Terörde yeni dönem
MahallÎ Seçimler’den önce, Başbakan’ın Güneydoğu ziyaretlerinde DTP’nin teröre varan taşkınlıklarını ve özellikle İstanbul’daki eylemleri saymazsak, terör bakımından nisbeten sakin bir
dönem yaşandığı söylenebilir.
PKK/DTP’nin, uluslararası alana taşımaya çalıştığı propagandaya göre, terör örgütü aslında ‘barıştan yana’ olduğu hâlde, örgüt üzerinde yapılan operasyonlar, örgüte terörden başka yol bırakmamaktadır. Türkiye’de, bir takım yabancılaşmış aydın mâkulesinin yönetime çözüm olarak dayattığı ve ‘demokratik’, ‘barışçı’ olarak nitelendirilen teklifler, aslında tek taraflı tâviz pazarlıklarından ibarettir.
PKK/DTP’nin hedefi bellidir: Önce, devletin üniter yapısından tâviz kopararak ‘özerk yönetimler’ kurmak; daha sonra çok uluslu ‘federatif sistem’e gitmek; nihayet Türkiye’nin bölünmesiyle Diyarbakır ya da Kerkük merkezli büyük Kürdistan’ı gerçekleştirmek...
PKK/DTP, bu ana hedefe uygun olarak bazen stretejik ve taktik değişiklikler yapabilmektedir.
***
MahallÎ Seçimler öncesinde, PKK/DTP’nin sandıkta kaybetme ihtimali, bizce yanlış bir taktikle lüzumundan fazla pompalanmış ve kimlik kaygısından doğan ırkçı eğilimler belirli bir tabanda yansımıştır.
En az bunun kadar önemli bir unsur da, asayişin ve seçmen güvenliğinin tam olarak sağlanamayışıyla ilgilidir.
Diğer taraftan, AK Parti’nin aday seçimindeki hatâlarıyla teşkilâtın DTP’ye oranla çok yavaş kalmasının etkisini de küçümsememek gerekir.
Seçimden önce yaptığımız tahlillerde, PKK/DTP’nin oylarını arttırması hâlinde, beklenenin aksine,
terör eylemlerinin de artacağını yazmıştık.
Bir günde 10 Mehmetçiğimizin şehit verilmesi, tahminlerimizin doğruluğunu göstermektedir.
Artık terörde yeni bir dönem başlamıştır.
Diğer taraftan, son günlerde şehirlerdeki terör eylemlerinin tertipçisi olan KCK’nın da üzerine
gidilmiş olması, eylemlerin artmasına sebep olan diğer bir faktördür.
***
ABD’nin Irak’tan çekilmesini hızlandırma kararı, Kuzeydeki Kürt Yönetimiyle ilişkilerimizin gelişmesi şeklinde bir atmosfer oluşturmuştur. Lâkin bu konuda Talabani ile Barzani’nin tavırlarındaki değişkenlik bilinmekteyken, Türkiye’nin Kuzey Irak ve terörle mücadele politikasını buna dayandırması gerçekçi olmayacaktır.
Şunu unutmamak gerekir ki, terörle mücadelede sihirli bir formül bulunmamaktadır.
Türkiye’nin ‘ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğünden’ hiçbir şekilde vazgeçemeyeceğimize göre, vatanımızı savunmaktan başka çaremiz yoktur.
Vatandaşlarımıza her türlü demokratik hak ve hürriyeti sonuna kadar tanırız. Sosyal ve kültürel bütün farklılıklara saygı gösteririz. Lâkin, herkesin de siyasÎ ve hukukÎ statümüze saygılı olmasını bekleriz.
Şehitlerimize çok üzüldük. Yüreklerimiz yanıyor. Ancak 10 değil 0 milyon şehit versek gene de vatanımızın, milletimizin birliğinden ve bütünlüğünden tâviz vermeyiz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.