Ne söylediğin önemli
Ülkemizde Kürtçe yayın yapan bir televizyonun devlet tarafından kurulması önemlidir. Ancak dünya görüşümüzdeki bir değişimin işareti olmaktan çok siyasetin gereği olması bir eksiklik sayılmalıdır.
Önce bazı ilkeler üzerinde anlaşmamız gerekir: Bir düşüncenin nasıl söylendiği değil içeriği önemlidir. İçeriğinin doğruluğu ya da yanlışlığı yaratacağı sonuçlarla anlaşılır. Ancak bu sözlerin anlamlı olması doğru ya da yanlışın nasıl ayırt edileceğinin bilinmesine bağlıdır. Bana göre bir düşünce ve buna dayanan eylemin doğruluğu tarihin seyrine uygun olup olmaması ile anlaşılır. Yani geçmişte doğru saydığımız şeyler bugünün şartlarında yanlış olabilir. Geçmişte yapılanların bugünün şartlarında değerlendirilmesi ve yanlış olduğunun söylenmesi de anlamsızdır.
Cumhuriyetin kurulduğu dönemde bir ulus devlet yaratmak çağın gereğiydi ve bu bir tercihi değil bir mecburiyeti ifade ediyordu. Gerekenler yapıldı ve bunlar yaşanan çağın şartlarına uygundu. Ayrıntılar tartışılabilir ama ana istikametin farklı olması düşünülemez bile.
Bu durum Kürt kimliği konusunda tarafların iddialarının geçersizliği anlamına gelir. Yani ne Kürtler niçin kimliğimiz tanınmadı diye yakınabilir ne de diğerleri tek kimlikli bir yapıyı savunabilirler. Yaşadığımız acılar, ülkemizi bugün olduğunun çok ötesine taşıyacak kaynakların anlamsız bir çatışmada israf edilmesi tarafların sığ dünya görüşlerinin bir sonucudur. Birisi çıkıp Kürtlere ‘O gün böyle davranmaktan başka çıkar yol yoktu. Nitekim birçok kişi anavatanlarından koparılıp dışarıya savruldu, dışarıdakiler de içeri göçe zorlandı. Bunun sorumluluğu sadece bize ait değildir. Büyük güçler istemeseydi bir kişi bile yerini terk etmezdi.’ demeli. Diğer taraf da o günkü anlayışın bugün devam edemeyeceğini görmelidir. Kürt kimliği için mücadele edenler kendilerini kahraman saymasınlar. Onlar sadece tarihe yön veren gücün piyonlarıdır. Diğerleri, vatansever olduklarını sansalar bile, tarihin seyrine karşı koyan ama her değişim sürecinde gözlenen engellerden ibarettir.
Kürtçe televizyon bizi bekleyen uzun ve zor bir koşunun ilk adımlarıdır. Yeni bir dünya kuruluyor ve bu dünya geçmiştekinden çok farklı olacak. Ama ülkemizdeki düşünürlerin kapasitesi bu geleceği kestirmeye ve ona göre bir yol izlemeye imkan vermemektedir. Mesela ekonominin geleceğini borsa endekslerinde arayan, onun yükselişi ya da düşüşünü önemli bir gösterge sayan anlayışla yeni bir ekonomik model kurulamaz. Dünyanın gelecekteki siyasi yapısının nasıl olacağını araştırmak yerine AB’ye uymak olarak adlandırılan ideolojik çerçevenin içinde devinmek ülkemizin rotasını belirlemekte faydalı olmaz aksine yolumuzu şaşırmamıza neden olur.
Hangi dilden ve nerede konuştuğunuz önemli değildir. Ne söylediğiniz ve bunların ülkemize ve insanlığa ne getireceği önemlidir. Eğer bizim yapacaklarımız geleceğin oluşmasında etkili olmayacak olsaydı ‘İşinize bakın, para ve mevki kazanın. Diğerlerini yapanlar zaten var’ derdim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.