28 Şubat’ınız kutlu olsun!
Bir seneyi daha geride bıraktık. On iki sene uçup gitmiş. Köprülerin altından ne sular akmış. Bazılarının homurdanmaları arasında onların tabiriyle başlar ayak, ayaklar baş olmuş. Bize göre hak eden hak ettiği yere bir nisbet gelmiş. Daha da gelmekte. Daha gelecek de çok var. O günlerde siyasi hırslarına kapılıp gidenler yok olup gitmiş. Kimi tatil köyüne, kimi bağa bahçeye, kimi toprağa... Mazlumun ahı yerde kalmamış. Daha da kalmamakta. Yerde kalmayacak çok ah var daha. Sular da mecraında akmaya devam etmiş. Geriye akıtılamamış. Bin sene sürecek denmiş, bin ay sürmemiş. Diyen de belki pişman olmuş. Şüphesiz her şey olması gerektiği hale gelmemiş ama yine şüphesiz gelecek.
Öyle gözüküyor ki geçen 28 Şubat bayramımızdan bu yana, CHP’ye de bir haller olmuş. Başını iki elinin arasına alıp düşünmüş gibi. Malum, Türkiye gündemini biraz geriden takip ettiği için, idrak etmesi de zaman alıyor, henüz gelmesi gereken yerde değil ama olsun, en azından hatasının farkına varmış gibi. Gibi, çünkü bu apaçık bir 29 Mart sendromu da olabilir. Hele şu gün bir geçsin, asıl CHP tanısını o zaman koyacak bu millet. Ne derece değişmiş, hangi nisbette hatalarını idrak etme yolunda, ne derece riyakar veya kendini kandırmacı... İşte seçim sonrası belli olacak bütün bunlar. Şimdilik elimizdeki ölçü aleti tam çalışmıyor, birbiriyle çelişen sinyaller veriyor. CHP’yi bir iyi gösteriyor, bir kötü. Bir taraftan açılıp saçıldım, çarşafa dolandım derken, diğer taraftan “Hamdolsun”u küçümseyip alaya yelteniyor. Hah, tamam CHP’nin derdini şimdi anladık derken, bir başka sonuç veriyor. Bir sonuç diğerini götürüyor. Elde kalıyor sıfır. Tabii CHP ölçme aleti adını verdiğimiz aracın bozukluğu dışında bir de ateşlenme gerçeğiyle karşı karşıyayız. CHP’nin ateşi bizimkisi. Çok yüksek. Onun için de bir öyle bir böyle sonuçlar veriyor. Hele bir ateşi düşsün. Hep yüksek kalacak değil ya, bir gün gelecek düşecek bu ateş. Tahminen 29 Mart sonrasına rastlayacak bu. Eli yüzü düzelsin, kendini bir toparlasın. O zaman göreceğiz gerçek yüzünü. Şimdi ateşten, telaştan, beti benzi atmış koşuyor. Hele bir bekleyelim. Soluklansın. Şu yarış bir son bulsun. O zaman anlayacağız CHP’nin ne kadar yol kat edip etmediğini.
Yoksa bu ölçüyle bakınca CHP zarar edecek. Yazıktır kendisine. Bakın, başörtülü aday “bile” göstermiş. Başörtülüleri adamdan saymış da bir de temsil yetkisi vermiş. Kimileri diyebilir ki kafası bulanık olunca ateşten CHP’nin, bu karara nasıl vardığı, nasıl bir seçim yaptığı, tartışılır. Olabilir, doğrudur. Teyzem, başörtülü teyzem yani, şu CHP adayı olan, yüzünde bir örter bir açarım ifadesiyle taşıyor başındakini. Hani diyorlar ya, anneannelerimizin başörtüsü diye, hangi anneanneymiş ki o öyle bir örter bir açarmış? Ben ne kendi yakınlarımda ne de uzak çevremde öyle bir anneanneye rastgelmedim. Onlar hep kendi anneannelerinden dem vuruyorlar ya, işte buyrun, ben de benim anneannemden örnekleme yapayım... Ve hatta daha gerilere gideyim, annemin anneannesinden örnek vereyim. Ben onun, yani bizim deyişimizle büyükannemin, çarşafının içine örttüğü siyah ipek başörtüsünü bugün gururla taşıyorum başımda. Hem de aynen onun örttüğü gibi. İğnesiyle, tastamam. Diğer başörtülerimin arasından onu seçip her çıkarışımda onun ruhunu yad ediyorum. Onun annesi, yani anneannemin anneannesinden bahsetmemi ister mi CHP? Zira o, bilge kadın Elif Nene de çarşaflı. Umarım çarşaf açılımını yapmış bir parti olarak artık bir sorunu olmaz CHP’nin onun gibi kadınlarla.
Şimdi derdi başörtüsünün şeklinde. Bir açıp bir örten olmayı matah bir şeymiş gibi anlatmaya çalışıyor CHP, ancak dikkatinden kaçan bir şey var. O da bunun cahillikten başka hiçbir şeye işaret etmediği gerçeği. İki yönde cahillik. Dinsel cahillik ve dinsel alanın dışında cahillik. Nerede İslâm’da bir aç, bir ört izni? Dinsel cahillik. Erkek partisi CHP’nin biz kadın milletine böyle hükmederiz deyişinin tam da tezahürü değil mi bu? Ben bilmem, bey bilir halet-i ruhiyesinin simgeseli. Kadına değer vermek mi bu? Sen nasıl giyineceğini bile bilemezsin, ben söylerim sen giyersin, ben derim, biraz açarsın, olmadı, hepten çıkartırsın, demenin ötesinde bir şey mi bu? Vel hasıl dinin dışında da cahillik...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.