Ben olsaydım
Eğer bir Kürt politikacısı ya da kamuoyunu etkileyen bir isim olsaydım şunları söylerdim: Taleplerimizin Kürtler için, mücadelemizin devlete karşı olduğunu düşünenler yanılıyor. Biz gelecekte içinde yaşayacağımız devletin nasıl olması ve bu amaçla nelerin yapılması gerektiğini söylüyoruz. Birlikte kurduğumuz cumhuriyeti çağa uygun ve ülkemizi büyük bir devlet haline getirecek tedbirlerin alınmasını istiyoruz. İçimizde ırkçı söylemleri olanların azınlıkta olduğunu ve bunun önemli bir bölümünün Kürt’ü aşağılayan hatta halkı küçük gören ideolojilere bir tepki olarak doğduğunun bilinmesini istiyoruz.
Hem ortak değerlerimiz hem de içinde bulunduğumuz şartlar soy odaklı bir halk tanımlamasının bütünleştirmeyi değil ayrışmayı körükleyeceğini görüyoruz ve ülkemizin insan odaklı, birlikte yaşamak isteyen ve sadece zengin değil, üstün değerlere sahip bir halk olmasını isteyen bir devlet yapısına sahip olmasını istiyoruz. İnsanların kendi tercihi olmayan soy ve inançlarına göre değil savundukları değerler ve yaptıkları olumlu işlerle değerlendirilmesini istiyoruz. İnsanları Kürt, Ermeni asıllı, Sabetaycı ve benzeri tarzda tanımlayıp yaptıkları erdemli ve doğru işleri gözardı eden ama başka bir kimliğe sahip olanların yaptığı olumsuz işleri bile yücelten, onlara herkese hakaret etme hakkını veren bir anlayışın değişmesini istiyoruz. Bunun için kimseye benzemek ve başkalarını örnek almak gerekmiyor. Geçmişimizi ve sahip olduğumuz değerleri bir fidan kabul edilip onların dev bir ağaç haline getirilmesini ve herkese örnek olmasını istiyoruz.
Halk içinde yaratılan ayrışma yapaydır ve köksüzdür. Bir sürü operasyon yapılmasına ve halkı birbirine kırdırmak için komplolar düzenlenmesine rağmen halkımız, üzerinde çizikler olan bir taş gibi sağlam durmaktadır. Üstelik yaratılan çatışma ortamını tek sebebe bağlamak ve Kürtleri sorumlu tutmak da yanlıştır. Kürtlerden arınmış bir ülkenin daha zengin, sorunsuz olacağını ve AB üyeliğini önünün açılacağını düşünen ver- kurtulcuların rolleri gözardı edilmemelidir.
Ülkede yaşayan halkın Türk olarak adlandırılmasından rahatsız değiliz. Önemli olan bu terimin içeriğidir ve kimleri kapsadığıdır. Türk adı farklılaşmak ve bir grubu temsil etmek için kullanılmadığı sürece başka bir ada gerek yoktur ve zaten daha uygunu da bulunmamaktadır.
Bizi kimliğimizden ve kültürümüzden uzaklaştırmaya çalışmayın. Kendi değerlerini kolayca feda edenlerden oluşan bir halkın ülkesini de feda edebileceğini unutmayın. Kişilik sahibi insanların oluşturduğu bir halk rüzgara göre yön değiştiren bir halktan daha güvenilirdir. Kültürümüz ve kişiliğimiz için gösterdiğimiz direnci bir düşmanlık olarak algılamak yerine bir erdem sayın ve onu ülkemiz için bir değer olduğunu kabul edin. Kendi değerlerine önem verenler başkalarının değerlerine saygı gösterir. Karşınızdakini değiştirmek isterseniz sizi değiştirmek isteyenlere neden karşı koyacaksınız?
Birlikte Türkiye’yi, sadece zengin yapmakla yetinmeyip erdemleri savunan ve bu açıdan dünyaya örnek olacak bir ülke yapmak isteyenlere gönlümüzün kapısı her zaman açıktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.