Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

HSYK jüristokrasik darbe peşinde mi?

HSYK jüristokrasik darbe peşinde mi?

YÖK’teki son darbeci, Ergenekoncu yamakları, çete işbirlikçileri de giderken, YAŞ öncesi en çetin hesaplaşma HSYK oluyor..
Ergenekoncuların bir değil, birkaç güvendikleri yer vardı, onun için fütursuzca davranıyorlardı.. Nasıl olsa kendilerinden hesap sorulamazdı..
Yüksek yargının hali malum. Bu İtalya’da da böyleydi. Orada da direndiler..
Aslında bunların kim olduklarını görmek açısından bu gelişmeler önemli. Kim kimdir öğreniyoruz böylece. Deşifre olan ajan gibi bunlar. Deşifre olunca işgörmez hale geliyorlar.. Bir anda yalnızlaşırlar, hatta tehlikeli hale gelirler. Eski dostlar bir anda ortadan kaybolur..
Baştan direnmek zorundalar. Çünki içinde oldukları örgütten korkuyorlar. Dahası, karıştıkları olayların ortaya çıkması halinde akıbetlerini düşünüyorlar.. Onun için direnmek, onlar için tek yol. Yani mecburi istikamet..
Bu olay, sırası ile bütün kurumlarda yaşanacak.. Ama bana göre yargı erken devreye girdi. Sanırım birileri YAŞ öncesi, Anayasa Mahkemesi de askerlerin adli yargıda yargılanmasını ele alırken, kurşun askerleri erken cepheye sürdü.
Madem öyle, o zaman şimdi yargıdaki bazı işbirlikçilerin kirli ilişkileri ile ilgili dosyaları bekleyin..
Zaten birkaç tanesinin Encümen-i Daniş’in Ankara ayağı ile ilişkisi, 3. İddianamede yer alıyor..
Yargıdaki çarpık ilişkiler sadece derin devlet yapılanması ile ilgili değil. Her çeşidi var.. Parasal ilişkiler, karı kız işleri.. Olmayan çeşidi yok ki!
Yargının siyasi bağımlılığından önce ve daha vahim olanı, illegal yapılanmalarla olan ilişkisi ve bağımlılığı..
HSYK’nın bazı dosyaları geciktirerek, HSYK’da bunları baskın bir şekilde gündeme getirip bir emrivaki şeklinde uygulamaya sokma çabalarına karşı iktidar direniyor..
Yargı siyasete baskı yapıyor.
Jüristokrasi, yasamayı da, yürütmeyi de by-pas ederek yargıyı derin devletin koruma kalkanı haline getirmeye çalışıyor gibi bir durum çıktı ortaya.. Gelinen nokta, tuzun koktuğu noktadır..
İktidar bir yandan Anayasa Mahkemesi ile, öte yandan Yargıtay ve Danıştay kıskacında teslim alınmaya çalışılıyor..
Bana kalırsa HSYK’daki işbirlikçi bazı üyelerin komploları, HSYK’yı GATA’nın düştüğü duruma düşürecek.. GATA yetmedi, birileri sanki HSYK’yı yardıma çağırmış gibi!
İtalya’da başaramadılar, burada da başaramayacaklar.
Bu hesaplaşma bu gidişle daha da keskinleşecek.
Darbeci kadrolar oğullarını savcı, kızlarını hakim yapsalar, kurtaramayacakları vahamette bilgi ve belge yığılacak önlerine.. Göreceksiniz, rüzgar ekenler, fırtına biçecekler.. Dahası, korumaya çalıştıkları kişilere, kurumlara, değerlere zarar verecekler..
HSYK’ya umud bağlayanlar, şimdi sırada kim varsa onları yardıma çağırsınlar..
Geçen gün Fatih Uğurlu yazıyordu. Evren demiş ki, “Bize suikast yaparlarsa, içerideki ülkücülerin hepsini öldürün”.. “Konya’da protesto gösterisi yapan olursa, hepsini tarayın.”
Darbecilerin aklının erdiği başka bir şey mi var?
Bu; işte bunlar! Hapsetmeyip de beslediğimiz adam bu!
HSYK, Ergenekon davasının hakim ve savcılarını alıp başka yere gönderse, Diyarbakır’da da aynı şeyi yapsa, ne olacak?.. Bu dava bitecek mi? Tutuklular salıverilecek mi?
Bu halkın zekasından bu kadar kuşkuya düşemezsiniz..
Madem öyle, şimdi bu beyefendilerin verdikleri kararlara bir bakalım.. Yargıtay’da Danıştay’da dönen bazı dolapları mercek altına alalım bakalım. Oradaki bazı beyefendilerin ve aile çevrelerinin, eş-dost ilişkilerinin hukuk dışı ilişkilerini takibe alalım..
Ben kendi payıma Yüksek Yargının ne kadar Yüksek olduğunu biliyorum..
Yazmadığım bir yazıdan dolayı gözümün içine baka baka, gülerek nasıl mahkûm ettiklerini, evimi nasıl haczettiklerini.. Bana yapılan ağır hakaretlerle ilgili mahkûmiyet kararlarını bozarken, benim sıradan eleştirilerimi nasıl cezalandırdıklarını biliyorum..
“Avukat tutma, hakim tut” sözünün nasıl ortaya çıktığını biliyorum..
Hadi şimdi, Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK’lardaki dostlarınızı da yardıma çağırın; siz Ergenekoncuları, Ergenekoncular da sizi kurtarsın bakalım.. Hadi aslanlarım, koçlarım benim.. Vatan kurtaran yiğitler.. Brifingli kanun adamları.. Militan Demokratlar..
Adalet Mülkün, yani sahip olunan her şeyin temelidir.. Hukukun üstünlüğü esastır. Bunu tesbit, tayin ve uygulama konusunda görev yapan yargıçların da bu değerlere sahip, sadık birer insan olması gerekir.. Hukukun istismarı da aynı derecede vahim bir hadisedir..
Hepimizin, hukuka ve görevini hakkı ile yapan saygın hukukçulara sahip çıkmamız gerekiyor. Bu anlamda, hukuk kurumunu temizlemek de belki ilk önce ve en çok hukuk adamlarına düşen bir görevdir diye düşünüyorum..
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi