H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Bir Jakoben'in anatomisi

Bir Jakoben'in anatomisi

1789’da Fransız İhtilâli’nden sonra ortaya çıkan, ‘Yaşasın Fransa!’ âvâzeleriyle
binlerce kişiyi giyotine gönderen, ‘Hürriyete inanmayanlara hürriyet yok!’ diyerek kendilerinin dışında herkesi ezmeye çalışan ve sonunda birbirlerini de giyotinde idam ettiren ‘jakobenler’, St.just’ler, Danton’lar, Robespiyer’ler hiç şüphesiz vatansever idiler...
1909’da II. Abdülhamid’i hâl ederek Osmanlı Devleti’ne el koyan, koskoca İmparatorluğu, 610 yıllık Devlet-i Âliyye’yi 5 senede tarihe gömen ve milletimizi yok olma tehlikesi içine düşüren ‘İttihatçılar’, Enver, Talât, Cemal Paşalar’ın ve diğerlerinin vatanseverliklerinden hiç şüphe edilebilir mi?..
Günümüzün Türkiyesi’ndeki jakobenler de bunlardan farklı değildir. Teker teker saymaya gerek yok; kocaman titrli generaller, profesörler, rektörler, YÖK üyeleri, bazı yüksek yargı organları mensupları, sendikacılar ve diğerleri, hiç şüphesiz jakobenler ve İttihatçılar kadar vatanseverdirler Lâkin, kendilerini ‘ulusalcı’ ve ‘vatansever’ sayarken, bir bakıyorsunuz ki, Ergenekon Soruşturması sebebiyle gözaltına alınabiliyor, tutuklanabiliyor, yargılanabiliyorlar. O zaman, bunların siyasetteki temsilcisi olan CHP’liler gibi düşünüp bağımsız yargının hatâlı olduğunu mu söyleyeceksiniz?..
***
Bu çelişkiyi anlayabilmek için bir jakobenin anatomisini iyice teşrih etmemiz gerekir. Türkiye’de, bir kısmı Ergenekon Soruşturması’na konu olan jakoben, önce kendisini mensup olduğu toplumun üstünde sayar. Kendisini iyi yetiştirdiğini ve mensup olduğu toplumun seçkini (eliti) olduğunu düşünür.
Jakoben, içinde yaşadığı toplumu hakir görür, horlar, küçümser. Ona göre Türkiye’deki insanlar cahil ve irticacıdırlar. Bu insanlar aslâ doğru ile yanlışı ayırt edemezler; bu yüzden daima yanlış oy kullanırlar ve irticacıları seçerler.
Jakoben, ulusalcıdır, vatanseverdir ama aslâ demokrat değildir. ‘Militan demokrasi’ ya da
‘Türkiye şartlarındaki demokrasi’ anlayışları, diktatörlükten başka bir şey değildir.
Jakoben, lâik değil ‘lâikçi’dir. Lâikliğin din ve vicdan hürriyeti boyutundan hiç hoşlanmaz.
Jakoben, Atatürkçü ve Cumhuriyetçi olduğunu söyleyerek ve bu yaftalar arkasına sığınarak demokrasiye ve millet iradesine inananları ‘Atatürk düşmanı’ ve ‘Cumhuriyet düşmanı’ olarak karalar.
Aynı şekilde, ona göre başörtülü çoğunluk ‘çağdaş yaşam’ karşıtı ve irticacıdır.
Jakoben, ‘militarist’ ve ‘darbeci’dir. Devamlı olarak orduyu göreve(!) çağırır ve darbe provokatörlüğü yapar.
Jakoben, genellikle CHP’lidir; bazen daha solda yer aldığı (İP ) ya da MHP’li milliyetçilere bulaşmak istediği de görülür.
Jakoben, hırslıdır; ihtirası daima aklından bir karış ötededir.
Jakoben’de genellikle tedavisi kabil olmayan bir paranoya vardır. Özellikle, nefret ettiği halktan daima şüphelenir.
Jakoben, aynı zamanda megaloman’dır. Nasıl olup da halk çocuklarının, yaşamı çağdaş olmayanların, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan olup da kendisinin olmamasını bir türlü içine sindiremez.
***
Ergenekon Soruşturması, darbeciler ve adamları yönünde derinleştikçe, emekli oramiral Özden Örnek Paşa’nın hâtıratında resmettiği tablo açıkça ortaya çıkıyor. Darbecilerin, medyayı, üniversiteyi, sendikaları nasıl kullandıkları anlaşılmaya başlanıyor. Toplumdaki bol titrli kocaman adamların, nasıl darbecilerin âleti oldukları, illegal çete örgütleriyle
ne şekilde ilişki kurdukları görülüyor.
Ergenekon’daki 12. dalga’da gözaltına alınanların âdil şekilde yargılanmalarını ve beraat etmelerini temenni ediyoruz. Bu arada, bunlardan bazılarının, jakoben tarifimize çok uygun olduğunu insanımız yakînen biliyor.
***
Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın ve Prof. Dr. Türkân Saylan’ın durumlarına üzüldüm. Prof. Saylan, Türkiye’de cüzzamı yenen bilim adamıdır. Prof. Haberal ise, böbrek ve karaciğer cerrahisi üzerinde dünya çapında bir bilim adamımızdır.
Saylan, korkusuna; Haberal ise kibirine yenildi. Keşke bilim alanındaki başarıları onlar için
yeterli olsaydı.
Lâkin, bir zamanlar beraberce politika yapmayı düşündüğüm Haberal Hoca’yı son yıllarda artık tanıyamaz hâle gelmiştim. Yakın zamanda bilimsel çalışmalarına dönmelerini diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi