Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Hazırlık

Hazırlık

Hayatımızdan kopmayan ve kopmayacak bir parçadır hazırlık. Sabahleyin evden çıkmadan, işimiz için, okulumuz için, büromuz için yaptığımız hazırlık... Bir şehre, köye, ilçeye gitmeden evvel yaptığımız hazırlık... Düğüne hazırlık, nikaha hazırlık... Tatile, pikniğe, kamplara hazırlık... Bitmeyecek kadar zengin ve çeşitli olan bir konudur hazırlık.
Bunların yanında başka hazırlıklar da vardır. Namaza hazırlık, abdeste hazırlık gibi... Ramazan ayına hazırlık, oruca, iftara ve sahura hazırlık gibi. Ve nihayet bir ömrü kuşatan ölüme hazırlık...
Tüm bu hazırlıklarımızı bereketlendirecek, şereflendirecek ve hayatımızı kuşatacak bir başka hazırlık vardır ki o da Allah katından gelen kitaba; Kur’an-ı Kerim’e hazırlık yapmak. Ama nasıl? Kur’an’ı öğrenerek veya mukabele (karşılıklı okuma ve dinleme) ile yahut Kur’an’ı baştan sona kadar okumaya hazırlık. Veya okuduklarımızın ne manaya geldiğini öğrenerek hazırlık yapmak.
Tüm hazırlıkları yorulmadan, yılmadan yapmamıza vesile olacak Ramazan ayı büyük ve önemli bir sebep olsa gerek.
Bu hazırlığın ilk adımı nasıl olmalıdır?
Bunun cevabını Hz. Mevlana verir ve der ki: “Ey insan! Sen güzellik Yusuf’usun, bu âlem de kuyu. Seni bu kuyudan çıkaracak yegane ip ise Kur’an-ı Kerim’dir. Ey vaktin Yusuf’u olan Müslüman! İçinde bulunduğun kuyudan seni çekip çıkaracak Kur’an, sana ip olarak uzatıldı. Kaldır elini, ipe sarıl ki kuyudan çıkasın.”
Böyle bir imkana ve nimete sahip olmak istiyorsak, yapacağımız iş bellidir. Önce inanan bir insan olarak Kur’an’la kendimizi test etmeliyiz. Kur’an’ın neresindeyiz? Kur’an, hayatımızın, evimizin, ticaretimizin neresindedir?
Hadis-i şerif ne güzel dile getirir: “Allah’ın kitabı, Allah’ın gökten yere uzatılmış ipidir.” Ve bir başka hadiste ise: “Muhakkak ki bu Kur’an’ın bir tarafı Allah’ın kudret elinde, diğer tarafı da sizin elinizdedir. Ona sımsıkı sarılın. Böyle yaparsanız, ondan sonra hiçbir zaman helak olmaz ve sapıklığa düşmezsiniz.”
Her iki hadis-i şerifi Taberani isimli hadis aliminin Mucem es Sağir isimli eserinde bulabiliriz.
Şimdi şu sunacağım mesajı lütfen gönül kulağınızı açarak okuyunuz.
Rabbimiz, ilk gönderdiği sûrede yani Alak Sûresi’nde “oku”, ikinci sûrede yani Kalem Sûresi’nde “yaz” emrini alarak, bilgi ve düşünce hazırlığını yapmış insana, inme sırasında üçüncü olan Müzzemmil Sûresi’nde insana, “örtülerden sıyrılarak kalk” emrini vermiştir. Nihayet nüzul sıralamasında dördüncü sûre olan Müddessir Sûresi’nde de aynı emri yani “kalk” emrini vermiştir. Ancak, Müzzemmil Sûresi’ndeki “kalk” emri, bilgi ve düşünceyle donatılmış, ruhun yani insanın, bireysel kıvamına-kalkınmasına yönelik emir iken, Müddessir Sûresi’nde ise bireyin, kendisi dışındaki dünyaya, insanlığa taşınması emredilmiştir. Yani, insanın iç dünyasında gerekli değişimi, inkılabı ve değişikliği yapmadan, dış dünyadaki boyutlarda harekete geçmesi, insanı zafere-başarıya götüremez. Bundan dolayı, Ramazan ayındaki sahur kalkışlarımız, seherlerimizle buluşmakta, seherlerimiz ise, gece kalkan her Müslüman insanın elinde Kur’an’ın olacağını ve ayetleri tane tane okuyacağını görmek ve bilmek ister.
İşte Kur’an-ı Kerim’e yapacağımız hazırlığı bu iman ve bu anlayışla gerçekleştirmeliyiz. Basma kalıp bir anlayıştan kurtulursak, hayatımızda her şeyin müspete doğru değişeceğine, gelişeceğine olan imanımızı bir daha tazelemeliyiz. Kavuşmamıza kısa bir zaman kalmış olan Ramazan ayımız, bizleri dolu, ümitli, heyecanlı, kararlı ve azimli olarak görmeli ve bulmalıdır. Cümlenize selam ve sevgiler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi