Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Ulus devlet, din, soy, vatandaşlık

Ulus devlet, din, soy, vatandaşlık

Değişim
Genelde açılım olarak adlandırılan süreç bana göre bir değişimdir. Bu değişimi kolaylaştıran iç ve dış dinamikler vardır. Bu dinamiklerden birini öne çıkarıp olayın uluslararası bir komplo olduğunu ya da tamamen iç siyasetin bir sonucu olduğunu söylemek doğru değildir. Bu iki etki birbirini tamamlar ve sonucu belirler. Geçmişte SSCB’nin dağılmasını yorumlarken yazdığım yazının başlığı “İçe Değil Dışa Dönük” idi. Rusya’nın dünyadaki şartlara göre, hiçbir doğrudan dış müdahale olmadan, yeni şartlara uyum sağlamak için kendisini değiştirdiğini söylüyordum. Olay ne yabancı bir komploydu ne de dış etkilerin olmadığı bir süreçti. Bu konuda yazdığım ama rağbet edilmeyen bir dizi senaryosunda değişim için ABD ve Rus yetkililerin ortak bir plan hazırladığını bile söyledim. Eskiyen ve geçersiz hale gelen dengenin yerine yenisi kuruluyordu.

Küçük veya büyük her devletin istediğini yapabileceğini düşünmüyorum. Bu yöneticilerin halka verdikleri bir mesajdan ibarettir. Dünya bir bütündür ve herkesin eli diğerlerinin cebindedir.

Kürt sorunuyla ilgilenmeye 1970’lerin başında, henüz olay siyasi alana taşınmadan başladım ve adetim olduğu üzere bir model kurdum. Avrupa ülkeleri İkinci Dünya Savaşı öncesinde ikinci sırada yer alan ABD ve SSCB’yi eski yerine taşımak ve egemen güç olmak istiyordu ve bunun yolunun enerji kaynaklarını kontrol etmekte görüyorlardı. Bu alanların kapısında Türkiye olduğu için onunla bütünleşmek istediler. Kürtleri Irak’la bütünleştirmek ve orada kontrol etmek, Türkiye’yi sorunsuz bir ortak olarak içlerine almak istiyorlardı.

O dönemde Kürt sorununun siyasi alana taşınmaması için şunları önerdim: Güneydoğu’daki feodal yapı zorla değil ekonomik tedbirlerle tasfiye edilmelidir. Bunun yolu feodal ilişkiler yerine kapitalist ilişkilerin getirilmesidir. Ayrıca bölge ile ülke genelinin ekonomik bütünleşmesi sağlanmalıdır. Bölge bağımsız ve fakir bir ekonomiye sahiptir ve bölgedeki diğer ülkelerle ekonomik ilişkileri Türkiye genelinden daha güçlüdür. Şüphesiz kaçakçılık da bir ekonomik faaliyettir.

Ancak bölgede Türkçe eğitimin güçlendirilmesi ve gazete dağıtılması gibi tedbirleri önerenlerin tezleri kabul edildi.

Şu anda Türkiye değişmektedir ve bu Kürtlerin konumunu düzeltmek için yapılmamaktadır. Değişim ulus anlayışımızı soy ve din ile tanımlanmak yerine vatandaşlık kavramının getirilmesi ve böylece bölgedeki halklar üzerindeki etkimizin artmasını sağlamaktır. Kürt açılımına Ermeni, Rum ve bölgedeki herkes dahil edilecektir.

Geçmişte SSCB’deki değişimi incelerken söylediğimi tekrarlayabilir ve bu açılımın içe değil dışa dönük olduğunu ve dünyadaki yeni dengelere uyum sağlamaya yönelik olduğunu söyleyebilirim. Yeni dengeyi Türkiyesiz kurmak zordur ve buna uyum sağlayamazsak her şey allak bullak olur. Sorunu çözerken bizim vatandaşlarımız olan ve kardeş saydığımız Kürtlerin dövüşen fillerin ayakları altında kalmamasını sağlamak borcumuzdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi