Laikçi karalama
Karalama
Laikçilerin karalamak ve hakaretleri yetmiyormuş gibi bir de İslami kesimden karalamalara maruz kalıyoruz. Bir okuyucum haber veriyor ve soruyor:
Cüppeli Ahmet Hoca sizin, İmam-ı Azam hakkında, “sadece 17 hadis bilir bazı hataları var” dediğinizi söylüyor bu doğru mu? Sizin gözünüzde İmam-ı Azam'ın yeri nedir?
Bu Cüppeli Efendi, bir süre önce de benim “Kâfirler de cennete girer” dediğini söylemişti. O zaman, başkalarına aynı konuda verdiğim cevap ve yaptığım açıklama ile yetinmiştim. Bu defa doğrudan cevap vereyim:
Ufuk gazetesi, 17 Ocak 1979 tarihli nüshanın onuncu sayfasını, bizim bir kitabımıza ayırarak şu başlığı atmıştı: “Yüksek İslâm Enstitüsü'nde okutulan İslâm Hukuk Tarihi isimli eser sapık fikirlerle dolu…” Kitabın kapak resminin altına da şu başlık atılmıştır: “Fıkıh öğretmeni Hayreddin Karaman'ın yazdığı kitapta, müctehidler küçük görülmekte, cüceler devleştirilmektedir…” Birkaç satır aşağıda da şu ifade yer almıştı:
“Kitabın 73. sayfasında İmam-ı A'zam küçük gösterilmiş ve hakkında uydurma şeyler söylenmiştir. Şöyle ki: Bu sahifede İmam-ı A'zam'ın hadîs ilminde zayıf olduğu, kendi reyiyle sahih hadîsleri reddettiği, Ebû Hanîfe'ye göre sahih hâdislerin sayısının sadece 17 civarında olduğu (…) gibi bir takım saçmalıklar yer almaktadır. Bunlara da bazı mûteber olmayan eserler kaynak gösterilmiştir. Ehl-i ilim olan ve Ehl-i Sünnete bağlı bulunan müslüman bunun yanlış olduğunu bilir, ama yeni okuyan ve istikbalin din adamı, vaizi, müftüsü olacak talebelerin bunu anlaması zordur… gerekli tenkide maksatlı olarak yer verilmediği anlaşılmaktadır.”
Cüppeli hâlâ 29 yıl önce yapılmış dedikoduları, iftiraları yaymakla meşgul oluyor ve kitabımı açıp da benim ne dediğime bakmıyor. Bakın ben ne demişim (Bir Varmış Bir Yokmuş isimli Hatırat kitabıma da bakılabilir):
“İlmî bir eserde şahısların hayatı inceleniyorsa yalnızca lehinde söylenenler ve övgüler yazılmaz. Hakkında bilinen ve söylenenlerin tümü ele alınır. İlim süzgecinden geçirilir ve neticeye varılır. Biz de İslâm Hukuk Tarihi isimli kitabımızda, kendisine büyük bir sevgi ve saygı beslediğimiz İmam-ı A'zam Ebû Hanîfe'nin, hadîsler karşısındaki tutumu hakkında söylenenleri üç satırda özetleyerek verdikten sonra on satırda bunları tenkit ve reddettik. Aleyhindeki sözleri mûteber olmayan eserlerden değil, İbn Sa'd, Hatîb el–Bağdâdî, İbn Haldûn gibi mûteber kaynaklara dayandırdık. Kitaptaki satırları aynen aşağıya alarak takdiri okuyuculara bırakıyorum:
“Bazılarına göre Ebû Hanîfe hadîste zayıftır (İbn Sa'd), bazılarına göre reyi ile sahih hadîsleri reddeder (Hatib Bağdâdî), bazılarına göre de onun nezdinde sahih olan hadîs sayısı 17 veya 50 civarındadır (İbn Haldûn).
Çeşitli mezheplerden tarafsız âlimlerin tahkikatı göstermiştir ki Ebû Hanîfe, hadîs ilmi üzerinde meşhur muhaddisler kadar mütehassıs değilse de onun (ictihad) şûrâsı”nda, bu mevzûuda kendisine yardımcı olan hadîs hâfızları vardır. İctihadında, bizzat üstadlarından öğrendiği dört bin kadar hadîs kullanmıştır.
Bazı hadîslerin reddine gelince: Bunları, Hz. Peygamber'e (s.a.) ait oluşlarında şüphe bulunduğu, başka bir deyişle Ebû Hanîfe'nin, hadîsin sıhhatini tespit için ileri sürdüğü şartlara uymadığı için reddetmiştir. Yoksa Ebû Hanîfe, değil sahih hadîsleri reddetmek, mürsel ve zayıf hadîsleri dahi kıyasa tercih ederek tatbik eylemiştir.”(s. 73)
Görüldüğü üzere bu iki paragrafta Ebû Hanîfe aleyhine söylenen sözler reddedilmiş, vârid olmadığı isbat edilmiştir. Kitapta (İslam Hukuk Tarihi'nde) bu kısmın kaynakları da gösterilmiştir.
Sayın Cüppeli Ahmed Efendi,
Bu dünyayı bilmem ama ahirette bu yaptığından dolayı pişman olacaksın (İlgili âyeti bilirsin).
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.