Siyasetin yeni yüzü

Siyasette rol alan kişiler değişebilir ama bu her zaman politikalarda bir değişiklik olacağı anlamına gelmez. Ama bazen bu değişmeler bir partinin ya da hükümetin uygulayacağı politikalardaki köklü değişmelerin habercisidir.

AKP ile SP arasında ideolojik bir fark yoktur. Her iki partiye oy verenler birbirine her açıdan benzer ama bu iki parti arasında görünenden daha büyük farklar vardır. Geçmişte Turgut Özal’ın lideri olduğu ANAP ile Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı arasında da önemli farklar vardı ve Özal köşkten ayrıldıktan sonra yeni bir hareket başlatmak amacıyla temaslara başlamıştı.

Örnekler çoğaltılabilir ve halkın birbirine benzer hatta aynı olduğunu düşündüğü siyasal hareketler birbiriyle çatışırlar. Öyleyse birbirine benzer ya da aynı olduğunu düşündüğümüz partiler arasındaki fark nedir?

Benzer soruları daha gerilere götürebilir ve Atatürk ile İnönü arasındaki ihtilafı sorgulayabiliriz ve günümüzdeki ayrışmaların köklerini burada arayabiliriz.

Günümüzde siyasette önemli değişiklilere şahit olacağız. Bu, yeni oluşumların ortaya çıkması, yeni liderler ya da hükümet ve parti içindeki değişiklikler biçiminde olabilir.

Önce farklılığın nerede olduğunu saptayıp sonra her siyasi hareketin konumunu tanımlamak gerekir. Bir ülkedeki siyasi farklılaşmanın temelinde o ülkenin dünya üzerindeki konumu ve ittifakları vardır. Önümüzdeki süreçte yaşayacağımız değişimler her siyasi hareketin yerini belirleyecektir.

CHP’de bir lider değişikliği beklenmemekte ama kadrolarda yenilenme olacağı söylenmektedir. CHP’nin yeri AB’ye yakınlık ya da Avrasyacılık olarak tanımlanamaz. Ergenekon süreci bu alternatifi güçsüz hale getirmiştir. İdeolojik planda açılımlar yapması ve çok kültürlü, farklı etnik grupların varlığını kabul eden bir dünya görüşüne yaklaşması beklenir. Siyasetini laiklik üzerine inşa etmemesi ve ekonomide ulusalcı bir çizgi izlemesi beklenir.

MHP’nin tepki partisi olmaya devam edeceği ve olumsuzluklardan doğan kırgınlıkları temsil ederek varlığını sürdüreceği söylenebilir.

Hükümette beklenen değişiklik aynı zamanda AKP’nin yeni yüzünü de temsil edecektir. Bu yeni yüzün dünyadaki gelişmelere uyarak daha az liberal, ekonomide ulusalcı, ideolojide merkezde olması beklenir.

SP, geçmişten beri, dünyadaki güç dengelerinde ABD karşıtı cephede yer almıştır. Lider değişikliğinin bu politikayı değiştirip değiştirmediği bilinmemektedir ama Erbakan’ın öne çıkışı bu konuda bir tereddüt olduğu biçiminde yorumlanabilir.

Sonuç olarak siyasetteki değişikliklerin ve yeni yapılanmanın ideolojik kriterlere göre değil her siyasi hareketin dünyadaki yeni yapılanma içinde alacağı yere göre belirleneceği söylenebilir. Obama’nın Türkiye ziyareti ve verdiği mesajlar ülkemizin bu yeni yapılanmada önemli bir yeri olacağını göstermektedir. Şu anda ülke içindeki siyasi mücadelede de önemli mesafe kaydedildi ve konumumuz aşağı yukarı belli oldu.