Su medeniyeti...
Suyun değerinin arttığı ve kıymetinin takdir edildiği yaz günlerindeyiz. Hararet arttıkça, yaz sıcakları kendini gösterdikçe su ihtiyacımızın daha fazla farkına varıyoruz.
İnsanlık elbette suyun değerini her çağda biliyordu. 21. yüzyıl bu değeri daha fazla fark etmesine yol açtı. Bir taraftan nüfus artışı, diğer taraftan teknolojik gelişmelerin yol açtığı kirlenme suyu stratejik maddelerin önüne geçirdi. 20. yüzyıl petrol savaşlarına sahne oldu, 21. yüzyılın su savaşları yüzyılı olacağı söyleniyor.
Konya’da geçen hafta sonunda yapılan “Su Medeniyeti Sempozyumu” konunun medeniyet boyutunu gözlerimizin önüne serdi. İnsanın yeryüzündeki macerası bir su tarihi olarak da okunabilir. Su ve kâinat, su ve ve dünya, su ve insan... Varlığın ilgi çekici oranlarından biri, dünyanın ve insanın dörtte üçünün sudan ibaret olması...
Su olmazsa hayat olmaz. Kur’an-ı Kerim’de her canlı şeyin sudan yaratıldığı beyan buyuruluyor. Peygamber Efendimiz, sadakanın efdalinin su olduğunu söylüyor. Müslümanın hayatı su ile iç içe. Su ibadetin bir parçası, hatta ilk unsuru. İslâm medeniyetinin bir yanıyla su medeniyeti olduğu şüphe götürmez.
İki günlük toplantıda konuşulanlar, su etrafında hızlı bir kültür ve medeniyet tarihi okuması olarak değerlendirilebilir. İnsanlığın tarih öncesinden başlayan su macerası, su boylarında ortaya çıkan büyük medeniyetler ve nihayet, Selçuklu ve Osmanlı döneminde suyun temini, kullanımı, vakfedilmesi, edebiyat ve sanat yönleri...
Bu tür toplantılar sadece bildirilerle, konuşulanlarla değil, ilim ve kültür adamlarını bir araya getirerek oluşturduğu atmosferle de önem kazanıyor. “Su Medeniyeti Sempozyumu”nda, uzun zamandır göremediğimiz, değerli ilim ve kültür adamları ile beraber olduk. Değerli bir kültür ve şehir tarihçisi Tuncer Baykara, İslâm tarihinin ilk dönemleri üzerindeki çalışmaları ile tanıdığımız Prof. Dr. Mustafa Fayda, hemen aklıma gelenlerden. 1970’lerde Hareket dergisi çevresindeki dostlarımızdan iktisat tarihçisi Prof. Dr. Ahmet Tabakoğlu oturum başkanlığı sırasında, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin çöktüğü efsanesini yerle bir eden bir tesbitini aktardı: Yüz yıl içinde Osmanlı ekonomisi 10 kat büyümüştü! 19. yüzyılın sonunda, dünya ile ekonomik ilişkiler çok da kötü yönetilmemiş, tarım üretimini geliştirici ciddi tedbirler alınmıştı...
Su Medeniyeti Sempozyumu’nda üniversitelerimizin yeni ve istikbal vadeden genç unsurları ile de tanıştık. Dikkatimizi çeken bir husus, genç akademisyenlerin alanları ile ilgili ıstılahları, terimleri ve dili kullanmada zaman zaman sıkıntıya düşmeleri. Bunun sebebi, geleneğin tevarüs edilememesi. Yani, konuyla ilgili birikimin okunup hazmedilmemesi.
Konya Büyük Şehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü ile Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin verimli işbirliği sonucu gerçekleştirilen Su Medeniyeti Sempozyumu, yaz sıcağında günlümüze su serpti!
Kitap hattı
Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler. Su Medeniyeti Sempozyumu sırasında Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı, bir raf dolusu kitabını hediye etti. Daha çok Orta Asya İslâm tarihi ile ilgili çalışmaları ile tanıdığımız hoca, ilgisizlikten yakındı. Daha önce de yayınladığı bazı kitapları genişletmiş, yeni kitaplar ilavesiyle bir külliyat meydana getirmiş. Hz. Peygamberin Hadislerinde Türkler kitabına yazdığı takrizde hadis bilim dalı profesörü Ali Osman Koçkuzu, “Temel hadis kaynaklarında isnad ve metinleri ile zikredilen ve yekunu bir hayli kabarık olan bu hadisler şimdiye kadar hiçbir tefsir ve hadis otoritesi tarafından derli toplu bir şekilde ele alınmamıştır” diyor. Kitapçı’nın çalışmasını ise, “Bütün eksikliklerine rağmen iyiye, güzele, kemalata giden yolda hüsnü niyetle atılmış samimi bir adım” olarak nitelendiriyor.
Yedi Kubbe Yayınları, 0332 350 82 96
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.