Türkiye, Amerikan ve İsrail ilişkileri testten geçiyor. Obama, 5 Nisan'da Türkiye'ye geliyor ve onun ötesinde Nisan ayında 'Ermeni soykırım' iddiaları yine temcit pilavı gibi iki ülkenin önüne konulacak. Bush ve önceki dönemlerde Amerikan dışişleri bakanları Kongre ve diğer kurumlara gönderdikleri mektuplarla Ermeni tezlerini tanımanın Türkiye-ABD ilişkilerine kalıcı hasar verebileceğini söyleyerek tezlerin önünü alırlardı. Obama da seçimler öncesinde Ermeni tezlerine sıcak bakan mesajlar vermişti. Lakin iktidara geldikten sonra Türkiye ile ilişkiler önemini Obama idaresine dayatmıştı. Ortadoğu ve Kafkaslarla ilişkiler neredeyse hep Ankara üzerinden yürüyordu. Irak, İran, Afganistan, Suriye, Gürcistan ile ilişkiler Türkiye bağlantısı olmadan sağlıklı bir biçimde yürütülemezdi. Bu bölgedeki çıkarları hatırına Ermeni tezlerini 'şimdilik' gözardı ediyorlardı. Ya da Demokles'in kılıcı gibi ikinci bir fasla kadar buzdolabına kaldırıyorlardı. Ertesi yıl bırakıldığı yerden çıkarılıyor ve yine gündeme getiriliyordu. Bu açık ve çirkin oyun yıllar yılı tekrarlandı durdu. Mart ayının ortalarında (2009) Barack Obama The Los Angeles Times'e bir mülakat vermiş. Burada kendisine sorulan Ermeni tasarısıyla alakalı yuvarlak laflar etmiş ve 1915 yılında yaşanılanları 'soykırım' olarak tanımlamaktan kaçınmış ve tereddüt etmiş. Böylece kendisine göre ahlaki olanı değil de siyaseten doğru olanı (politically correttly) yapmış. Olayları soykırım olarak tanımlarsa ikili ilişkilere gölge düşeceğini biliyor.

2007 yılında ADL Direktörü Abe Foxman geleneksel Yahudi kuruluşlarının tutumunu değiştirerek Ermeni tezlerinin lehinde bir karar almıştı. Naziler'in işlediğini ileri sürdükleri Holokost'tan 25 yıl önce, 20'nci yüzyılın başlarında bir soykırımın yaşandığını ileri sürmüştü. Bununla Ermeni iddialarına destek vermişti. Lakin daha sonra bu yaklaşımı sürdüremez olmuşlar ve çark etmişlerdi. Tükürdüklerini yalamışlardı. İsrail'de de benzeri bir iki deneme olmuş ve sonra tavsamıştı. The Jerusalem Post, Gazze meselesinden sonrasında da İsrail yanlısı lobi kuruluşlarının ilk tavırlarına döndüklerini Ermeni tezleri üzerinden Türkiye ile bir kamplaşma ve sürtüşmeyi göze alamadıklarını yazıyor. Yahudi kanaat önderleri ve siyasileri 'Türkiye bizim için ölüm kalım meselesi. Türkiye'yi karşımıza alamayız. Bizim için Türkiye'nin desteği ölüm kalım meselesidir' diyorlar (But [supporting Turkey] was seen as a matter of life or death for Israelis." ). İşin ilginç yanı, Irak işgalinden sonra israil'in bölgedeki pozisyonu daha da zayıflamıştır. Evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Bu hengamede bir de kendisiyle doğrudan bağlantılı olmayan meselelerden ötürü Türkiye'yi karşısına almak istemiyor.

Esasında İsrail bunu içine sinmiş bir biçimde yapmıyor. Ermeni tezlerine sıcak bakıyor lakin Türkiye'nin ülke olarak ağırlığı bu yönde ileri gitmesine mani oluyor. Bu bağlamda, Erdoğan'ın Davos'ta bir bardak suda fırtına koparması geride kalmış görünüyor. Davos krizi yaz bulutu gibi gelip geçti. Bu noktada, Türkiye tarafından Ali Babacan ve Jack Kamhi gibilerin çabaları sonuç vermiş görünüyor. İsrail tarafı da buna dünden razı. ADL'den Jess Hordes Ermeni tasarısı konusundaki geleneksel tutumlarının devam ettiğini ve değişmediğini söyledikten sonra Türkiye, ABD ve İsrail ilişkilerinin önemli olduğunu dile getirmiş. Gazze saldırıları nedeniyle ortaya çıkan anlaşmazlıkların tatlıya bağlandığını ve geride kaldığını ifade ettikten sonra Babacan gibilerin söylediklerini teyit ediyor: "İki ülke de stratejik ilişkilerini ve bunun devamının önemini vurgulamaktadır..." Ermeniler kavrula kavrula içlerindeki tutkuyu yani Ermeni tezlerini destekleme arzusunu kuvveden fiile geçiremiyorlar. Kan içip kızılcık içtik diyorlar. Jerusalem Post gazetesi herşeye rağmen Türkiye'nin bölgesel ağırlığından dolayı Ankara'yı karşısına alamadığını gösteriyor. Bu, Türkiye'deki İsrail'den fazla İsrailci isimlerin ve yazarların kulaklarına küpe olsun. Onların okuması gereken bir makale (Mar 25, 2009 3:35 | Updated Mar 25, 2009 18:02 US Jews may be ready to step into Armenian genocide debate By HERB KEINON AND HAVIV RETTIG GUR).