Burkina Faso'da Aziz İstanbul
Kazablanka üzerinden İstanbul'a uçmak için gece vakti Niamey Havaalanı'na gittik ki ne görelim?
Hiçbir şey.
Işıklar sönmüş, havaalanı karanlığa gömülmüş, ortalık ıssız.
Issızlığın içinden bir polis çıktı.
- Neler oluyor memur bey?
- Hiçbir şey olmuyor. Grev var. Havaalanı kapalı. Bütün uçuşlar iptal.
Geçen sene de grev yapmış havaalanı çalışanları.
Birkaç hafta önce de öğretmenler greve gitmiş.
Zaten grev ülkesiymiş Nijer.
Vaktiyle Fransızların dayattığı yasalar yüzünden önüne gelen grev yapıyormuş.
Emeğin karşılığını söke söke almak güzel şey de, paranın olmadığı bir ülke için bu yasalar biraz fazla liberal galiba.
Belki de öyle değil.
Esaslı bir fikir edinebilecek kadar uzun süre kalamadık Nijer'de.
Bastık, Burkina Faso'ya gittik.
Başkent Vagadugu'dan Kazablanka'ya uçuş varmış.
Uçuş saatine kadar biraz gezelim dedik.
Mihmandarlarımız, oradaki “hizmet” erleriydi.
Başkentin dışındaki geniş bir arazi üzerinde, ülkenin yeni merkezi inşa ediliyor; Cumhurbaşkanlığı Sarayı, bakanlıklar, elçilikler, milletvekili ve diplomat lojmanları, bankalar, şirket binaları, oteller, alışveriş merkezleri, hastaneler, bal dök yala asfaltlar; orayı gösterdiler.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın solunda, biraz arkada, yeni Amerikan Elçiliği inşaatı…
Sarayın arkasında, birkaç yüz metre ileride, Kaddafi'nin yaptırdığı “Afrika'nın en modern hastanesi”nin inşaatı…
Amerikan elçiliğinin hemen bitişiğinde, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile Libya Hastanesi'nin arasında ise Türk okulunun yeni bina kompleksinin inşaatı…
Biraz ilerisinde milletvekili lojmanları (ki o lojmanlardan Türk okuluna epey bir talep yükselecektir)…
“Türkiye buralarda pek bilinmiyor olsa gerek. Burkina Faso'nun kalbindeki bu ballı yeri size nasıl verdiler? Eski kolonyal güç Fransa'yı ve anlı şanlı İngiltere'yi nasıl aştınız? Sonra, kaç milyon dolar verdiniz bu arsaya?” diye sorduk hizmet erlerine.
Yıllardır sürdürdükleri çalışmalar ve kurdukları iyi ilişkiler sayesinde Türkiye'nin Burkina Faso yönetimi nezdinde tanındığını ve büyük saygı gördüğünü, dışişlerimizin Afrika açılımı çerçevesinde Türkiye'ye davet edilen Burkina Faso Başbakanı'nın ziyaretinden sonra bu saygının daha da büyüdüğünü, arsanın kendilerine hükümet tarafından hediye edildiğini, hükümetin tek talebinin “Türkiye'ye ve yeni Vagadugu'ya yaraşır görkemde bir mimari eser” olduğunu, inşaata başlayıp hızla yol aldıklarını ve işi bitirmek için vatandaşlarımızın himmetlerine muhtaç olduklarını anlattılar.
Zengin petrol ve uranyum yataklarına sahip olduğu tespit edilen yoksul Burkina Faso'nun 'sınıf atlamaya' hazırlandığını, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bütün Batı devletlerinin –ayrıca Çin ve dahî Brezilya'nın- bu ülkeyi yakın markaja aldıklarını, Libya'nın burada çok etkili olduğunu, Fransız nüfuzunun hızla gerilediğini, rekabeti kızıştırmak suretiyle Burkina Faso'ya azami menfaat temin etmek isteyen hükümetin herkese kapılarını açtığını da anlattılar.
Sonra hep beraber Aziz İstanbul'a gittik.
Aziz İstanbul: Vagadugu'nun ortasında, Türklerin açtığı bir pastane.
Acayip iç açıcı bir yer.
İsmi yeter.