Ergenekon: Halat geriliyor...
Ergenekon Terör Örgütü davasının 12. dalga olarak adlandırılan gözaltı operasyonu, soruyu daha da güçlendirdi: Bu dava nereye gidiyor? Aynı minvalde başka sorular da var: Nereye kadar gider?
Asker nereye kadar izin verir? Darbeciler gerçekten yargılanır ve ceza alabilirler mi? Kaç yıl sürer? Davanın sonucunda ne olur? Neticede bu dava neye yarayacak? Dava sonuçlandığında, "ne faydası oldu?" sorusu cevap bulabilecek mi?
Bütün bu soruların iç içe geçmiş üç özü var. Birincisi, bu örgütün gücünü, derinliğini tam bilemiyoruz. Bir aysberge benziyor. Bugüne kadar ortaya çıkarılanlar, bu hukuk dışı yapılanmanın onda biri gibi. Onda dokuzu hâlâ görünmüyor. Davayı sulandırmak, saptırmak, birkaç taşeron örgütün ve birkaç tetikçinin üzerine yıkıp işin içinden sıyrılma hesabının, çok kuvvetli kanıtları, tepkileri, dirençleri var.
Yine Silahlı Kuvvetler'in bu davadaki net tavrı nedir, tam belli olmuyor. Emekli orgenerallerin, muvazzaf bazı subayların adalete teslim edilmesi, yargıya saygılı olunacağının ifade edilmesi gibi cesaretlendirici tavırlar evet var. Ancak, özellikle GATA'ya sevklerde, sevk edilenlerin geri dönmeyişlerinde ortaya çıkan derin kuşkuları da kimse görmezden gelemez. Meselenin birinci özü; Silahlı Kuvvetler'in bu dava ile ilgili son kararıyla ilgilidir. Eğer Silahlı Kuvvetler, "Bünyemizdeki bu yapıya artık tahammül edemeyiz. Bu tür hukuk dışı yapılanmalar bizim için büyük zaaf teşkil ediyor. Bu durumdan tamamen kurtulacağız." diyerek kesin bir karar alır ve bu doğrultuda kesin bir tavır konulursa, Ergenekon davası adil bir sonuca ulaşır. Buradaki temel sıkıntı; bu sonucun, kurum olarak Silahlı Kuvvetler'i ağır yaralamadan, tedavisi hızla yapılabilecek bir seyir takip edebilmesidir. Değilse, en güvenilen kurumumuz, daha doğrusu devlet bu işin altında kalır...
İkinci öz, Ergenekon davasının, AB üyelik sürecinin de desteklediği demokratikleşme sürecine yapacağı etkidir. Bu dava, ya toplumsal mutabakatı zorlaştıracak ve siyasetteki gerilimi tırmandırarak demokratik reformların önünü tıkayacaktır. Ya da, devam eden tartışmalara rağmen, "kimse peşinen suçlu ilan edilemez ama kimse de peşinen suçsuz ilan edilemez" denilerek, yargının sağlıklı işleyişine fırsat verilecektir.
Dava ile ilgili üçüncü öz, dış konjonktürdür. Burada da temel mesele, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecidir. Obama'nın Türkiye ziyaretinde ve öncesinde NATO zirvesi vesilesiyle Avrupa'da söyledikleri, acaba ne kadar belirleyici olacaktır? Obama, ABD'nin Türkiye'nin AB üyeliğine tam desteğini ısrarla vurgulamaktadır. Ama Merkel ve Sarkozy, Almanya'nın ve Fransa'nın karşı duruşlarını hemen hatırlatmaktadır. Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar olduğu gibi destekleyenler de var. Tıpkı bizde olduğu gibi... Bu konuda netliği, AB yöneticilerinin, yani karar mekanizmalarının mutabakatı belirleyecektir. Eğer bu karar, Obama'nın vurgu yaptığı "Türkiye; hem Müslüman, hem laik, hem de demokrasi var" tespitini esas alırsa, konuya stratejik açıdan bakılırsa Türkiye'nin AB üyeliği kaçınılmaz olur. Çünkü medeniyetler ittifakı ve dolayısıyla dünya barışı adına, İslam coğrafyasına verilecek en güçlü mesaj; Türkiye'nin AB üyeliğidir.
O halde Ergenekon davasının mahkeme süreci ile ABD ve AB'nin Türkiye'nin üyeliği konusundaki mutabakat süreci paralel gidecektir. Eğer bu süreç, Türkiye'nin AB üyeliği ile sonuçlanırsa, Ergenekon davasının Türkiye'de darbeler dönemini bitireceğinden ve demokrasinin önündeki engellerin tamamen kaldırılacağından emin olabilirsiniz...
Bu analizin anlattığı özetle şudur: Durum henüz belirsizdir. Halat çekme oyunu devam ediyor. "Yeter artık, hakikat ortaya çıksın ve Türkiye demokratikleşsin" diyenler bir tarafta, "statüko bize yarıyor, konumlarımızdan kolay kolay vazgeçmeyeceğiz" diyenler bir tarafta. "Bu gözaltılar Türkiye'ye yakışmıyor" diyenler bir tarafta, "asıl, sivillerin darbecilerle iş tutması Türkiye'ye yakışmıyor" diyenler bir tarafta...
Halat geriliyor... Kolay değil, asrın davasından bahsediyoruz. Önümüzdeki beş yıl çok önemli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.