Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Dünyanın yeni ekonomisi

Dünyanın yeni ekonomisi

11 Eylül’de ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra televizyonlarda yaptığım değerlendirmelerde bunun terörist bir grup tarafından gerçekleştirilmiş olamayacağını, olayın dünya ölçeğindeki bir mücadelenin başlangıcı olduğunu ve çatışan tarafların küresel sermaye ile ulus devletler olduğunu söyledim ve daha sonraki analizlerimi bu model içinde yaptım.

Bu mücadelenin sonucunda küresel sermayenin etkisizleşeceğini ve siyasi alanda inisiyatifi kaybetmeye başlayan devlet yapılarının tekrar eski gücüne kavuşacağını öngördüm. G-29 toplantısında konuşulanlar devletin ekonominin her alanında kontrolü ele alacağını gösteriyor. Para hareketlerinde şeffaflığı öngören düzenlemeler gerçekte sermaye hareketlerinin devletin bilgi ve denetiminin altında yapılmasını öngörüyor.

Gelişmekte olan ülkelere yapılan yatırımları geçmişte finans kurumlarının yöneticileri yönlendirirken şimdi İMF tarafından yönlendirilecek. İMF küresel sermayenin değil ABD hükümetinin etkili olduğu bir kurum.

Dünyadaki sermayenin önemli bir kısmını Uzakdoğu ülkelerinin tasarrufları sağlıyordu ve finans kurumları başlangıçta sahip oldukları kaynakları sanal ortamda birkaç katına kadar büyütüyor ve bunları dünya ekonomisini kontrol amacıyla kullanıyorlardı. Artık bu süreç sona eriyor ve sanal ortamda yaratılan sermaye buharlaşarak kayboluyor.

Geçmişte ABD’nin, büyük dış ticaret açığı nedeniyle, sistemi bozamayacağına inanılıyordu. Bunun doğru olmadığını düşünüyordum ve bu konudaki düşüncelerimi ‘ABD’ni yaralarsanız siz ölürsünüz’ dediğim bir yazımda söylüyordum. Yani sermaye ihraç eden ülkeler ABD’nin dış ticaret açığını finanse etmezlerse ABD’de tüketim azalır ve refah düzeyinde bir azalma görülebilirdi. Bu refah kaybı tüketiminden vazgeçilmesinin büyük bir üzüntü yaratmayacağı malların ithal edilmemesinden kaynaklanacaktı ama ihracatçı ülkelerin ekonomilerinde büyük bir çöküş yaşanacaktı. Mesela ABD’deki bir tüketici Mercedes araba alamayacak, bunun yerine içerde üretilen bir araba kullanmaya razı olacaktı. Bu Almanya’da ekonomik bir gerilemeye neden olurken ABD’nin üretimini artıracaktı. Bunun doğal sonucu Almanya’daki tasarrufların azalması ve bunun küresel sermayenin kasalarına akmasının durması olacaktı. Benzer analizler Uzakdoğu için de yapılabilirdi.

Yeni ekonomik düzen küresel sermayeye akan fonların azalmasına ve bunların devletlerin denetiminde olmasına ve dünya üzerindeki sermaye hareketlerinde ABD’nin etkili olmasına yol açacaktır.

Bu analizlerde bana yöneltilen en önemli eleştiri ABD ile Küresel Sermayeyi birbirinden farklı hatta karşıt olarak görmem oldu. Bu görüşümü koruyorum ve krizin ABD’ devletinin kontrolü altında olduğunu ve Küresel Sermeyenin etkisizleştirilmesini amaçladığını ve kurulacak yeni ekonomik düzenin önceden ayrıntılı bir biçimde hazırlandığını düşünüyorum. Yani alınan tedbirler gelişmeler karşısındaki tepkiler değil bir planın safhalarıdır. Türkiye yeni ekonomik politikasını bu olguya göre değiştirmek zorundadır ama bu öngörü değil mecburiyettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi