Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Psikolojik savaş

Psikolojik savaş

Genelkurmay başkanı Orgeneral Başbuğ Silahlı Kuvvetlere yönelik bir psikolojik savaşın yürütüldüğünü söyledi. Çünkü belge olarak sunulan yazının bazı çevrelerin ürünü olması ihtimali ağır basıyordu. Konuşmanın asıl önemli yanı dünyadaki gelişmelerin ülkemiz üzerinde etkiler yaratmasının kaçınılmaz olduğu ve ülkemizde yönlendirme, güçler arasında çatışma yaratma, halkın güven duygusunun zedelenmesi gibi eylemlerin bunun doğal bir sonucu olduğuydu. Öyleyse ülkemize yönelik psikolojik savaş eylemleri nasıl etkisiz hale getirilebilir sorusuna cevap aramamız gerekir.

Eğer, son günlerde tartışılan yazıya benzer bir şeyle karşılaşırsak, bugün yaptığımız gibi, onun yanında ya da karşısında olmak yerine yapılmak istenenin ne olduğunu sorgulamamız gerekir. Bugün gerçek olmadığı kabul edilen belge yerine gerçekliğinden şüphe edilmeyen belgelerle de karşılaşabiliriz. Yani psikolojik savaşı yürütenler bir askeri böyle bir belgeyi hazırlamaya ikna edebilirler ya da onu satın alabilirler. Böyle bir durumda bile belgeye dayanarak kurumu itham etmek, halkın güvenini sarsacak yayınlar yapmak karşı tarafın başarısına yardım etmek anlamına gelir.

Bir ülkede darbe yapmak, şeriat düzeni getirmek, ülkeyi bölmek gibi eylemler bir avuç insanın gerçekleştirebileceği şeyler değildir. Bu konuda karar vermek için dünyadaki şartları, ülkemiz için nasıl bir proje uygulanmak istendiği analiz edilmeli, eğer bu ihtimallerden birinin yürürlüğe konulmak istendiği anlaşılırsa karşı tedbirler almak gerekir. Alınacak tedbirler sadece projeyi uygulamak isteyenleri yargılamaktan ibaret değildir. Yapılan psikolojik savaşı etkisiz hale getirecek karşı tedbirler alınmazsa yenilgi kaçınılmazdır.

Son operasyonun başarısız olacağı anlaşılmaktadır. Bunun tek nedeni birbiriyle çatıştırılmak istenen iktidarla Silahlı Kuvvetlerin ortak hareket etmekte oluşudur. Bu konuda iktidarın basiretli davranışı, kendisini destekleyen medyanın farklı tavrına rağmen duygusal davranmamış olması önemlidir. Çünkü belge sadece bir cemaati değil iktidarı da hedef gösteriyordu ve iktidarın buna tepki göstereceği düşünülmüştü.

Bu gibi operasyonlarda en yanlış tavır ileri sürülen iddiaların lehinize olduğunu gördüğünüz zaman onu savunmaktır. Çünkü bu gibi operasyonlar çoğunlukla iki kademelidir ve birinci kademede haklı gösterilenler ikinci kademede hedef haline gelirler. Eğer bu operasyon başarılı olsa ve bir darbe hazırlığının kurumsal olduğu iddiası iktidar tarafından kabul edilseydi, ikinci aşamada iktidarın bir şeriat düzeni kurmak istediğine ve bu amaçla Gülen cemaatiyle işbirliği yaptığına dair bir belge ortaya sürülür ve böylece çatışma dönülmez bir noktaya taşınırdı.

Bir sözümü tekrarlamak istiyorum: Bahçenizde bir yılanın başı ezilmiş görürseniz yapana teşekkür etmekle yetinmeyin kimin yaptığını da bulun. Bugün yılanın başını ezen yarın sizinkini de ezer. Bu gibi operasyonlarda ileri sürülen iddiaların hoşunuza gitmesi ve bunu kullanmanızın uyuşturucu kullanmaktan farkı yoktur. Altın vuruş ise öldürür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi