MESH!
2009’u da gördük.. Obama da koltuğuna oturdu. Gazze’de bir katliam yaşandı!. Bakalım bundan sonra ne olacak, göreceğiz. Ardından yerel seçimler var. Ardından 23 Nisan çocuk bayramı.. Haziran krizini nasıl atlatacağız göreceğiz. Ağustos’ta malum tartışmalar... Ha! Bu arada Şubat sonunda İTO seçimi var. Birçok ilde de ticaret odası seçimleri yapılacak..
Miladi yeni bir yıla merhaba derken size geleceğin dünyasına ilişkin bazı teknik imkan ve fırsatlardan söz etmek istiyorum..
Hemen hatırlatayım, gideceği yeri bilmeyen kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz..
Her değişiklik, değişime hazırlıklı olmayanlar için bir tehdit, hazırlıklı olanlar için yeni bir fırsattır..
Sakın gen haritanızı kimseyle paylaşmayın. Saç telinizi bile kimseye vermeyin, kesip attığınız tırnağınızı bile (Tabii ne mümkün). Berberinizi mi değiştireceksiniz!.. Sonra klonlanabilirsiniz.. Şaka değil gerçek.. Korkunun ise başınıza geleceklere faydası yok. Çözüm yine sorunun içinde gizli!
Yakın gelecekte artık kan grubunuzu değil, gen haritanızı soracak doktorlar. Ne yiyip, ne içeceksiniz, hangi ilacı kullanacaksınız bu gen haritasına göre belirlenecek..
Evler akıllı olacak.
-Ekran ekran, güzel ekran söyle bana güzelleşmek için ne yapmalıyım?
-Güzellik salonuna gitmelisin Sevilay sultan..
-Bana 500 metre mesafede Miles and mile puanlarımla güzelleşebileceğim, 30-50 YTL arası fiyatı olan bir güzellik salonu söyle?
Geç kalırsanız önemli değil, hep izlediğiniz diziyi o sizin için kaydetmiş olacak bu arada.. En beğendiğiniz haberi onların yayınladıkları zaman değil, siz istediğiniz saatte izleyeceksiniz..
Artık “dil bilmiyorum” derdinden de kurtulun canım.. Siz Türkçe konuşun, cep telefonunuz anında onu Japoncaya çevirsin, o Japonca konuşsun, siz Türkçe dinleyin.
Gidin internet cafeye siz Türkçe konuşun, o size İngilizceye çevirip basıp versin..
Marketten aldığınız konserve helal mi, haram mı? Ya da vejetaryensiniz veya lecitin maddesine allerjiniz var. Zaten cep telefonunuz sizi tanıyor. Telefonunuzun kamerasını ekrana yaklaştırın, o size merak ettiğiniz ne varsa söyleyecek..
Kredi kartı, ya da oto anahtarı, kapı anahtarı, hepsi cep telefonunuza yüklenebilir..
Cep telefonundan radyo, TV, film izleme, müzik dinleme artık çok sıradan şeyler..
Şu haberi okudunuz mu: Microsoft'un yeni Windows Live özelliği Mesh ile bilgisayarlarınıza ve mobil cihazlarınıza kolayca bağlanabilir, dosyalarınıza ve bilgisayarınıza istediğiniz an erişebilirsiniz. Bunun için sanal ortamda size 5 GB alanı, ücretsiz olarak veriyor. Böylece, çok önemli dosyalarınıza internet olan her yerden ulaşabiliyorsunuz. Tabii bu uygulama şimdilik test aşamasında..
Artık ekrandaki objelerle gerçek nesnelermiş gibi oynayabiliyor, şekillerini değiştirebiliyorsunuz..
Mesela bir seyahat portalından alan alıp, gezi boyunca tuttuğunuz notları, çektiğiniz resimleri, gerçek zaman ve mekanlarında yayınlayabileceksiniz.. Bu verileri, kendiniz için, aileniz için, iş arkadaşlarınız ya da müşterileriniz için ya da herkese açık olarak şifreleyebileceksiniz.. Güzergahla ilgili sürekli bilgi alabilecek, VOIP üzerinden iletişim sağlayabilecek, sanal posta kutunuzdan gelen mesajları alıp, dostlarınıza sesli, görüntülü yazılı mesajlar gönderebileceksiniz.. Dünyaya açılan renkli bir pencerenin önüne oturup, teleskopsuz yeryüzüne, mikroskopsuz hücreye bakacaksınız. Kalemsiz yazacak, kağıtsız okuyacaksınız..
Benim ilk modemim aküstikti. İlk e-bookumu yıllar önce aldım. Macintosh Newton.. Ama tutmadı. İlk e-pen’imi o zaman kullandım. Kocaman bir PCMCI kartı vardı, şimdi onun bin katı hafıza kartımız var, hem ne minimini minnacık! Yazarın dediği gibi artık dilekçelerimiz yazısız pulsuz.. e-pen’ler gerçek “tükenmez kalem”ler..
Bizim taksicilerimiz neden hâlâ navigasyon kullanmazlar ki? Ergenekon’dan başımızı kaldırıp bu olaylarla ilgilenemiyoruz ki!
Sahi biz neden Gazze katliamını geocode etmiyoruz? Neden sanal ortamda her evi POİ olarak kaydedip, o noktada yaşananları harita üzerine kaydedip yayınlamıyoruz?
Int 2 ile bile artık halogramik görüntüler elde edebileceğiz. Hele bir Int 3 ile tanışalım. 10000 Gb=1 Tb’a çıkalım, o zaman görün siz.. Gerçek zaman / realtime, dünyanın bir başka ucuna gidip iş ya da aile ziyareti yapabileceksiniz.. Tek şart dokunmamak kaydı ile..
Sadece Internet Explorer üzerinden verilen bir hizmet var, bilmem farkında mısınız? Birileri ‘Mesih’i beklerken ‘MESH’ geldi bile.. Bir bakıma Microsoft’un yeni çıkacak ürünü, MİDORİ’nin öncü versiyonu gibi.. İşte basında yer alan şekli ile MESH’in adım adım tarifi: “Öncelikle www.mesh.com adresine girip Sign In düğmesine basıyoruz. Karşımıza tanıdık bir giriş sayfası çıkıyor. Buraya Windows Live ID'mizi giriyoruz. ‘Login’ olduktan sonra karşımıza Silverlight kullanılarak hazırlanmış böyle bir sayfa çıkıyor. Buradan Live Desktop'ı seçerek ‘Connect’ tuşuna basıyoruz. Artık bize ait online masaüstündeyiz. Create New Folder'ı tıklayarak yeni bir klasör üretebilirsiniz. Geri dönmek için yukarıdaki ‘Devices’ tuşuna basıyoruz. ‘Devices’ sayfasındaki ‘Add Device’ butonuna basarak, o an kullandığınız bilgisayarı da kendi Mesh ağınıza ekleyebiliyorsunuz. Programı kurduktan sonra program üzerinden de Sign In oluyoruz. Bilgisayarımızın Windows Live Mesh ağı üzerinde hangi isimle görüneceğini seçiyoruz. Bilgisayarımız, artık Windows Live Mesh ağına bağlı. Hayırlı olsun.”
Dikkat, sakın bir yandan da büyük birader sizi izliyor olmasın!
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.