Tersine dünya
Mefhumları çarpıtmak veya içlerini boşaltmak o kadar basit ki bu ülkede... Mesela bir sıfat ile o sıfatın yakıştırıldığı kişi veya kurum taban tabana zıt olabiliyor. Askeri vesayeti, hatta darbeyi haklı görenler kendilerine pekala “sosyal demokrat” diyebiliyorlar. Zerrelerine kadar statükocu olan bir parti kendisini “sol parti” olarak tarif edebiliyor. 1930’lar Türkiye’sine -tabii o dönemin otokratik tek parti yönetimine de- hasret türküleri yakanlar, bir yandan da “çağdaş ve modern” olduklarını söyleyebiliyorlar. Solcu denilenin faşizan, muhafazakar denilenin değişimci olduğu, ideolojik dogmalara saplanıp kalan “arkaik zümrelerin” modernliği kimselere bırakmadığı, hatta darbeci paşaların kendilerini “demokrat” olarak tarif ettikleri, enteresan bir ülkedeyiz.
***
Bir de medya imalathanesinin ürünü olan “parlatılmış imajlar” var. 28 Şubat’ın baskıcı generallerini “tenis oynayan modern yöneticiler” olarak takdim edebilen bir medya bu...Seçimlerde “sakin güç” olarak parlattıkları Kılıçdaroğlu’nu şimdi de “Gandi Kemal” olarak pazarlamakla meşguller...” Emekli bürokrattan Gandi olur mu yahu” diyenler için cevap açık: Yerseniz. Fiziki görünümünden başka hangi özelliğinin Gandi’yi “andırdığını” anlamakta aciz kaldığım Kılıçdaroğlu da, “şeyh uçmaz, mürid uçurur” misali, medyanın parlattığı imajından pek memnun... Hâlâ seçim bürosunda “laikçi abla ve teyzeleri” kabul edip onlara “öğütler” veriyor -Gandi ya, o açıdan-, boynuna sarılıp ağlayanları teselli ediyor filan...Yani bizim “çakma Gandi”, 8 puan farkla yenildiği İstanbul’dan “zafer kazanan bilge” olarak Ankara’ya dönüyor. Hele bir de “Gandi’nin tuz yürüyüşü” benzetmesi var ki, Gandi’yi biraz olsun bilen herkesin aklını başından alır! Umarım “memur Gandi”, müteveffa İsmail Cem’den veya M.Ali Bayar’dan “siyasi lider” çıkartmak için geçmişte yapılan medya cambazlıklarını ve sonuçlarını hatırlıyordur.
***
Askeri vesayeti kabul ederek demokrat, “moccha içip pilates yaparak” çağdaş olunamayacağını, resmi ideolojinin sınırları çizdiği bir ülkede ifade hürriyetinden bahsedilemeyeceğini insanlar -eninde sonunda- idrak edecek. Haliyle, emekli bürokrattan -ne kadar gazlanırsa gazlansın- Gandi olamayacağını da..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.