Yılbaşı ve Filistin faciası
Yılbaşının kime ait olduğu ve Müslümanların o güne karşı tavırlarının ne olması gerektiği konusunda çok şeyler yazıldı, bunları tekrara gerek yok.
Müslümanlar için çok önemli bir tarih başlangıcı olan hicret yılına göre 29 Aralık (2008) Pazartesi, 1 Muharrem 1430 tarihine denk düşüyordu; yani hicrî yılbaşı idi. Bütün Müslümanlar için hayırlı bir yıl olsun diye Mevlâ'ya dua edelim.
Sayın Hakan Keskiner, bizim yılbaşımız münasebetiyle hadislerden alınmış bir dua göndermiş, onu (Türkçesini) sizlerle paylaşıyorum:
ALLAH'IM SEN EBEDİ, KADİM, HAYY, KERİM, HANNAN VE MENNANSIN! BU, YENİ BİR SENE!... BU SENEDE SENDEN; KOVULMUŞ ŞEYTANDAN KURTULMAYI, EMREDİP DURAN NEFSİME KARŞI BANA YARDIM ETMENİ, BENİ SANA YAKINLAŞTIRACAK İŞLERLE BENİ MEŞGUL ETMENİ TALEP EDİYORUM. EY CELAL VE İKRAM SAHİBİ ALLAHIM, EY MERHAMETLİLER MERHAMETLİSİ!
Bu vesile ile Kerbelâ şehitlerimizi rahmetle anıyor, onların davalarını ve sevgilerini itina ile muhafaza ettiğimizi ifade etmek istiyoruz.
Bugünlerde bir başka Kerbelâ faciası yaşanıyor; Filistin halkına karşı göz göre göre adeta soykırım yapılıyor. Buna karşı yapılan protestoların en canlısı İran İslam Devrimi lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin, bütün dünya Müslümanlarına hitaben yayımladığı mesajda görülüyor.
İşte o mesajdan bazı parçalar:
"Bu feci olayın musibeti her Müslüman için ve hatta dünyanın neresinde olursa olsun vicdan ve şeref sahibi herkes için çok ağır ve kahredicidir, ama bazı Arap devletleri ve Müslümanlık iddiasında bulunan devletlerin teşvik edici mahiyetteki sessizliği bundan daha büyük bir musibettir…
"Bu devletlerin liderleri Hz. Resulullah (s.a.) karşısında acaba nasıl cevap verebilecekler?... Kuşkusuz bugün Mısır, Ürdün ve öteki İslam ülkeleri halklarının da yüreği bu katliam karşısında ve ondan önce de (Gazze'ye yönelik) uzun ilaç ve gıda maddesi kuşatması dönemince kan ağlamaktadır.
"Katil Bush yönetimi de iğrenç iktidarının son döneminde bu büyük cinayete ortak olarak Amerika devletinin yüzünü her zamankinden daha fazla karartmış ve bir savaş suçlusu olarak kendi suç dosyasını daha da kabartmıştır. Avrupa devletleri ise bu büyük facia karşısındaki vurdum duymazlıkları ve hatta işbirlikleriyle, insan hakları müdafisi oldukları yönündeki iddiaların ne kadar asılsız olduğunu bir kez daha isbat etmiş ve İslam'a ve müslümanlara karşı düşmanlık cephesinde yer aldıklarını göstermişlerdir.
"Şimdi benim Arap dünyası uleması ve bilginlerinden ve Mısır'ın el-Ezher liderlerinden sormak istediğim şudur: Acaba İslam ve müslümanlar için tehlike hissetmenin zamanı gelmemiş midir? Acaba "Nehyi anil münkerde (Kötülüğü engelelemek)" bulunmak ve "Kelimetü- hak inde imamin cair (Zalim yöneticiye karşı hakkı söylemek ve savunmak)" farzını yerine getirme zamanı gelmemiş midir? Acaba sizlerin kendi vazifenizi hatırlayabilmeniz için, Filistin ve Gazze'de olup bitenden daha açık bir tablo… mevcut mudur?
"Tüm Filistinli mücahitler ve İslam dünyasının mümin insanları, mümkün olan her yolla Gazze'de kadın, çocuk ve halkı müdafaa etmekle mükelleftirler ve bu kutsal ve meşru müdafaada ölenler "şehid"dirler ve Hz. Resulullah (s.a.)in Bedir ve Uhud şehidleri safında haşredilmelerini temenni ederim.
"İslam Konferansı teşkilatı İKT bu kritik şartlarda kendi tarihi vazifesini yapmalı ve her türlü siyasi mülahazalardan uzak olarak Siyonist İsrail rejimi karşısında tek bir cephe oluşturmalıdır. Siyonist İsrail rejimi Müslüman devletler tarafından cezalandırılmalıdır. Bu rejimin elebaşları bu cinayet suçundan dolayı ve uzun vadeli kuşatma nedeniyle bizzat yargılanmalı ve cezalandırılmalıdırlar.
"Müslüman halklar kendi kat'i iradeleriyle bu talepleri tahakkuk ettirebilirler. Bu arada siyaset adamları, ulema ve aydınların üzerine düşen vazife başkalarına göre çok daha kritik ve ağırdır."
Mezhep ve meşreb farkına bakmadan bütün Müslümanların işbirliği yapmaları zamanıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.