1 numara kimse?
Birileri bizimle dalga geçiyor.. 1 numara olacak adamsa köşesinde sessizce bekliyor..
Ne biçim bir ruh halidir bu..
Tuncay diyor ki, Encümen-i Daniş’in üstünde Milli Güvenlik Komitesi var.. 80 darbesinden sonra Milli Güvenlik Komitesi dağıldı zannediyorduk, meğer hâlâ devam ediyormuş.! O zaman Milli Güvenlik Kurulu ne iş yapıyor.. Derin devletin görünen devletle bir araya gelmesi için örgütlenmiş bir mekanizma mı? Emir verilen, hesap sorulan bir yapı yani. Ya da siyasetçilerle askerlerin buluşup derin güçlerin talimatlarını müzakere edip tartıştıkları, neyi nasıl yapacaklarını planladıkları bir yer mi? Peki Milli Güvenlik Akademisi neyin nesi? Devletin üst düzey personellerinin, yani hakim, savcı, emniyet müdürü, vali, kaymakam, asker, hatta malum gazeteciler ve iş adamlarının eğitildikleri yer mi?
Madem bu iş bu kadar yaygın, örgütlü, emniyet istihbarat ya da MİT, askeri istihbarat nasıl oluyor da bu işleri bilmiyor.. Madem bu kadar insan bu tezgahtan geçiyor, niçin bir insaf sahibi çıkıp da olanları anlatmıyor bize!
Hadi bilin bakalım kim bu Encümen-i Daniş üstü MGK’cılar.. Encümen-i Daniş 40’lar Meclisi’ni oluşturduğuna göre, MGK’cılar 7’ler Meclisi’ni oluşturmalı..
Altında ise Serkil Dorian ve benzeri masonik yapılanmalar..
Eee. Serkil Dorian’da bizimkiler de var!
1 numara muvazzaf bir askermiş.. O zaman 1 numara Genelkurmay Başkanı olmalı. Bir ordunun Genelkurmay Başkanı, altındaki bir subaya tabi olamaz herhalde. Eğer öyle ise bu nasıl bir yapı! Tepe takla olmuş bir ehram gibi bir şey bu..
Savunma Bakanı Genelkurmay Başkanı’nın arkasında, Genelkurmay Başkanı’nın altındaki adam ise Genelkurmay Başkanı’nın bağlı olduğu Başbakan’ın ve hatta Başkomutan’ın üstünde!
Peki Milli Savunma Bakanı’nın bu durumdan haberi var mı? Yoksa hiç farketmiyor mu bu olanları!
Çağdaş, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin görünen manzarası bu!
Bir de sivil kesimde bir başkan varmış. O da bir media grubunun patronu imiş..
Kaç media grubu var ki bizde: Hürriyet, Akşam, İhlas, Star, Bugün, Sabah, Ciner, Yeni Şafak, Zaman, Aksoy, Karamehmetler, Şahenk grubu..
Bugün, Sabah, Star, Yeni Şafak, Zaman grubu olamaz herhalde. Akreditasyon dışını silin..
Benim aklıma gelenin sizin de aklınıza geliyor olması gerek..
Demirel bunca yıl orada oturdu, bu yapının hiç mi farkına varmadı. Bana kalırsa Erbakan’ın da söyleyecek daha fazla sözü olmalı.. Çiller’in, Meral Akşener’in de söyleyecek daha fazla sözü olduğunu düşünüyorum..
Mumcu’ya yönelik baskılar konusunda bakalım bundan sonra nasıl bir gelişme yaşanacak.. Mumcu suç duyurusunda bulunacak mı? Suç duyurusunda bulunmaya gerek yok aslında, savcılığın re’sen soruşturma başlatması gerek.
Zaten MİT’in mahkemeye gönderdiği şemada üstü kapatılan isimlerle ilgili mahkeme, isimlerin bildirilmesine karar verdi. MİT’ten gelecek cevap sır perdesini biraz daha açacak..
Zaten Demirel, derin devletin asker olduğunu söyledi.. Encümen-i Daniş’in başkanı Karaduman’a göre, hep vardı, hâlâ var ve bundan sonra da var olmaya devam edecek..
Bu herşeyi bilen ve her şey hakkında ahkam kesen adamların, Ergenekon ve derin yapılar, yolsuzluklar, cinayetler konusunda bilgi sahibi olmadıkları iddiası bana hiç inandırıcı gelmiyor..
Mesela şu habere ne demeli? Üniversite hastanesine onlarca yıl yetecek kadar ilaç alınıyor. Kimsenin sesi çıkmıyor. Hastane Başhekimi Doç. Dr. Alan’ın, depolarda yaptırdıkları sayım ve inceleme sonucunda ortaya çıkan gerçekler insanın kanını durduracak cinsten şeyler.. Bunlar bir üniversitede ve bir sağlık kurumunda yaşanıyor.. Açık kalp ameliyatlarında anestezi olarak kullanılan ve hastanelerinde 2008 yılında sadece 1 adet kullanılmış olan bir ilacın 4 bin adet satın alındığına işaret eden Alan, şöyle diyor: “Hastanede Bactrim ilacı bir yılda 74 adet kullanılmışken, 2 bin adet alınmış. Yani 27 yıl yetecek kadar alım yapılmış. Açık kalp ameliyatında kullanılan anestezi ilacı Rapifen 2008’de sadece 1 tane kullanılmışken, tam 4 bin adet alınmış. Yani 4 bin yıl yetecek kadar Rapifen ilacı alınmış. Steril 900 bin adet ve steril olmayan 1,5 milyon olmak üzere toplam 2 milyon 400 bin adet eldiven alınmış. Firmanın yetiştiremediği 1 milyon kadar eldiven teslimatını ise iptal ettik. 850 bin şişe serum alınmış. Tansiyon ilacı Karvezit ise 152 yıllık ihtiyacı karşılayacak miktarda alınmış.” Bu arada binlerce ilaç ve medikal malzemenin süresi geçmiş. Şu anda miadı geçmiş 14 bin adet ilaç ile 8 bin 500 adet medikal malzeme bulunuyor.
Ergenekon örneğinde yola çıkarak insanın aklına başka ihtimaller de gelmiyor değil. Belki abartılı bir komplo teorisi olacak ama ister misiniz, bu ilaçlar bir yerlere gönderilmek için alınmış olsun..
İhaleler açılıyor, ödemeler yapılıyor, depolar tutuluyor..
Madem öyle, bu kadar ilaç alınıyor, fiyatları nasıl bir de ona bakmak gerek. Peki buna izin veren yetkililer “Bu nedir böyle” diye sormuyorlar mı? Onların korktukları ne, kim? Niçin susuyor insanlar. Bu işi yapanların cür’etkarlıklarının bu boyutlara ulaşmasına sebep olan gerçek ne?
Bunların siyasi, ideolojik çizgilerine de bakmak gerek. Bu paraları tek başlarına alıyor olamazlar. Bir yerlere kaynak aktarıyor olmaları gerek..
Bu işleri yapanlar, sadece bu işle yetinmiş olamazlar.. Başka ilişkilerini de araştırmak gerek..
Bunu yapanların irtica ile ilgileri yoktur. Onun için de kimse fişlememiştir herhalde..
Sahi, bir numara kimse, bunlardan tamamen habersiz mi aceba..
Bir media patronunun teperlerde bir yerde olduğunu söylediğine göre, bunlar haberleri de izliyorlardır mutlaka.. İstihbarat ellerinde, peki nasıl oluyor bu işler böyle?
Cumhurbaşkanı bilmiyor, Başbakan bilmiyor, İçişleri Bakanı bilmiyor, polis bilmiyor, istihbarat bilmiyor, asker bilmiyor, o zaman kim biliyor bunu..
Derin siyasetin duayenlerinden Demirel’e, Doğramacı’ya, hapsetmek yerine beslemeye devam ettiğimiz Kenan Paşa’ya filan sormak gerek herhalde.. En yaşlıları onlar kaldı çünki.. Konsey üyesi diğer arkadaşlarının sesi soluğu çıkmıyor zaten.. Encümen-i Daniş’in yaşlı oldukları için toplantılara katılamayan üyeleri onlar olmasın sakın..
Hem kendilerini devletin sahibi olarak görecek, hem de olanlardan habersiz olacaklar, bu mümkün mü?
Haberleri var ve bir şey yapamıyorsa bu ayrı bir sorun ama, olanlardan haberleri var ve kendileri de işin içindeyseler ne olacak?
Bunu, bu işe bulaşanları çağırıp sorgulandıklarında anlayacağız..
Bir gün o da olacak.. Bildiklerimiz ne ki, siz asıl o zaman bazı gerçekleri duyunca şok olacaksınız..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.