının, demokratik açılım sürecini bir siyasal rant olarak algıladıklarının göstergesi olduğunu belirten Kılıç, şunları söyledi:
''Türkiye'nin doğusunda ve güneydoğusunda siyaset yapmayan partilerin, seçim zamanında Diyarbakır'da, Mardin'de, Şırnak'ta, Batman'da mitingler düzenlemeyen bir siyasi partinin, bugün demokratik açılım sürecini istismar etmek adına Türkiye'nin değişik bölgelerinde mitingler düzenliyor olması, milli birliğimiz adına kaygı verici bir durumdur. Türk milleti bu mitinglere ihtiyaç duymaksızın zaten bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nın, Başbakanı'nın arkasında, hükümetinin arkasında birlik ve beraberlik ruhunu her vesileyle ifade etmektedir. MHP'nin düzenlemeyi tasarladığı mitingler, milletimizin birliğine değil, MHP'nin geleceğine yatırım olarak organize edilen mitinglerdir. MHP, geçmişte şehit cenazelerini istismar etti, günümüzde şehit ailelerini istismar etmeye gayret ediyor."
AK Parti milletvekilleri ve yöneticileri olarak Türkiye'nin bütün illerinde kurulu bulunan şehit ve gazi dernekleriyle, şehit aileleriyle çok yakın görüşmeler içinde olduklarını ifade eden Kılıç, ''Şehit aileleri Sayın Başbakanımızla, İcişleri Bakanımızla görüştüler. Bugün TBMM Başkanı Şahin'le bir araya geldiler. Hem Hükümet'e, hem AK Parti grubuna yönelik öneri, beklenti, yaklaşım ve hassasiyetlerini bizlere doğrudan iletme imkanı buldular'' dedi.
Kılıç, şehit ailelerinin CHP ve MHP grubuna yaptıkları ziyaretleri, politik değerlendirmelerden uzak, sürecin eksik kalmış görüşmeler trafiğini tamamlamaya yönelik yaklaşımlar olarak değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Suat Kılıç, kamuoyunda, ''irtica ile mücadele eylem planı'' olarak bilinen belgeyle ilgili soru üzerine, bu konuda adli tıp raporlarının dikkate alınması halinde, belgenin gerçek olma ihtimaline ilişkin tartışmaların artık geride kaldığını belirtti.
Adli Tıp raporunu esas alarak konuştuğunu kaydeden Kılıç, şöyle devam etti:
''Türkiye Cumhuriyeti Devleti, anayasal bir demokrasiyle idare edilmektedir, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bu tanımlama içindeki bir devlette, hiçbir kişi ya da kurum, kaynağını Anayasa'dan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Devlet adına, demokrasi adına, laiklik adına ya da Cumhuriyetimizin diğer temel değerleri adına hiç kimse hukuk devletinin dışına çıkamaz.
Bu belge etrafında yaşanan tartışmalar kapsamında, eğer birileri devlet adına Anayasa'da belirtilmeyen, kaynağı Anayasa'da olmayan bir yetkiyi kullanarak Türkiye'nin demokrasisini, Türkiye'nin hukuk devleti kimliğini tartışmalı hale getirecek bir takım olayların ya da adımların, eylemlerin içinde oldularsa, bunun hesabını hukuk karşısında vermeleri gerektiği kanaatindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasisini bu zan altında bırakamayız, hem de milletimizin göz bebeği olan TSK, bu zan ve ithamlar karşısında sıkıntılı bir sürecin içinde bırakılamaz.''
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.