Sen önce kendini incele!
Duy da inanma... ‘Türkiye’de demokrasiye karşı askeri müdahale sorunu bulunduğunu’ söyleyen Baykal, darbelerin incelenebileceğini, ‘12 Eylül askeri müdahalesinin gündeme getirilebileceğini’, anayasadaki (darbecilere tanınmış) güvencelerin kaldırılabileceğini, Türkiye’nin askeri müdahaleyle hesaplaşabileceğini buyurmuş...
Lütfetmiş.
Keşke önce kendisini incelese de, ne durumda olduğunu görse.
Dediklerine katılıyorum ama, bazı itirazlarım olacak muhtereme:
Kerhen de olsa, askeri darbelerle sorunluymuş gibi bir görüntü veriyorsunuz, gaza gelip ‘12 Eylül’le hesaplaşılabileceğini’ söylüyorsunuz, hoş... Ama bu hesaplaşmanın gerçekleşmesi için hiçbir şey yapmıyorsunuz.
Söyler misiniz, askeri müdahalelerle nasıl hesaplaşacağız?
Parlamentoyu ve yargıyı mı devreye sokacağız?
Hatırlayabildiğim kadarıyla yargı devredeydi, ama siz yoktunuz.
Neredeydiniz?
Muhtemelen basından izlemişsinizdir... Adana Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, Kenan Evren ve arkadaşları hakkında bir iddianame hazırladı.
İlgili mahkeme bunu işleme koymaya değer bulmadı. Bir anlamda suç işlemiş oldu.
Hukuken geçerliliğini koruyan bu iddianame ortadayken, kısaca HSYK denilen Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu daha da şahane bir karar aldı ve iddianameyi hazırlayan savcıyı meslekten uzaklaştırdı. Avukatlık yaparak ekmeğini kazanmasına bile izin verilmiyor.
Neden bir tek itiraz cümleniz olmadı?
Kenan Evren boş zamanlarında resim sanatının ‘nü’ örnekleriyle nefsini köreltsin de, Sacit Kayasu ölsün mü?
Bazı beyanlarınızdan, 12 Eylül’e karşı olduğunuz anlaşılıyor.
Karşı oluşlarınızı neden diğer darbelerden de esirgiyorsunuz?
Neden aynı celadet ve fikri sarahat içinde, çıkıp, ‘27 Mayıs’a da, 28 Şubat’a da, 27 Nisan muhtırasına da, andıçlara da, yargı darbesine de, 367 saçmalığına da karşıyım’ diyemiyorsunuz?
Fakat ben, 12 Eylül konusunda da samimi olduğunuzu düşünmüyorum.
Karşı olduğunuz darbenin kurumlarıyla hiçbir sorununuz yok.
Bu darbenin YÖK’üne hiç toz kondurmuyorsunuz. Değiştirilmesi ihtimali karşısında ilginç dehşet senaryoları çiziyorsunuz.
Bu darbenin MGK’sına yeni (ve daha meşru) bir statü kazandırmak isteyenlere geçmişte etmediğinizi bırakmadınız.
Bu darbenin ‘militer alışkanlıkları’yla ödeşenleri ihanet terimleriyle yargıladınız.
Bu darbenin anayasasıyla da hiçbir sorununuz yok.
Darbesine karşısınız ama, anayasasına değilsiniz... Anayasasını değiştirmek isteyenleri de sürekli ‘darbe’yle korkutuyorsunuz.
Fakat yine de, ‘Türkiye’nin darbelerle hesaplaşabileceği’ fikrinizi destekliyorum.
Dolayısıyla, kendi hesaplaşmamı başlatıyorum.
Kenan Evren yargılanmalıdır.
Postmodern 28 Şubat darbesini gerçekleştirenler yargılanmalıdır.
Postmodern darbeyi ‘Ordu, sivil kamuoyunun oluşmasına katkı sağlayan önemli bir baskı grubudur’ diyerek meşrulaştıran (Baykal gibi) siyasetçiler yargılanmalıdır.
Bütün e-muhtıracılar, y-muhtıracılar, z-muhtıracılar, cuntacılar, andıççılar, çeteciler, psikolojik savaşçılar, imza sahtekarları yargılanmalıdır.
Bu yargılama gerçekleşmeden kimseye huzur yok...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.