D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Ahî Mes’ut nerede?

Ahî Mes’ut nerede?

“Norşin”in nerede olduğunu Cumhurbaşkanımız sayesinde artık herkes biliyor. Yeni ismiyle birlikte tekrar dolaşımda.
Yer adlarını değiştirme konusu Türkiye’nin keyfilikler dosyasının başlarında yer alıyor.
Yaklaşık olarak 28 bin kadar yerleşimin adı değiştirilmiş. Peki bu değiştirme, yer adlarını tamamıyle türkçeleştirme faaliyeti olarak görülebilir mi? Hayır! Çünkü çok sayıda türkçe yer adı da değiştirilmiş. Bu da bir İttihatçı gelenek olarak Cumhuriyet’e devredilmiş; yer isimlerini ilk onlar değiştirmeye başlamışlar!
Bir yerin ismi nasıl değişir? Yer adlarını fatihler değiştirir. Bir de yeni nasyonalistler! Konstantinopolis’i fetheder, “İstanbul” yaparsınız! Aslında İstanbul da Konstantinopolis’ten, onun arapça söylenişi olan Kostantiniye’den uzak bir adlandırma değildir. Ama artık İstanbul İstanbul’dur ve bu yer adının türkçesi aranıyorsa bu da “İstanbul”dur.
Yer adları üzerinde oynamak sadece doğuya, güneydoğuya, kuzeydoğuya has değildir... Türkiye’nin başkentinde, Ankara’da da yer adları değiştirilmiştir!
Ankara çok önemli bir ahîlik merkezdir. Hatta bir ara, Selçuklu sonrası beylikler döneminde Ankara’yı ahîler idare etmiştir. Şehrin ahîlerle anılan yer, yapı isimleri bir haylidir. Eski Ankara’nın mahalle adlarından biri “Ahîler”dir. Bir diğer eski mahalle ismi “Ahî Arap”tır.
Eski Ankara’nın en büyük camii Ahî Şerefeddin camiidir. Halk buna “Arslanhane” de der. Banisi Ankara’nın “Ahî Cumhuriyeti” sayıldığı dönemde ahîlerin şeyhi olan Ahî Şerefeddin’dir. Eser ismi yaşatır. Halkın Arslanhane demesinde beis yok elbette. Fakat Ahî Şerefeddin de unutulmamalı. Zaten unutulmamaktadır...
Çarşı içinde, eski adlandırma ile “Koyunpazarı”nda aynı tarihî değerde Ahî Elvan camii vardır. Ahî Yakub, Ahî Tura Ankara’nın sevimli tarihî mescidleridir.
Hâlâ “Ahî Mes’ud”a gelemedik...
Ankara’da artık böyle bir yer adı yok! Fakat bu tarihî ismin değiştirilmesiyle oluşturulmuş kocaman bir şehir var: Etimesgut!
Söylemekte biraz zorlandınız sanırım!
Yoksa “Etimesğut” muydu?
“Ahî Mes’ut” nasıl “Etimesgut” veya “Etimesğut” oldu? Bu ayrı -hatta hayli tehlikeli- bir bahis. Fakat, şimdi Ankara’nın bir semti olan yer eski bir köydü. 1930’larda “Türk tarih tezi” modaydı. Tarih tezine göre, islâmî devir Türk tarihi tu kaka edilmişti. İslâm öncesi Türk tarihi revaçtaydı. Anadolu’da “Eti” diye çok medenî bir kavim yaşamıştı. İşte onlar, yani “Eti Türkleri” Anadolu’nun madenlerini de işletmişlerdi! Bu yüzden madenlerle ilgili bankanın adı Etibank’tı! Anadolu’yla pek alâkası olmamakla beraber, Sümerliler de Türk sayıldığı için, dokumacılık sanayi ile ilgili bankaya da “Sümerbank” denilmişti!
Artık tarihçiler “Eti” diye Anadolu’da yaşamış bir devletten, topluluktan bahsetmiyorlar. Elbette Hititler var. Onların tarihi, medeniyet kalıntıları biliniyor ve korunuyor.
Yani Eti yok, Etiler hiç yaşamadı! İlim böyle söylüyor.
Ama “Etimesgut” ismi devam ediyor!
Türkçede iki sessiz harfin peşpeşe gelmeyeceği kuralını da hiçe sayarak.
Ben “Ahî Mes’ud” demeyi tercih ediyorum!
Ankara’da bir semt ismi var ki, o semtte oturanlar bile oturdukları semtin gerçek adını bilmezler.
Kul Derviş, Hacıbayram Veli’nin dervişlerindendir. Kişiliğini kullukta ve dervişlikte eritmiş bu ismi belirsiz kişi, Ankara’nın Hacettepe semtinin kenarında mescidi, mezarı ve mahalleye verdiği adla yaşarken, bugün hem mezarı kaybolmuş, hem mescidi yıkılmış.
“Kulderviş” ismi de “Kurtuluş”a çevrilmiş!
Kurtuluşlular semtinizin gerçek adını talep edebilir misiniz?




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi