Obama!
Obama Mısır’da bir kahraman gibi karşılandı. Suudi Arabistan’dan sonra gittiği Mısır’da, ezan, selâm ve başörtüsüne ilişkin mesajlar vardı..
“Müslüman geçmişi” üzerinde durdu.. Filistin konusuna değindi..
Obama Mübarek’ten “daha İslâmcı”..
Batı Çalışma Grubunun İslâm karşıtı söylemlerini, bir hak ihlali görüyor. Bu konuda açık açık başörtüsüne destek veriyor..
ABD Başkanı, bu konuda kimi Laikçilerden İslâm’a ve Müslümanlara karşı daha saygılı ve anlayışlı.. Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuyor ve İslâm dünyası ile yakın ve sıcak ilişkiler kurmak istiyor..
Obama, bölgede lider olmak isteyen ülkelerin Türkiye, Mısır ve İran’la yakın ve sıcak ilişkiler kurmak zorunda olduğunu biliyor..
Öte yanda özel görüşmelerinde sivillere ve hükümet çevrelerine de mavi boncuk dağıtıyor..
“İslâmcı” STK’lara sözü şu, “başınızdaki yöneticiler sizi anlamıyor, anlamak istemiyorlar, Biz onları yola getirmesini biliriz.. Biz olmadan da siz bu topraklarda kendi ayaklarınız üzerinde duramazsınız..”
Hükümetlere ise, “şimdi artık değişim zamanı” mesajını veriyor..
“Sizi destekleyebiliriz ama, bizim yeni yaklaşımımızı sizin de benimsemeniz gerek”
Askerlere de söyleyecek sözleri var Obama’nın.. “Bir adım geriye lütfen” Artık militer bir demokrasi, milliyetçi bir demokrasi istemiyoruz. Ya kendi evinizin önünü temizlersiniz, ya da birileri bu işi yapar..”
ABD’ye giden Başbuğ’a ABD’de de benzer şeyler söylenmiş olabilir..
Bunu hemen “bizim içişlerimize emperyalist müdahale” olarak görmeyin lütfen.
NATO da Müttefik, Uluslararası ilişkilerde Stratejik Ortak, Ekonomi de borçlu ülkeyiz..
Türkiye’yi “Küçük Amerika” olarak görme eğiliminin kökleri bizde çok eskilere dayanır..
Bugün başımızın püsküllü belası olan Terör, PKK gibi yapılar, Özel Harbin, Kontrgerillanın başımıza bela ettiği yapılar değil mi?
Bunları kuran / yapılandıran, örgütleyen, silahlandıran, eğiten, hedeflerini belirleyen ABD değil mi?
Yani ABD, Ergenekon yapılanması ve bu örgütün TSK içindeki uzantıları konusunu TSK ile görüşürken, bunu bir ortaklık konusu olarak değerlendiriyor..
ABD’nin TSK’ya sorusu şu: Sizin planınız ne?
Önerilen şu: Mıntıka temizliği yapın!
13. Dalga aslında bu açıdan önemli bir ikaz gibi sanki..
Bu işi Güreş paşa siyasilerle birlikte yapmak istiyordu. TSK içindeki derin güçler bu işe direniyordu. Adama etek giydirdiler.. Özkök paşa da mıntıka temizliği yapmak istedi. Olmadı.. Kıvrıkoğlu oyaladı ve erteledi..
Bu iş sadece TSK ile ilgili de değil. Komünizmle Mücadele dernekleri gibi bir sürü dernek var.. Bunların çoğu hâlâ faal.. Yani bu işin tasfiyesi tek başına askerle olmaz. Ya da hükümetle olmaz.. İşin iktisadi unsurları da, Mafia unsurları da önemli. Bu işin içinde her kademede herkesin adamı var.
Bizimkiler ABD’nin kirli işlerini, ABD’liler de bizimkilerin kirli işlerini biliyorlar..
ABD Türkiye’deki eski dostlarının İslâm ve Müslümanlara bakışını değiştirmesini ve eski özel harp kadrolarının tasfiyesini istiyor.
Bu sadece ABD’nin değil, AB ve NATO’nun ortak kararı.. Bu konuda sanırım TSK’nın önünde bu YAŞ tarihi bir fırsat..
Öyle sanıyorum ki, önümüzdeki günlerde Media ve Sermaye çevrelerine yönelik de yeni operasyonlar gündeme gelecek.. Bürokrasi ve siyaset içinde de sıcak gelişmeler yaşanacak..
Bu işin iktisadi ayağı çökertilmeden sonuna gidilemez.. Silah, uyuşturucu, arazi mafiası ve petrol kaçakçılığı.. Petrol kaçakçılığı konusunda her an ilginç gelişmeler yaşanabilir.
İnanın hükümet petrol fiyatlarını %50 ucuzlatsa, gelirinde bir düşüş olmaz. İş Mafia için cazib olmaktan çıkar, devlet de kaybettiği kazancı, artan talepten karşılar. Hatta bu ucuzlamanın ekonomiye kazandıracağı rekabet gücü, maliyet düşürücü yansımalar ekonomiyi canlandıracak..
Petrol kaçakçılığı bitmeden bu yapı tasfiye edilemez..
Yani tek başına TSK’nın mıntıka temizliği yetmez ve bu yeni duruma uygun bir yasal mevzuatın ıslah edilmesi şart..
Petrol kaçakçılığının önü alınmadan derin yapı tasfiye edilemez.. Onlar da hakime, savcıya meydan okumasını sürdürürler..
Bunun için vergileri düşürün. Solvent kaçakçılığını önleyin, bio dizel sahtekarlığına dur deyin, sınır kaçakçılığı ve petrol boru hattındaki hırsızlıkları önleyin.. Bu işin içinde bankalar, nakliyeciler, yağ ve solvent ithalatçıları, herkes var.
Petrolün alış fiyatı belli. Satış fiyatı da. Aradaki kâr marjı da belli. Peki o iskontolar, bonuslar, ihalelerde verilen fiyatlar nasıl oluyor?
Biliyorum petrol kaçakçılığının içinde herkes var.. Ama artık bu iş mide bulandırıcı bir hal almaya başladı..
Benden söylemesi. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.