Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

İtibara bak, hizaya gel...

İtibara bak, hizaya gel...

Ankara'nın toprağı kazıldıkça silah çıkıyor. Yeraltından çıkartılan silahlarla Ergenekon davası da yeni bir zemine kayıyor. Gözleri açılamayanların gözleri açılıyor, davayı sulandırmak, ya da magazinleştirip hafife almak isteyenlerin kolu kanadı kırılıyor. Artık mızrak o kirli, yağlı çuvala sığmıyor. Çuval delik deşik...

Gölbaşı'nda ilk bulunan silahlar, İbrahim Şahin'in krokisinde işaretli oldukları için hemen malûm bir koro tarafından hafife alındılar. Dediler ki: "Çünkü Susurlukçunun krokisinden silah çıkmasından normal ne var?" Ertesi gün muvazzaf yarbayın krokisinden de bir cephanelik çıkınca suspus oldular. Muvazzaf subay.. yarbay.. evinde, krokisindeki yerlerde silahlar, mermiler, bombalar... Sahi bunun anlattığı nedir? Pişkinliğin, gayri ciddiliğin, sorumsuzluğun da bir sınırı var değil mi? Bunlarda yok... Sınır mınır yok bunlarda.

Son bir müdafaa hattı kurdular: "Tamam olabilir de.. bu Ergenekon örgütünde Susurlukçularla, mafyalarla, çetelerle şu şu saygın isimlerin, Cumhuriyet'in aydınlık yüzlerinin işi ne? Aynı kirli çuvala koyamazsınız onları..." Konulursa ne olur, demeyelim.

İtalya örneğini hatırlayalım. İtalya'da Gladyo adında aynen bizde olduğu gibi devlet içinde yuvalanmış, devletliler tarafından korunmuş, kollanmış, kullanılmış çetenin tasfiyesinde hiç saygın maygın demeden kimleri tutukladılar ve mahkûm ettiler, hatırlayalım. Bir defa beyin takımı olarak P2 Mason Locası çıktı. Bütün masonlar zaten saygın isimlerdir, öyle değil mi? Sonra 30 general, bir eski başbakan, 4 bakan, istihbarat örgütü şefleri, gazete ve TV editörleri, medya patronları, işadamları, bankerler, 19 yüksek yargı mensubu ve 58 profesör... Hepsi itibarlı, hepsi İtalya'nın güzide ve mümtaz evlatları... Yine ünlü Corriere della Sera Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni ve grubun patronu da örgütün üyeleri arasında çıktı. İtalya'da örgütle bağlantılı tam 900 kişi tutuklandı. Terör örgütünün başında, istihbarat şefi ile birlikte 10 yıl ceza alan İçişleri Bakanı Jose Barrionuevo vardı. Sosyalist Parti Genel Başkanı ve eski Başbakan Bettino Craxi çetenin lideri olarak tespit edildi ve 12 eski bakan ve milletvekili arkadaşıyla yargı önüne çıkarıldı. Craxi, mahkûm olduğunda Tunus'taydı ve İtalya'ya dönmedi.

Bizde ise henüz, derin ilişkilerdeki siyasetçi ve medya elemanlarına sıra gelmedi. Bir ülke kirlenince, siyasetçisi ve medyası temiz kalabilir mi? İş dünyası temiz kalabilir mi? Evet bütün renkler kirlendi, birinciliği Susurlukçulara veremezsiniz...

Şu itibar meselesini konuşalım biraz. Bu ülkede, bütün darbeleri itibarlı ve güçlü bürokratlar yaptı. Ülkenin seçilmiş başbakanını ve bakanlarını asarken, itibarları zirvedeydi. Başta CHP'nin saygın milli şefi, CHP yöneticileri, bütün itibarlı yüksek yargı mensupları, yayın yönetmenleri, köşe yazarları, iş dünyası, en itibarlı ordinaryüs profesörler, rektörler onlara destek verdi. Bütün saygınlıkları ile alkışladılar.

28 Şubat sürecinde 20 tane banka hortumlandı. Hepsi saygın patronlardı. Gazete patronları vardı aralarında, çok itibarlı... O patronların saygın yayın yönetmenleri, saygın bakanlarla iş tuttu. Soyguncularla birlikte olan saygın siyasetçiler, onların saygın bürokratları, kendi insanını tehlike sayarken soygunları görmeyen, duymayan saygın kurtarıcılar vardı. Hepsi vardılar ve hepsi çok saygındılar...

Saygınlığın üç ölçüsü vardır: Evrensel insanî değerlere samimiyetle bağlı olacaksın. Yani dürüst olacaksın, erdemli olacaksın, fikir ve ifade hürriyetinden, din ve vicdan özgürlüğünden, hukukun üstünlüğünden, herkesin hesap verebilmesinden yana olacaksın... Ait olduğun toplumun değerleri seni rahatsız etmeyecek ve kendi insanını düşman bellemeyeceksin. Millet iradesinin dışında hiçbir yere yaslanmayacaksın... Yani olağanüstü bir dönem gelir, daha da tahrik edersek askerler yine darbe yapar, bize de başbakanlık, bakanlık düşer diye çetelere avukatlık yapmayacaksın... Bunları milletin gözünün içine baka baka yapıp, sonra da zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkmayacaksın.

İşte o zaman itibarlı olursunuz, benim güzel kardeşlerim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi