DP’nin geleceği
Bir siyasi hareketin var olabilmesini ve daha sonra başarı kazanmasını bu hareket içinde rol alan kişilere bağlamak genel bir eğilimdir. Bana göre başarı şu üç şarta bağlıdır: Birinci şart böyle bir siyasi hareketin gerekli olması, ikincisi ülke içindeki ekonomik güç odaklarından ve bunların yönlendirdiği medyanın desteğinin sağlanması, üçüncüsü izlenecek politikaların ülkenin dünya üzerindeki yeri ve rolü ile uyumlu olmasıdır. Bunlar gerçekleşirse bunu en iyi temsil edecek bir lider başarı şansını artırır.
AKP’nin ön plana çıkması dünya şartlarından bağımsız değildi. Tüm dünyada esen liberal rüzgarlar yelkenini buna uygun biçimde açan AKP’ye hız kazandırdı. Ancak şu anda rüzgarın yön değiştirdiğini ve küreselciliğin yerini devletin etkin olduğu bir ortama bıraktığını görüyoruz. Bu durum AKP’yi bir ikileme sürükledi. Yeni şartlara uygun politika izlemek istediği zaman geçmişte birlikte hareket ettiği liberallerle sorunlar yaşamaya başladı. Ekonomik güç odaklarının etkili bir bölümünün ve onların kontrolündeki medyanın desteğini kaybetti hatta onların hasmı haline geldi. Bu durum, kaçınılmaz olarak, parti içinde farklılaşmalara yol açtı.
DP oluşan bu şartlardan faydalanarak oluşan boşluğu doldurmak için yeniden yapılandırılıyor. AKP’den uzaklaşan burjuvazinin ve onun medyasının desteğini alacağı anlaşılıyor. Buna ek olarak CHP’ye gitmek istemeyen ulusalcıları da kazanacağını hesaplıyor. Ulusalcılar darbeden medet umarak büyük bir hata yaptılar ama bunlar yok olmadılar ve hala siyasette belli bir etkileri olacaktır.
İdeolojik farklılıkların siyasi ayrışmanın temel faktörü olduğu iddiası yanlıştır. Aynı dünya görüşünü paylaşanlar rakip hale gelebilir. Milli görüşçülerle AKP arasındaki ayrışma bunun örneğidir. Özal dört eğilimi birleştirirken ideolojik farklılıkların önemli olmadığını, uygulamaların gerçek belirleyici olduğunu düşünüyordu ve haklı çıktı. Buradan iki sonuç çıkarabiliriz: Birincisi farklı ideolojilere sahip olanlar hedeflerde ortaklık olursa yan yana gelebilirler ya da aynı dünya görüşüne sahip olanlar rekabet ederler.
DP’deki yapılanmanın iki aşamada gerçekleşeceğini söyleyebiliriz: Birinci aşamada farklı ideolojik tercihleri olan ama iktidara muhalefet edenleri aynı çatı altında bütünleştirmek, ikinci aşamada ortak bir eylem planı içinde hareket etmelerini sağlamak. Yeni eylem planı mikro düzeyde liberal, makro düzeyde ulusalcı olacak ve devletin azalan itibarının iadesine çalışacaktır. Yani birini ön plana çıkarmak için diğerini yok etmek gerekmediğini söyleyecektir. Halk göbeğini kaşıyanlar sayılmazken tüm kötülüklerin sebebinin devlet olduğu tezine de karşı çıkılacaktır. Geçmişiyle halkı, içine alacağı ulusalcılarla devletten yana olanları kucaklamaya çalışacaktır. İkinci aşamada bunu simgeleyecek bir lider başa getirilecektir.
Şartlar değişiyorsa buna karşı alınan tavırlarda da değişme olması kaçınılmazdır. Belki AKP’de yeni durumu değerlendirerek vizyonunda ve görünümünde bazı değişiklikler yapar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.