D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Dal Dalan! Dal Dalan! Daldan aşağı!

Dal Dalan! Dal Dalan! Daldan aşağı!

En ünlü Ergenekon hastalarından Bedrettin Dalan’ın mumları birer birer sönüyor. Onun ABD veya İsrail’deki ikametinin bir hayli uzun süreceği anlaşılıyor.
Rahmetli Turgut Özal’ın her ne sebeptense keşfedip İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yaptığı Bedrettin Dalan bir süre sonra, kendinde güç vehmetti ve siyasetin birinci aktörü olmaya soyundu. Fakat ne partisi iflah oldu, ne de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına tekrar seçilebildi. Beklenmedik şekilde, Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi. Bu zor süreç onu Türkiye’nin Başbakanlığına kadar götürdü. Dalan da vazife sırasında oluşturduğu “kuvvetli” altyapı üzerine zengin bir vakıf ve üniversite kurdu. Vakfı ve üniversiteyi kullanarak bir arkaplan siyaseti sürdürmeye devam etti.
Halkın oyu ile seçilme umudunu kaybeden Dalan’ın oligarşik güç merkezlerinden medet umduğu anlaşılıyor. Ergenekon dâvası ile ilgili dosyalarda onunla bağlantılı olarak ortalığa saçılan bilgiler bizi hiç şaşırtmıyor.
Kendi ifadelerine göre, 28 Şubat’ın asıl mimarı imiş. O buyurmuş, 2. Başkan gereğini yapmış, böylece 28 Şubat süreci başlamış... Bu iddianın muhatabı, o sıralar omuzlarında parlak yıldızlarla MGK’da tafra satanlar olmalıdır. Evet baylar: Talimat Dalan’dan mı, sizden mi?
Bu sürecin Türkiye’ye ve TSK’ya neye mal olduğu malûm. Bin yıl sürmesi murad edilen 28 Şubat, 10. Yıla varmadan döküldü. Bütün görünen aktörler saf dışı kaldı. Arkaplan aktörleri, bu yarım kalmış gibi görünen darbeyi tamamlamak için canhıraş gayretlerini sürdürdüler. Bunların en başında da Bedrettin Dalan’ın geldiği anlaşılıyor. O sıralar onun din düşmanlığının iyice azdığı, başörtülü üniversiteli avında ön saflarda yer aldığı biliniyor. Bugüne kadar bilinmeyenler ise, Ergenekon davası sayesinde ortalığa dökülüyor.
Bundan beş-on yıl önce Dalan’la ilgili bir yazı yazsak ve onun atıf merkezinin İsrail olduğunu, Yahudi lobileri ile içli dışlı olduğunu iddia etse idik, bazı çevreleri asla inandıramazdık. Dinsiz milliyetçilik demek olan “ulusalcılık” şemsiyesi altında bu iddialar kolaylıkla savuşturulurdu. Şimdi Dalan, hani şu, evinin penceresinde manzara seyrederken, ortalıkta kimse görünmediği için rahat rahat burnunu kurcalayan ve kimse tarafından görülmemenin verdiği güvenle bu işi keyifle sürdürenlere benziyor. Bu durumda, birilerinin kendisini böyle pis bir iş yaparken görmek ihtimalini düşünmesi mümkün değildir.
Dalan’ın pis işleri artık kamuoyunun malûmu oluyor. Yine ünlü Ergenekon hastalarından, şu anda GATA’da misafir edilen emekli tuğgeneral Ersöz’e “TSK’dan umudu kestim, tek başıma Amerika’yla, Yahudi lobileriyle kaç aydır dalmalara başladım” demiş.
Bu gerçek bilinmez değildir. Türkiye’de darbecilerin hangi merkezlerle bağlantılı oldukları herkesin malûmudur. Bu malumu ilâm etmek yine de zordur. Dalan, açıklıkla söylüyor. Derin devletin derinliği onu tatmin etmiyor, o derinlikten daha derinlere gidiyor, ABD ve Yahudi lobileriyle dalıyor.
Eskiden, ülkesinde zora sokulan bazı şahsiyetler, yurtdışında büyük güç kazanırlardı. Bir gün gelir, ayrılmak zorunda kaldıkları memleketlerine kahraman olarak dönerlerdi. Dalan da belki zamanla böyle bir güç kazanabilirdi. Fakat, ipliği pazara çıktı. Nerede ne yaptığı, kiminle ne konuştuğu, ne haltlar karıştırdığı hem de kendi ifadeleriyle biliniyor artık. Her Allah’ın günü bir maskesi düşüyor. Arkasından çıkan yüz asla bir kahraman yüzü olamaz.
Dalan’ın oltasına derinlerden takılan eski püskü bir İsrail postalından başka bir şey değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi